İşin aslı: Barış ‘düşman’la yapılır!
Norveç’in başkenti Oslo’daki gizli buluşmalardan biri. Muhtemel tarih, 2010 yılının başları.
Bir tarafta, Türkiye Cumhuriyeti devletinden, hükümetinden temsilciler...
Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı (ve bugünkü MİT Müsteşarı) Hakan Fidan... Aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın özel temsilcisi olduğunu belirtiyor toplantı sırasında... Ve MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş...
Masanın öbür tarafında PKK’lılar...
Kandil’den Mustafa Karasu, KCK Yürütme Konseyi üyesi... PKK’nın Avrupa’daki en önemli yetkilisi diye bilinen Sabri Ok... Yine PKK’nın Avrupa’daki önde gelen temsilcilerinden, Kongra-Gel Başkan Yardımcısı Zübeyir Aydar...
Ve de çok iyi İngilizce konuşan biri. Ara sıra Kandil’e gittiği de anlaşılıyor konuşmalardan...
Yine anlaşılan o ki, İmralı’da Öcalan’la daha önce görüşmüş olan -ve bunu toplantıda açıklayan- Hakan Fidan PKK temsilcileriyle ilk buluşmasını Oslo’da yapıyor.
Bir başka önemli nokta:
Hakan Fidan’ın Başbakan’ın özel temsilcisi olarak Oslo buluşmalarının beşincisine katılması, bu toplantılara belki de ilk defa siyasal boyut eklemiş oluyor.
Bugün MİT Müsteşarlığı koltuğunda oturan Hakan Fidan Oslo’da iki noktayı vurguluyor:
Erdoğan’daki çözüm niyetinin ciddiyeti... Öcalan’daki olumlu yaklaşım...
Bu arada bir başka önemli konu:
‘Sivil otorite’yle PKK arasındaki diyalog mekanizmasının 2005’ten itibaren ulaştığı derinlik...
Asker, PKK lideri İmralı’ya konulduktan sonra Öcalan’ı kendi tekeline almış, MİT dahil ‘sivil otorite’den kimsenin görüşmesine izin vermemişti.
Sanıyorum 2005’te, MİT’in o zamanki en yüksek yetkilisi Emre Taner, o da ancak bir albayın eşliğinde ilk kez Öcalan’la görüştü.
Bu tarihten sonra devletin sivil kanadı ve Hakan Fidan’la da hükümet kanadıyla İmralı-Kandil arasında gelgitler hızlanmış, yoğunlaşmış.
Önceki gün internet ortamına düşen yirmi sayfalık görüşme zabıtlarına bakılırsa, bu yapılan Oslo’daki beşinci buluşma oluyor, altıncısı da düşünülüyor.
Hatta PKK tarafından Mustafa Karasu, “Biz buraya, beşinci Oslo’ya müzakere için geldik” derken, MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş şu yanıtı veriyor:
“Tamam. Ben de diyorum ki, önderliğin (Öcalan, HC) yol haritası elimde. Maddeleri de elimde. Haydi buyrun müzakere edelim.”
Burada ilginç bir nokta kendini belli ediyor. PKK tarafı, müzakere konusunda tek muhatap olarak Öcalan’ı gösteriyor, adres İmralı’dır demeye getiriyor.
Bu noktayı Murat Karayılan da geçen 25 Haziran’daki Kandil Dağı buluşmamızda bana söylemişti.
Şimdi ayrıntıya girmek istemiyorum. Ama anlaşılan PKK tarafıyla konuşulmadık bir şey pek kalmamış...
Bu arada “Hangi esrarengiz el Oslo’yu sızdırdı?” sorusunu da, konuyla ilgili olarak medyanın bir bölümündeki -daha çok Erdoğan’a yakın basındaki- bu olayı pek görmek istemeyen tutumu da şimdilik geçiyorum.
Bugün için söylemek istediğim şudur.
(1) Barış ancak ‘düşman’la yapılır.
(2) Oslo işin aslıdır, doğru olan yapılmıştır.
(3) Öcalan ve PKK görmezlikten gelinerek barış yapılamaz, Kürt sorununun silah ve şiddetle bağı koparılamaz.
Yakın geçmişte Başbakan Erdoğan doğru olanı yapmıştır, bunun için siyasal cesaret göstermiştir.
Şimdi ne yazık ki yeniden savaş tam tamları çalıyor.
Ama şunu unutmayın:
Yarın yine ‘Oslo noktası’na gelinecek. Önemli olan bu yolu kısaltmak, acıları, kan ve gözyaşını en aza indirmektir.
MİLLİYET
YAZIYA YORUM KAT