İslamcılık Gelişiyor mu, Tükeniyor mu?
İslamcılığı, IŞİD mantığı ile paralelleştiren ve diğer İslami grupları yok etme fanatizmine bağlayan Türköne, önce Gülenci polisten yargıcına, istihbaratçısına kadar uzanan fişleme, kumpas kurma, ispiyon, işkence faaliyetlerinin hesabını sormalı.
Hamza Türkmen / Haksöz Haber
Ali Bulaç ile Mümtaz'er Türköne’nin polemiği İslamcılık ‘durduruldu’ mu ‘bitti’ mi sorusuna dayanıyor.
Bu polemikle Türkiye’de ve ümmet coğrafyasında insani ve İslami kazanımlarımız,‘zaaflar sosyolojisi’ çerçevesinde tartışmaya açılarak yıpratılmaya, değersizleştirilmeye çalışılıyor.
Yani küresel kapitalizmin İslamofobik hesaplarına hizmet verecek, kavram kaosu ve tarihi vakıaların saptırılmasıyla oluşan bir dedikodu pazarı oluşturuluyor.
Kemalizm’in darbeleriyle örselenen, ancak 1970’li yıllarda kıpırdanmaya başlayan ‘İslamcılık’ denilen yönelimin sanki önceki durumu çok başarılıymış gibi, durdurulma veya bitme tarihi 2002 sınırına mahkûm ediliyor.
Bu tezvirat, reel siyasette AK Parti ile birlikte Erdoğan ve Davutoğlu öncülüğünü tasfiye etmeye çalışan neo-conları, küresel sermayeyi, siyonistleri memnun edecek bir demagoji.