İsimden Öte Değişen Ne?
Yeni Şafak yazarı Yaşar Taşkın Koç, eğitim sistemini yaz boz tahtasına dönüştüren uygulamaların tutarlı bir mantığa dayanmaktan çok uzak olduğunu ifade ettiği yazısında, değişikliklerin isimden öte pek bir anlamının bulunmadığını vurguluyor.
Ksaltmlr bze n ypr?
Yaşar Taşkın Koç / Yeni Şafak
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Üniversitelerarası Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, kısa adıyla ÜSYM’nin kurulduğunu görmüştü.
Üniversitelerarası Kurul’un kurduğu merkez, üniversiteye girişi merkezi bir sisteme dahil eden ilk önemli adımdı.
Kıbrıs Barış Harekatı gibi çok önemli bir icraatın ardından Ekim ayında yapılan erken seçim bir sonuç vermediği gibi, ara dönem hükümeti sayılacak 38. Hükümet Sadi Irmak Başbakanlığında siyasi tarihimize geçti.
12 Mart’ın, haşhaş ambargosunun ve daha nicesinin iç politikayı etkilediği yıllar.
Yine de 85 yaşındaki ünlü yazar herhalde merkezi sınavların, o sınav sistemlerinin kısaltmalarıyla anılmasına tanık olacağını bütün yaratıcılığına rağmen hayal etmemiş olmalıydı.
Öyle oldu.
Sonra küçük bir değişiklikle Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi olunca isim kısaltma da memleketin en çok bilinen kısaltmalarından biri olarak tarihe, beynimize, günlük hayatımıza kazındı: ÖSYM.
ÜSYM’yi ÖSYM yapan 12 Eylül darbesinin biriciği, en kıymetlisi olduğunu meğer sonradan daha iyi anlayacağımız YÖK’tü.
Sonra isimler değişti tekrar, kısaltma kısaltma üzerine hayatımızda fink atmaya başladı. Bugün sabah itibariyle mesela beş ayrı LYS, onun önünde YDS, kenarında kıyısında DUS, TUS, JANA’dan başla DGS’ye EKPPS’ye kadar onlarca kısaltma var.
Biz EGO, İETT, PTT, TCDD, TBMM gibi standart kısaltmalar dışındakilere henüz alışık değildik ama hayat sizin alışkanlıklarınıza bakmıyor. Bugün birbirleriyle yazışırken Selamünaleyküm’ü bırak, selam’ı bile neredeyse şifreler gibi yazıp okuyanlar için bu devlet kısaltmaları herhalde vız gelip tırıs gidiyordur.
O yüzden yenisi geliyormuş, YÖK Başkanı yeni bir sistem açıklamış, onların sanırım en azından adı, kısaltması için sorun edeceği yok.
Tek sınav, iki sınav, sonra çoklu sınav aşamalarının ardından şimdi bir haftada bütün sınavlar sistemine geçilecek hemen bu yıl anlaşıldığı kadarıyla.
Sistemlerin veya isimlerinin ya da kısaltmalarının değişmesinin önemi yok.
Önemli olan eğitimde uluslararası ölçümlerdeki yeriniz.
Beğenelim beğenmeyelim dünya bir standart oluşturmuş ve kabul görmüş verili bir ölçme değerlendirmeyi temel alıyor.
Türkiye’ninse yaptığı bütün yatırım ve değişikliklere rağmen hem kendi iç merkezi sınavlarında hem uluslararası ölçmelerde son yıllarda gittikçe artan başarısızlığı görünüyor.
Oysa bu çok şaşırtıcı bir şey.
Önyargılarımız ve ön kabullerimiz bize bunların normal olduğunu söyleyebilir ama değil.
Türkler neredeyse tarih boyunca eğitim konusunda sıkıntı çekmiş bir millet değil. Orta Asya’dan bu tarafa, buradan batıya doğru bütün izleği takip edin, bütün tarihi tarayın eğitimin kolayca başardığımız bir iş olacağını görürsünüz. Üstelik bu süreçler boyunca onlarca farklı alfabe kullanmış, karşılaştığı farklı milletler ve medeniyetlerle bilgi alışverişinde bulunurken hiç kompleks duymamış, bilgiyi ve bilgiye ulaşmayı din mezhep inanç ırki etnik mesele haline getirmemiş; bu birikimi de eğitim öğretime çevirip çoğaltırken hiç yüksünmemiş bir milletiz.
Dahası, eğitimli insana saygı en eski dönemden günümüze doğal bir reflekstir neredeyse.
Sadece saygı değil aynı zamanda eğitim yoluyla hayatın basamaklarını tırmanmak, sınıf, ekonomi gibi nedenlerle ulaşılması zor yerlere tırmanmak için kapısı hep sonuna kadar açık tutulan bir şeydir eğitim.
O yüzden mesele yabancısı olduğumuz bir mesele değil.
Ama ne oluyor da oluyor ve bildiğimizi unutmuş gibi davranıyoruz, işte bunu ben Yaşar Taşkın Koç, yani kısaltarak söylersek YTK, yeni kısaltmasıyla YKS üzerine yazarken henüz anlamış değilim.
HABERE YORUM KAT