1. YAZARLAR

  2. Hilmi Yavuz

  3. 'İslamcı şiir'
Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz

Yazarın Tüm Yazıları >

'İslamcı şiir'

30 Haziran 2010 Çarşamba 00:10A+A-

Konumuz, 'İslamcı Şiir'! Pek iyi de öncelikle, 'İslamcı şiir'den neyin anlaşılması gerektiğini ortaya koymak gerekir.

Bence 'İslam şiiri'ni, (i) İslam Medeniyetinin şiiri (Örnek: Yahya Kemal); (ii) İslam Akaidinin şiiri (Örnek: Mehmet Akif) ve (iii) İslam Siyasetinin şiiri (Örnek: Necip Fazıl) olarak üç kategoride düşünmek gerekir. Bunlardan ancak, İslam Siyasetinin (ya da daha yaygın bir deyişle, 'Siyasal İslam'ın) şiirine 'İslamcı şiir' diyebiliriz, sanıyorum. Bugün yazılmakta olduğu söylenen 'İslamcı' şiirin, ne Medeniyet, ne Akaid ne de Siyaset bağlamında 'İslamcı'lıkla uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. 'İslamcı şiir' yazmak iddiasında olan genç şairler var mıdır, bilmiyorum, ama bildiğim şu ki, eğer varsa, bunların İslam'ın ne Medeniyeti ne Akaidi ne de Siyasetine şiirsel söylemle (evet, dikkat! 'şiirsel' söylemle!) atıfta bulunmakta başarılı olamadıklarıdır. Hiçbiri, bırakınız Yahya Kemal'i, Akif'i, Necip Fazıl'ı, bir Ziya Osman Saba kadar, şimdi maalesef yok olup gitmekte olan o zarif Müslüman ruhaniyetini lirik bir söylemle dilegetirme becerisini gösterememişlerdir:

Rabbim, şuracıkta sen bari gözlerimi yum,

Sen bana en son kalan, ben senin en son kulun,

Bu akşam, artık seni anmayan İstanbul'un

Bomboş bir camiinde uyumak istiyorum.

Necip Fazıl'dan sonra 'İslamcı' kimliği atfedilen şairlerin şiirlerine gelince, onların, örnekse Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu'nunkilerin, sadece İslamî bağlamda okunmalarının sözkonusu olmadığını düşünüyorum ve şüphesiz, bu şairlerin tek boyutlu bir okumayla sınırlı bir yorumla uzaktan yakından hiçbir ilişkileri olmadığını da!. Karakoç da, Zarifoğlu da şiirlerini çoğul okumaya açık kılarak, anlamı bir'e indirgeyen manzumeci yaklaşıma kesinlikle yüz vermemişlerdir. Ama şunu unutmamak gerek: Türkiye'de genellikle okuma ve yorum tarzını, metnin (şiirin) kendisi değil, şairinin ideolojisi belirler: 'Nazım Hikmet komünisttir; öyleyse bu şiirinde de bu ideolojiyi dile getiriyordur' ya da 'Sezai Karakoç İslamcıdır; öyleyse bu şiirinde de İslamcı ideolojiyi dile getirmiş olmalıdır' örneklerinde olduğu gibi! Özetle söylemek gerekirse, 'metnin niyeti'ni ('intentio operis') geçtik, 'yazarın niyeti'nin ('intentio auctoris') bile göz ardı edilip, sadece şairin, 'açıklanmış' ideolojik konumunun referans olarak alındığı bir yorum siyaseti...

Oysa metinle şiirin anlamı (niyeti, matrisi) ile şairin ideolojisi arasında zorunlu bir ilişki sözkonusu değildir. Böyle bir zorunlu ilişki, metnin ancak propaganda amacıyla inşa edildiği durumlar için geçerlidir. Karakoç'un da, Zarifoğlu'nun şiirlerini, bu tür manzumeci bir malûliyetten tenzih ederim.

Söylemek istediğim şudur: İdeolojik tavırlarını açıkça deklare etmiş şairlerin şiirlerini bu önyargıyla ('Bu şair İslamcı, öyleyse bu şiirinde de İslamcılığı aramak gerekir') okumak, bu önyargıyı 'metinle sınamadan metne dayatmak' biçiminde gerçekleştiği takdirde, reddedilmelidir. Oysa biliyoruz: Hermenötik bir okuma (yorumlama) stratejisi, önyargıları peşinen reddetmez; (Gadamer'in o çok ünlü, 'önyargılara karşı önyargılı olmayınız!' sözünü hatırlamalı burada) tam tersine, önyargıların, yorumsama sürecinde bir işlevi olduğunu onaylar;- ama bir şartla: Bu önyargıları, metinle sınama şartıyla! Şayet metinsel veriler, önyargıları doğruluyorsa, o başka! (Bu takdirde okumada referans, artık şaire ilişkin önyargı olmaktan çıkmış; referans, 'metnin niyeti' olmuştur). Ama doğrulamıyorsa, (olumsuz) önyargılar reddedilmeli, metne bu defa metnin kendisinden yola çıkılarak yaklaşılmalıdır.

Burada Hermenötik okumadan farklı bir tavrı öne çıkardığımın farkındayım, Hermenötik, Prof. Sayın'ın deyişiyle, 'önyargı[yı], yanlış yargı değil,[...]doğruyu olduğu kadar yanlışı da içerebilen yargı [olarak kabul eder.]', evet, ama 'doğru olan'ı yanlış olandan ayırmak için [...]Gelenek'e başvurmak gerek[tiğini] savunur. Gadamer'e göre 'Geçmişi olduğu kadar bugünü de içeren geleneğin belirlediği, yönlendirdiği[...] olumlu [...] önyargılar aracılığıyla metne yaklaşarak geçmiş ile bugün, metin ile okur arasında bir köprü kurulabilir ve böylece anlama sürecinin ilk adımı atılmış olur.' Okumada, Hermenötik anlamda Geleneğin yerine, Formalist anlamda metin merkezli okumanın (teorik okumayı, metin merkezli okumanın bir türevi kabul ederek) ikame edilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Hâmiş: Siz sevgili okurlarımdan bir müddet için izin istiyorum. 'Dinlence' için değil, faaliyetleri 'tatil' etmek için! Sağlık, safalık ile kalın (H.Y.)

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT