İşgalci Rusya 5 Mart’a Kadar M4 ve M5 Karayolunu Ele Geçirmeyi Amaçlıyor
Taha Dağlı, İdlib’deki gelişmeleri değerlendirdiği yazısında işgalci Rusya’nın 5 Mart'taki görüşmelere kadar sahada M4 ve M5 karayolunu ele geçirerek masaya güçlü oturmayı planladığını söylüyor.
Taha Dağlı "İdlib Krizinin Düğümü" başlıklı köşe yazısında bölgedeki son gelişmeleri kaleme aldı. Dağlı, Moskova'nın 5 Mart'taki görüşmelere kadar sahada M4 ve M5 karayolunu ele geçirerek masaya güçlü oturmak isteyeceğini söylerken, tam da zirvenin şekillendiği sırada ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait "USS Ross" adlı güdümlü füze destroyerinin Karadeniz'e girmesinin dikkat çekici olduğunu ifade etti.
Taha Dağlı'nın Haber7’de yayınlanan yazısı şöyle:
Rus uzmanlar, İdlib’te Türkiye ile Rusya’nın direk çatışmaya girmeyeceğini umuyor. Krizin çözümü için ise İdlib’in kuzeyi üzerinden bir formül ön plana çıkarılıyor.
Rus medyasında Türkiye karşıtı kara propaganda başladı. Türkiye’nin Soçi mutabakatına uymadığı, Suriye’deki savaşçılara silah desteği sağladığı, Libya’ya Suriyelileri gönderdiği gibi haberleri çok sık görüyoruz.
Söz konusu haberlerin başına sonuna eklenen "terör örgütleri" ifadeleri de gözden kaçmıyor.
Belli ki İdlib krizinin daha da büyüme olasılığına karşı Ruslar, medyada ürettikleri asparagas içerikleri Türkiye’ye karşı kullanmak için arka ceplerine koymuşlar.
Ama öncelik krizin büyümemesi, Türkiye ile sıcak çatışmaya girilmemesi ve tabi ki bu temennilerin Rusya’nın Suriye’deki menfaatleriyle örtüşmesi.
Esed’e verilen destek geri çekilmeyecek, gerekirse siviller yine öldürülecek buna karşı Türkiye’yle sıcak çatışmaya girilmeyecek.
Peki bu nasıl olacak?
İki karayolu önemli onlar için.
M4 ve M5, bu yolları tamamen garanti altına almayı hedefliyorlar.
Bu sayede Halep’le İdlib’in dolayısıyla Lazkiye ve Şam’ın bağlantısını kurmayı amaçlıyorlar.
Başka bir deyişle Halep’in Akdeniz’e çıkan yolunu açmayı hedefliyorlar.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Orta Doğu Uzmanı Aleksey Khlebnikov bu planı çok açık şekilde izah ediyor, "Şam ve Moskova için İdlib çok önemli değil. Suriye ve Rusya'nın temel hedefi, M4 ve M5 karayollarını açarak ülkenin en büyük iki kenti Halep ile Şam'ı birbirine bağlamak ve Halep'in kıyı bağlantısını sağlamak. Suriye ekonomisinin toparlanması için gerekli olan da bu" diyor.
Ruslar, bu iki karayolunun kuzeyinde kalan İdlib merkezi ve Türkiye sınırındaki diğer bölgelerin de 35 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge olarak kullanılabileceğini söylüyorlar.
Yani Rusya, "İki karayolunu alayım, İdlib’in merkezi ile kuzeyi sizin olsun" diyor.
Türk askerinin bölgede kalıp, güvenliği sağlaması konusunda da diyalog öneriliyor.
Belli ki Rusya, 5 Mart’a kadar bu planı tahkim etmek amacıyla saldırılarını sürdürecek yani zirveye gelindiğinde iki karayolu tamamen Rus kontrolüne girmiş olacak, Ruslar istediklerini almış olarak masaya oturacak, Moskova’nın planı bu şekilde.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son açıklamasına göre Moskova yönetimi, İdlib konusunda Türkiye ile bir dizi yeni görüşmeler başlatmaya hazırlanıyor.
Bu görüşmelerde de muhtemelen M4 ve M5 karayolunun dahil edilmediği pazarlıklar gündeme getirilecek.
Ruslar böyle düşünüyor ancak Moskova’daki hesap çarşıya uymayabilir.
Bir başka deyişle İdlib krizi Rusların tasarruflarının teminat altına alındığı bir formülle çözülmeyebilir.
ABD ve NATO krizin başından bu yana İdlib’in stratejik noktalarının tamamen Rusya eline bırakılmasına pek razı olacak gibi davranmıyor.
Kaldı ki Rusya ile birlikte o bölge de İran da var.
Halep’ten Akdeniz’e inen güzergahın yani Suriye’nin Akdeniz bağlantısının tümüyle ABD dışı aktörlerin eline geçecek olması gibi bir durum söz konusu.
ABD böyle bir senaryoya nasıl reaksiyon gösterecek, Rusya işin bu kısmını da düşünmeli.
5 Mart’taki zirve İstanbul’da yapılacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya devlet başkanı Putin’in yanı sıra Almanya ve Fransa liderlerinin de katılacak olması önemli.
Türkiye açısından Almanya ve Fransa’ya güvenerek İdlib krizi çözülemez.
Ancak şu da var ki AB ve NATO’nun iki önemli ülkesinin İdlib zirvesinde yer alacak olması pek tabi ki Rusya için de bir baskı unsuru olarak görülebilir.
Tam da zirvenin şekillendiği sırada ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait "USS Ross" adlı güdümlü füze destroyeri Karadeniz’e girdi. Rusların algısı hemen o yöne kaydı. Karadeniz’deki Rus filosu, ABD gemisini izlemeye aldı.
Montrö’ye göre ABD savaş gemilerinin Karadeniz’de bulunma süreleri 21 günle sınırlı ama genelde Amerikalılar, çeşitli bahanelerle bu süreyi aşıyorlar.
Nisan ayında NATO’nun Doğu Avrupa’da son 25 yılın en kapsamlı tatbikatına başlayacak olması da bir kolu İdlib’te diğer kolu Libya’da olan Rusya’nın dikkatini dağıtan gelişmeler olarak öne çıkıyor.
HABERE YORUM KAT