IŞİD Güneydoğuda
Her Yerde IŞİD
Son günlerin en popüler ismi IŞİD. Üstelik sadece Türkiye ve Ortadoğu'da değil, tüm dünyada.
Aşağı IŞİD, yukarı IŞİD, havada IŞİD, karada IŞİD. Irakta IŞİD, Suriye’de IŞİD. Bizimkilere bakarsan İstanbul’da bile IŞİD. Her gördüğü sakallıyı IŞİD zannedenler (daha doğrusu zannetmek isteyenler) İstanbul’daki sakallıları IŞİD diye gammazlamakla yetinirken, Güneydoğudaki PKK taifesi bununla da yetinmeyip anında temizliyor.
IŞİD’tir IŞİD!
Yakında anneler yaramaz çocuklarını seni IŞİD’e veririm ha diye, insanlar birbirlerini şiiişt! IŞİD diye korkutmaya başlarlarsa hiç şaşırmamak gerekecek. Hatta, yenilen pehlivan mindere doymazmış sözünün en güncel muhatabı olan ulusolcularımız, gelecek ilk seçim mağlubiyetine gerekçe bulmak için trafoya giren kedidir kedi vecizesi yerine, IŞİD’tir IŞİD diye yeni sürüm bir vecize geliştirebilirler.
Ve hatta yakında her taşın altında IŞİD aramaya başlarlarsa şaşırmayalım. Malum bizim ulusolcular ineğin altındaki buzağıyı göremeyip! öküzün altında buzağı aramayı pek seven bir taife.
İnsan bunlara bakınca sen neymişsin be IŞİD’ten başka diyecek başka bir söz bulamıyor doğrusu. Sanırsınız ki IŞİD Suriye ve Irak’ı tamamen ele geçirmiş, İran sınırlarından Tahran’a doğru taarruza geçmiş, yakında ABD’yi bile ele geçirecek!
Abartma sadece bizim memlekete has sanırdım eskiden, şimdi batılıların tutumuna bakınca, bizimkilere rahmet okuttuklarını görüyorum. Tabi arada ufak bir nüans söz konusu. Halkımız abartmayı genelde hesapsız ve hedefsiz duygusal dürtülerle yaparken, batılılar ve batı aşıkları bir amaç uğruna ve bile bile - kasten yapıyorlar.
İlle de IŞİD, Mutlaka IŞİD,
Hülasa sonunda bizimde dünya çapında nurtopu gibi bir örgütümüz oldu. Dünyada başka gündem kalmadı, her şey unutuldu, her sorun rafa kalktı, her zulüm sümenaltı edildi. İlle de IŞİD diyor tüm dünya ahalisi.
Ne Esed’in katlettiği 200 bin mazlum, ne Ukranya krizi, ne İran’ın nükleer görüşmeleri. Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da ve pek çok memlekette zulümler değil manşetlere, sıradan haberlere bile konu olamıyor artık. IŞİD’in zulmü varken başka zulümlerin lafımı olur zaten.
Tek derdimiz kaldı evrensel bazda. Bu IŞİD’i bir bitirirsek sihirli değnek değmiş gibi bir anda dünyada hiçbir sorun kalmayacak, her bir yana mutluluklar akacak, yeter ki IŞİD’i bir halledelim.
Söz Konusu IŞİD’se Gerisi Teferruattır
IŞİD şöyle kesmiş, IŞİD böyle kurşuna dizmiş, adeta şehir efsanesi oldu IŞİD. Yaptıkları da yapmadıkları da onun boynuna dolanıyor bir şekilde. Hakkında yalan yanlış her şey söyleniyor ve anında inanılıyor. Yeter ki birisi IŞİD hakkında bir iddia atsın ortaya, en ufak bir muhakemeden bile geçirilmeden hemen kabul görüyor ve anında dünya çapında servis ediliyor ve de kesin bir gerçekmiş gibi zihinlere kazınıp kalıyor.
IŞİD’in gırtlak kesme sevdası ortada ve bu konudaki iddiaları elbette dikkate almak gerekir. Cariye aldığı iddiaları ise, IŞİD’in hikmetsiz İslam anlayışına uygun ise de, fiilen gerçekleşip gerçekleşmediğinin ciddi olarak araştırılması gereken bir iddia.
İyi ama IŞİD mensuplarının kadın ve kızlara, hatta erkek çocuklara tecavüz ettiğine dair iddialara nasıl balıklama dalınabiliyor? Böyle bir şey mümkün mü? Mensupları böyle bir şey yapsalar önce IŞİD yönetimi parçalamaz mı Allah aşkına?
IŞİD mensuplarına yapmadıkları halde tecavüz iftirasında bulunanlar, Suriye’de şebbihalarca yapılan binlerce tecavüz vakasını niye görmezden geldiler ve geliyorlar. Tecavüz sadece IŞİD yapınca suç, şebbihalar yapınca hak mı? Suriye ve Irak’ta şebbihaların ve Şii militanların boğaz kesmeyi mumla aratacak işkenceleri, kestikleri boğazlar ve yargısız infazları niye sümenaltı ediliyor, halının altına gizleniyor hep?
Esed Çetesinin Vahşetlerini IŞİD İle Örtmek
Evet IŞİD boğaz keser, infaz eder, zaten bunları kendisi üstelik görüntülü olarak ilan ediyor. Belki savaştığı yerlerde ele geçirdiği kadın ve kızları köle olarak alır satar? Ama tecavüz yapmaz, yapan elemanları olursa muhtemelen boğazını keser. IŞİD düşmanlarını öldürür, ama savaşmayan halkı öldürmez. Çünkü IŞİD’in bize göre yanlışları çok olsa da, bir İslam Savaş hukuku anlayışı vardır ve ona uymaya çalışır.
Peki ama değil İslam Savaş Hukuku, hiçbir hak hukuk ve sınır tanımayan, insanlıktan çıkarak şeytanlara fark atmış asıl tecavüzcüler ve caniler olan Esed’in şebbihaları 4 yıldır, ve hatta 30 – 40 yıldır Suriye’de tecavüzlerde bulunurken; üstelik bu tecavüzler küçük kız ve oğlan çocuklarına kadar uzamışken, niye sesiniz çıkmıyordu ey barış (pardon) baasseverler.
Esed 4 yıldır varil bombaları ile şehirleri içindeki çoluk çocukla yerle bir ederken (ve halen etmekte iken) neredeydiniz ey yeminli IŞİD düşmanları? Bu tecavüz ve vahşetleri görmezden gelmekle bunlara ortak olmuşken, şimdi IŞİD’e yapmadığı şeyleri iftira atarak Esed’i ve kendinizi aklamaya mı çalışıyorsunuz?
IŞİD’in yapmadığı şeylere ona mal etmekten hiç arlanmıyorsunuz anladık ta, peki Esed çetelerinin yaptıkları ne olacak. Çarşaf çarşaf (çoğu asparagas olan) IŞİD zulümleri haberleri yapıyorsunuz da, Esed yönetiminin faili olduğu kesinlik kazanmış olan ve 11 bin kişiye ait 55 bin işkence ve açlıkla öldürülmüş şahıs fotoğrafını niye sümenaltı ettiniz, görmezden geldiniz, çeşitli kılıflar uydurarak Esed’i aklamaya çalıştınız?
Katliamı IŞİD Değil PKK Yaptı
Kobanide gayet adil bir savaş yaşanıyor, sivil ölümü ve katliam yok. Hemen komşu illerde ise Esedin uçakları her gün varil bombalarıyla en az 30 – 40 sivili katlediyorlar. Bu yazıyı okuduğunuz günde muhtemelen böyle bir katliamın kıyıda köşede kalmış haberini okuyacaksınız.
Gel gör ki, Esed’in katliamlarını ağızlarına bile almayanlar, bırak katliam demeyi normal bir haber bile yapmayanlar, Kobanide bir türlü gerçekleşemeyen bir katliamın müjdeli haberiyle yatıp kalkıyorlar her gün.
Kobanide şimdiye değin katliam olmadı ama, bu bahaneyle Güneydoğu’da olaylarla hiç alakası olmayan masum insanlar canavarca hislerle öldürüldü ve küçük çapta bir katliam yaşandığı açık. Açıklayın da bilelim, şimdiye kadar Kobani’de IŞİD kaç sivil katletmiş?
Cambaza Bak Cambaza
Cambaza bak cambaza diyerek gözlerden bazı gerçekleri saklama konusunda gerçekten çok mahir batılılar ile uşakları mankurt ve de mankürt taifesi. Toplumu IŞİD’e baktırarak asıl suçluları gözden kaçırmak ve gerçekleri perdelemek konusunda başarılı olduklarını kabul etmek gerekiyor.
Toplumca IŞİD’e bakmaktan, ne Suriye’deki Esed ve şebbihalarının IŞİD’i binlere katlayacak zulümlerine, ne Irak’ta Şiicilerin (IŞİD’in doğmasının en temel sebebi olan) IŞİD’i yüzlere katlayacak zulümlerine, ne de Güneydoğu’da PKK taifesinin Güneydoğunun IŞİD’i olmaya aday zulümlerine bakamaz – göremez olduk.
Hedef Tüm İslamcılar, Işid Paravan Bir Hedef Tahtası Sadece
Suriye’de 4 yıldır sürmekte olan Esed vahşetini kınamak bir yana Esed’i ölümüne destekleyen mankurdan taifesinden bir kişi buyurmuş ki, yönetim mekanizmalarında kravatlı IŞİD’çilere ihtiyacımız yok. Bu kişinin sözlerini tefsir edelim de ne demek istediğini iyi anlayalım.
Demek istiyor ki, biz hiçbir İslamcı istemiyoruz, ne boğaz kesenini, ne hayat verenini, hepsi bir bizim gözümüzde. İbret alın bu mankurtlar ve mankürtlere yaranmak için günde bin kere tövbe billah IŞİD’ci değiliz diye dil döken Türk ve Kürt İslamcı kardeşlerimiz.
Demek ki mesele IŞİD değil, IŞİD’in hataları üzerinden tüm İslamcılara vurmak. IŞİD’te hikmetsiz mücadele metodu ve yaptıkları ile İslamcılara vurmak için iyi bir paravan hedef tahtası oluyor. İslam düşmanları IŞİD’e vururken, okları ve kurşunları paravan hedef tahtasını delip arkasına koydukları tüm İslamcıları da vuruyor aynı zamanda.
Aslında asıl hedefleri IŞİD gibi düşünmeyen İslamcılar. Çünkü IŞİD’in yaptıkları işlerine geliyor, içten içe seviniyorlar ve seviyorlar IŞİD’i. Malum IŞİD’in İslama ve İslamcılara verdiği zararı kendileri bile verememişlerdi şimdiye kadar.
Güneydoğuda IŞİD’ci Arayanlar
Birileri IŞİD’i güneydoğuda da arıyor, aramakla kalmıyor mutlaka buluyor ve anında infaz ediyor. Gerçi çok aramalarına da gerek kalmıyor, çünkü bulmak kolay, sakallı yada İslami derneklerde görevli biri ise garanti IŞİD’cidir, hiç araştırmaya bile gerek yok, kesin biletini gitsin.
Gel gör ki IŞİD diye nitelenenlerin IŞİD’le alakası olmamaları bir yana, aslında IŞİD’e soğuk bakan Müslümanlar, tek suçları sakallı yada HÜDA-PAR’lı olmaları. Aslında biliyorlar bunların IŞİD’le bir alakalarının olmadığını, lakin işlerine geliyor ve bilmezden geliyorlar, çünkü mesele IŞİD değil, siz hala anlamadınız mı?
Güneydoğunun IŞİD’i PKK’dır
Eğer Güneydoğuda mutlaka IŞİD aranacaksa yanlış yerde aramamalı kimse. Evet güneydoğuda IŞİD var ama, bunlar (güya) IŞİD’ci avına çıkan PKK militan ve sempatizanları aslında.
Çünkü tıpkı IŞİD gibi kendilerinden başka kuş (pardon kürt) tanımıyor, ya PKK’nınsın yada kara toprağın demekte hiç beis görmüyorlar. Tıpkı IŞİD’in İslam adına kendisine biat etmeyen İslamcıları katletmesi gibi, PKK’ya boyun eğmeyen Kürtlere ve hatta Kürtçülere Kürtçülük adına baskı yapıyor, infaz ediyorlar.
İnfazları da sıradan değil, binadan atma, arabayla çiğneme, başını taşla ezme gibi IŞİD’in bile aklına gelmeyen infaz çeşitleri geliştiriyorlar.
Güneydoğunun IŞİD’ine Alkış Tutan IŞİD Düşmanları
İlginçtir, Türkiye’de IŞİD’in şimdiye değin tesadüfi olduğunu sandığımız Jandarmaya saldırısı hariç kayda değer bir eylemi olmamış, kimseye zarar vermemişken, cümle mankurdan ve mankürden taifesi IŞİD’in ne büyük bir bela olduğunu yırtına yırtına ispatlamaya çalışıyorlar.
Lakin iş güneydoğunun IŞİD’i olan PKK militan ve sempatizanlarına gelince ıslık çalmaya başlıyor, üç maymunu oynuyorlar. Bir kısmı daha da ileri gidip, katilleri haklı, maktulleri haksız çıkaracak; PKK militan ve sempatizanlarını sevimli gösterecek şekilde haberler ve yorumlar yapıyorlar. Ne diyelim, yakışır onlara.
IŞİD Şerrin Ehveni İse PKK Ekberidir
IŞİD tıpkı hariciler gibi kaş yapayım derken göz çıkaran, iyi niyetle de olsa şerre vesile olan bir grup ve direkt ve dolaylı olarak öncelikle Müslümanlar için bir tehlike ve tehdit kaynağı. Lakin şimdiye değin Türkiye için ciddi bir tehlike ve tehdit oluşturmuş değildi ve gelecekte oluşturup oluşturmayacağı da meçhuldu.
Lakin hükümetin son günlerdeki Kobanide PYD’ye dolaylı da olsa destek anlamına gelen politikaları, IŞİD’i Türkiye için gerçek bir tehlike haline getirme potansiyeli taşıyor maalesef. Hükümet muhtemelen ABD ve Batının gazabını çekmemek için yöneldiği bu politikadan vazgeçmezse, IŞİD’in gazabını çekmesi kuvvetle muhtemeldir.
PKK’ya gelince, gerek Türkiye, gerek Türkiyeli Kürt Müslümanlar ve gerekse Türkiye dışındaki Kürtler için tam bir bela, afet olduğu kesin. Geçmişteki ve hali hazırdaki zararı açık olup, yaptıkları ileride yapacaklarının teminatı olduğunu az çok idrak sahibi olan her kes görebiliyor.
Hülasa IŞİD şerrin ehveni- zayıfı ise, PKK Ekberi – büyüğü. Bu durumda şerrin ehveni değil midir tabiatıyla tercih edilmesi gereken?
Hükümet PYD’yi IŞİD’ten Değil, Kürtleri PKK’dan Kurtarmaya Çalışmalı
Hükümetin son günlerde IŞİD ile PKK/PYD savaşında tarafsız tutumunu değiştirmeye ve PYD güçlerine dolaylı destekler vermeye başladığını müşahede ediyoruz. Doğrusu anlayamıyoruz bu yapılanları, hükümet günah mı çıkarıyor, PKK ve ABD’ye yaranmaya mı çalışıyor, bilemiyoruz.
Eğer bu tutumların altında bizim vakıf olmadığımız makul başka gerekçeler yok ve mesele sadece gönül almaksa, boşuna uğraşıyor hükümet, gönül alması mümkün değil. Çünkü PKK ve ABD verdikçe daha fazlasını isteyen, almakla doymayan bir bencilliğe sahip iki yapı olduğunu şimdiye değin her bir defasından ortaya koymuş durumdalar.
Hükümet hayırlı bir iş yapacaksa, Kobani’deki PYD güçlerini değil, Güneydoğuda PKK militan ve sempatizanlarının şerrinden Kürtleri kurtarmaya çalışsın; işledikleri suçları önlesin, suçluları cezalandırsın öncelikle. Artık PKK’nın yaptıkları yanlarına kar kalmamalı, aksi halde artarak devam edecek bu zulümler.
Bu tutum hükümet olmasının ve toplumsal huzuru korumasının, mazlumların ve haklıların yanında olmasının ahlaki bir gereğidir her şeyden önce. Bunun da ötesinde, dostunu ve düşmanını doğru ayırıp, birilerinin hışmından korunmak uğruna düşmanlarını güçlendirmemek, dostlarını gücendirmemek ve kendisine fiilen düşmanlık yapmayanları aktif düşman haline getirmemek için elzemdir.
Koynundaki Yılanı Görmezden Gelip Dağdaki Yılanla Uğraşmanın Mantıksızlığı
Öncelikle şunu net olarak idrak etmek gerekiyor. IŞİD gerek İran, gerekse ABD ve batılıların Irak ve Suriye’deki yanlış politikaları neticesi ortaya çıkmış anormal bir yapıdır. Her anormal yapı gibi, bölgeden gelen unsurları bir gün normalleşecek yada güdükleşecek, bölge dışından gelen unsurları ise kaybolacaktır.
IŞİD’in Türkiye’ye şimdiye değin ciddi bir zararı dokunmadığı gibi, eğer Hükümet PYD’yi dolaylı da olsa destek anlamına gelen yanlış olitikalardan vaz geçerse dokunup dokunmayacağı da tartışılabilir.
PKK/PYD ise bu bölgenin asli unsurlarının 40 yıla yakın süren mücadelesi neticesi olmuş ve kemikleşmiş bir örgüt olup, daha uzun yıllar kalacak ve etkinliği devam edecektir. PKK’nın şimdiye değin Türkiye’ye olan zararları ortada olduğu gibi, yaptıkları ileride yapacaklarının da teminatıdır.
Sırtında Dereyi Geçtiği Kurbağayı Sokan Akrep
Hepimizin bildiği bu darbı mesel sürecin geleceği hakkında bize çok iyi bir ders veriyor aslında. Acıyarak sırtına alıp derenin karşı kıyısına geçirdiği bir akrep tarafından sokularak öldürülen kurbağa misali, şu anda Kobani’de PKK/PYD’ye verilen dolaylı desteğin acı akıbetini haber vermektedir bizlere.
IŞİD elbette dostumuz değil, ama niye düşman olalım ve düşmanlığını kazanalım, bunun için makul hiçbir gerekçe yok. Üstelik IŞİD’in ileride kendini düzeltip dostumuz haline gelmesi ihtimali zayıfta olsa her zaman söz konusudur.
PKK ve zihniyetinin düşmanlığının gitmesi ve dost olmamız ihtimali ise sıfır. Başta ABD olmak üzere tüm küfür dünyasının ise PKK ve benzeri laik ve İslam düşmanı grup ve örgütleri dost edinmesi her zaman mümkündür.
Hükümet Attığı Bir Taşla Kendisine İki Ağır Darbe Vuruyor
Hükümet her ne gerekçe ile olursa olsun, PYD’ye dolaylı da olsa destek verecek ve IŞİD’i karşısına alacak politika ve tutumlardan mutlaka ve hemen vaz geçmelidir. Kendisin gerçek düşmanı ve aktif tehlike olan PKK/PYD’yi terörist ve tehlike kabul etmek bir yana, gizli yada açık işbirliği yapan ABD ve müttefikleri uğruna, kendisi için en azından şimdiye kadar bir tehlike oluşturmamış olan IŞİD’i karşısına alması, düşmanları adına kendi kalesine gol atması üstelik 2 – 3 gol birden atması anlamına gelecektir.
Eğer dolaylı da olsa PYD’ye destek politikasını devam ettirirse, hem gerçek düşmanı PKK/PYD’yi güçlendirerek kendisine daha fazla tehdit oluşturma ve zarar vermesine imkan sağlayacak, hem de kendisi için bir tehdit oluşturmamış olan IŞİD’in ciddi bir tehdit oluşturmasına ve zarar vermesine sebep olacaktır.
IŞİD’in Türkiye’yi Vurması Aslında Tüm İslamcıları Ve Hükümeti Vurması Anlamına Gelir
Üstelik, eğer IŞİD Türkiye’ye zarar verirse, bu durum kullanarak tüm İslamcı camialar hedef tahtasına oturtulacak, tıpkı PKK’nın Güneydoğuda yaptığı gibi IŞİD’ci olmakla – suç ortaklığıyla suçlanacaklar, dolaylı olarak halkın İslamcı camialara ve Hükümete olan desteği zayıflatılacaktır.
Bu neticeler önceden hesaplanarak mı Türkiye PYD’ye desteğe ve IŞİD’e karşı mücadele etmeye itiliyor, yoksa kendiliğinden olan bir süreç mi bu politikaları icbar ediyor, bilemiyorum. Lakin hükümetin sürüklenmek istendiği bu politika ister tuzak olsun, ister kendiliğinden netice fark etmeyecek ve tehlikeli sonuçları doğuracaktır.
Tüm bu nedenlerle Hükümet sadece mutlaka ve hemen PKK/PYD’ye dolaylı da olsa destek anlamına gelen politika ve uygulamalardan hemen vaz geçmekle kalmamalı, aynı zamanda başını ABD’nin çektiği IŞİD karşıtı koalisyondan ayrıldığını, IŞİD kendisine saldırmadıkça ona karşı tavır almayacağını açıkça deklare etmelidir.
YAZIYA YORUM KAT