İslam ümmetine mensup olmanın nişanesi: Kurban
Ahmet Varol, Müslümanların bir araya gelmesine vesile olan Kurban ve hac gibi ibadetlerin önemini hatırlatıyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
Bayram duyarlılığı
Dün Allah’ın izniyle Hicri 1444 yılının Kurban bayramına ulaştık. Bugün de bayram devam ediyor. Bu vesileyle tüm okuyucularımızın ve bütün dünya Müslümanlarının bayramını tebrik ediyor, tüm İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah mutluluk ve huzur içinde tekrarını nasip etsin inşallah.
Kurban bayramının tüm dünya Müslümanları açısından özel bir yeri ve anlamı var. Bu bayramın bir gün öncesinin yani arefe gününün sabah namazından itibaren 23 vakit namazda, farzlardan sonra teşrik tekbirleri okunuyor. Bu aslında bir farkındalıktır.
Şöyle ki, insan bazen gündelik olarak yaptığı bir ameli sürekli aynı ritimde tekrar ederken ona çok fazla alışır ve eğer kendini uyarmazsa duyarlılık etkisini kaybedebilir. Bu yüzden bazen yapılan işe bir fark katmak o duyarlılığın yeniden canlandırılmasına ve rutin halinden çıkmasına vesile olabilir. Yani kişi ne yaptığının biraz daha fazla farkında olur. O yüzden Kurban bayramı günlerinde bu teşrik tekbirlerini ihmal etmemek gerekir.
Ancak namazda duyarlılık ve bilincin sürekli korunması gerektiğini, kişinin namazı kılarken Allah’ın huzuruna çıktığının, tekbir yani Allah’ın büyüklüğünü insanın kendine hatırlatması, tesbih yani Allah’ın yüceliğini dil ile ifade etme, tilavet yani Allah’ın kitabından bir şeyler okuyarak onunla irtibatını sürekli canlı tutma, dua yani Allah’tan yine onun öğrettiği şekillerde taleplerde bulunma, rüku yani kendi nefsinin tekebbüründen korunarak Allah’ın yüceliği önünde eğilme, secde yani alnını yere koyarak Allah’ın yüceliğini nefsine hatırlatma ve bunun gibi pek çok mükemmel ameli bir arada yaptığımızın sürekli bilincinde olmalıyız. Eğer namazı sadece rutinleşmiş gündelik amel olarak yaparsak hayatımıza yansıması da düşük düzeyde olur. Bu açıdan namazda farkındalık önemlidir.
Kurban bayramı aynı zamanda önemli bir ümmet zirvesinin gerçekleştirildiği günlerdir. Tabii hac ile ilgili çok şey dinlediğinizi ve okuduğunuzu düşündüğümüz için aynı şeyleri burada tekrara gerek görmüyoruz.
Ancak dünyanın değişik yerlerinden gelerek hacda buluşanların, İslam coğrafyasının ve hatta tüm dünyanın farklı bölgelerine yayılmış Müslüman toplulukları temsil ettiklerini göz önünde bulundurarak bir de bu ümmete mensubiyetin farkındalığını yaşamak gerekir.
Bir ümmete mensubiyet aynı zamanda o ümmetin dertleriyle dertlenmeyi, davalarını sahiplenmeyi, yaralarının sarılması için yürütülen çalışmalara katkıda bulunmayı gerektirir. Bu itibarla bizim İslam âleminde yaşanan gelişmeleri takip etmemiz sadece haberleri izlemekten ve gelişmeler hakkında bilgi sahibi olma çabasından ibaret değildir. Bu, aynı zamanda bir duyarlılıktan kaynaklanmaktadır. Bu duyarlılığın temelinde de ümmet bilinci var.
Bugün bu ümmet her ne kadar idari açıdan birlik ve bütünlüğünü kaybetmiş olsa da, “Şüphesiz mü’minler kardeştir” ilkesi üzere iman temelinde gönül bütünlüğünü muhafaza etmektedir. Bilgilenme çabaları bu gönül bütünlüğünün, aradaki bağların daha da güçlenmesine ve yardımlaşmaya vesile olmaktadır. Bu konudaki çabaların artması zamanla güçlerin birleştirilmesine ve idari koordinasyonun sağlanmasına varacak birlik ve bütünlüğe giden yolu da açacaktır. Onun için İslam dünyasında yaşananlara, olan bitenlere, hadiselere bigane kalmamak gerekir.
Bugün Müslüman toplumları birbirinden ayıran sınırları biz çizmedik. Bu sınırlar bize dayatıldı. Ama kafalarımızdan ve ilgi alanımızdan bu sınırları tümüyle kaldırmamız ve sınır tanımayan bir kardeşlik bilinciyle tüm dünyadaki Müslümanların davalarını sahiplenme duyarlılığını göstermemiz mümkündür. Bunun gerçekleşmesi ise en başta ilgiyle ve bilgiyle başlar. Neler olduğu hakkında bir bilgimiz yoksa, mü’min kardeşlerimizin dertleriyle dertlenme duyarlılığı gösterirken bize dayatılan sınırları aşamıyorsak sözünü ettiğimiz duyarlılığı göstermemiz de pek mümkün olmayacaktır.
Asıl bayram sevincini de tüm dünya Müslümanlarının omuza omuza dayanışma içine girdiği ve güç birliği oluşturduğu zaman yaşayacağız.
HABERE YORUM KAT