İşgalin Bileğini Güçlendirenler
Siyonist terör örgütlerinin Filistinlilerin yurtlarını gasp etmeleri ve onları şiddet uygulayarak yurtlarından çıkarmaları sonucu işgal devletinin kuruluşunu ilan etmelerinin yıl dönümüne denk gelen 14 Mayıs’ta yayınlanan yazımızda konu hakkında bilgi verdiğimiz gibi bazı kültürel ve sosyal etkinliklerin düzenleneceğine de dikkat çekmiştik.
Bu yıl ki gösterilerde yurtlarından çıkarılmış Filistinliler işgal edilmiş topraklarının sınırlarına kadar giderek siyonist işgalcilere, yurda dönüş haklarından vazgeçmediklerini ve asla vazgeçmeyeceklerini duyurmaya çalıştılar. Fakat işgalciler tamamen sivil nitelikteki bu gösterilere ve Filistinlilerin yurda dönüş haklarından vazgeçmeyeceklerini duyurma çabalarına silahla karşılık verdiler. Bu yüzden en az yirmi kişi şehit edilirken yüzlerce insan da yaralandı.
Siyonist işgalcilerin bu saldırıları gerçekleştirmelerinin, göstericilerin sınırları zorlamaları ve içeri girme çabaları sebebiyle telaşa kapılmalarından ileri geldiği tahmin ediliyor. Fakat böylesine cüretkâr davranabilmelerinde ikinci önemli etken daha var ki o da Arap dünyasındaki dikta rejimlerinin kendi halklarına uyguladığı şiddet ve gerçekleştirdikleri katliamlardır. Bölgedeki dikta rejimlerinin uyguladığı şiddet, saldırılar ve gerçekleştirdikleri katliamlar siyonist işgalin bileğini güçlendiriyor. Onların saldırganlığı için gerekçe oluşturuyor. Bu gerekçeden hareketle “Arap rejimleri kendi halklarına karşı böylesine şiddet uygularken, kimse İsrail’i saldırılarından ve cinayetlerinden dolayı hesaba çekmesin” diyorlar. Siyonistlerin Hama katliamını bu amaçla yıllardan beri bir dayanak olarak kullandığını biliyoruz. Son halk ayaklanmaları karşısında uygulanan şiddet bileğini daha da güçlendirdi. Dolayısıyla kimse Suriye’deki rejimin Filistin ve Kudüs davası için bir kalkan oluşturduğunu ileri sürmesin. Stratejik hesaplar için Filistinli direniş gruplarına lojistik destek sağladığı doğrudur. Ama öte yandan işgalcilere bir taş dahi atmazken tanklarını ve toplarını kendi halkına çevirerek gerçekleştirdiği katliamlarla siyonistlerin bileğini güçlendiriyor.
Hatırlatma:
Suriye’deki resmî teröre tepki amacıyla 20 Mayıs Cuma günü yani yarın Kilis Öncüpınar sınır kapısında sivil toplum kuruluşlarının bir basın açıklaması olacak. Burası Türkiye’den Suriye’ye açılan kapılardan biri ve sivil toplum kuruluşları “Suriye İçin Ses Ver” başlığıyla, Suriye’deki rejime seslerini duyurmak için burada açıklama yapacaklar. Suriye Halkıyla Dayanışma Platformu’nun verdiği bilgiye göre basın açıklaması için Gaziantep - Kilis çıkışı Burç kavşağından yarın saat 10.00’da harekete geçilecek. Toplantıya İstanbul’dan katılmak isteyenler 0505 3717705 numaradan İdris Tekin’le irtibata geçebilirler. Basın organlarının bu açıklamaya ilgi göstermelerini ve Suriye’deki resmî terörün son bulması için ses vermelerini öneriyoruz. Türkiye medyasının ve sivil toplum kuruluşlarının sesi Suriye’deki rejimi zorlayacak, bu ülkedeki halkın meşru haklarını elde etme mücadelesine güç katacaktır.
Bu arada İkinci Özgürlük Filosu için çalışmalar sürdürülüyor. Bu yıl filonun Türkiye kanadını tüm Türkiye’yi kuşatan bir halk hareketine dönüştürmek için çaba harcamalıyız. Filonun başarısı sadece Gazze’ye ambargonun yarılmasına değil Kudüs ve Filistin davasının insanî dayanışma duygusuyla sahiplenilmesine, siyonist şiddete karşı tepkinin yaygınlaştırılmasına da vesile olacaktır. Onun için Filistin ve Kudüs davasına gönül veren herkesin İkinci Özgürlük Filosu’na destek kampanyasına tamamen gönüllü bir şekilde katılıp çalışmalara yardımcı olması gerekir. Bu kampanya herhangi bir siyasi hareketin, grubun veya fırkanın özel çalışması değil vicdanların buluştuğu ortak etkinliktir. Siyonist zulme tepki gösteren ve Kudüs davasına sahip çıkan herkes bu kampanyada mutlaka kendine bir yer bulabilecek ve hiç kimsenin hatırlatmasına gerek görmeden imkânları ölçüsünde katkıda bulunacaktır. Bunun için en başta yolculuğa katılacakların sayısını nazarı dikkate almadan taleplerin azami düzeyde olması için yoğun çalışma yürütmeliyiz. Çünkü bu sayı hem siyonist işgale hem de onunla işbirliği içindeki uluslararası emperyalizme bir mesaj olacaktır.
YENİ AKİT
YAZIYA YORUM KAT