İşgal rejiminin her girişimi başarısızlıkla sonuçlandı!
Ahmet Varol, Siyonistlerin kara harekatı ile gerçekleştirmek istediklerinin de tam bir fiyasko olduğunu ifade ediyor.
Ahmet Varol / Yeni Akit
İşgalci yeni taktiğinden de sonuç alamaz
İsrail işgal rejimi Gazze’ye yönelik soykırım savaşını başlattığı tarihten beri sürekli kara operasyonundan söz ediyor.
27 Ekim Cuma akşamı bölgenin internet bağlantısını tamamen keserek muhtelif bölgelere yoğun bombardıman başlattı. Internet bağlantısını kesmekteki amacı içeride neler olduğundan dünyanın haberdar olmasını engellemekti. O gece aynı zamanda saat tam 00.00 itibariyle bölgeye farklı cihetlerden kara operasyonunun başlatılacağı iddia ediliyordu. Ben o gece saat 03.00’e kadar gelişmeleri El-Cezire’deki canlı yayından dakikası dakikasına takip ettim. Bölgenin internet bağlantısının kesilmesine rağmen El-Cezire kendi imkanlarıyla farklı noktalardaki muhabirleriyle irtibata geçerek gelişmeleri verdi.
İşgal güçleri ara sıra askeri birliklerinin sınırı geçerek içeri girdiklerine dair spekülatif açıklamalar da yapıyordu. Ne yazık ki Türkiye’deki medya organlarının birçoğu işgalcilerin bu tür spekülatif açıklamalarını, sahadan verilen bilgilerle yan yana getirme ve hadiselerin gelişme süreciyle ilgili akılcı değerlendirmelerin süzgecinden geçirme ihtiyacı duymaksızın aynen yansıtıyor. Bunda biraz medya organlarının, “Önce biz duyuralım!” yarışına girmelerinin etkisi var. Bu yarış yüzünden yanlışları elemek için iddiaların vuzuha kavuşmasını bekleme duyarlılığı göstermiyorlar.
İşgalci siyonistlerin 27 Ekim gecesi, havadan yoğun saldırılar gerçekleştirmelerine ve birçok yeri tamamen yerle bir etmelerine rağmen karadan operasyon girişimlerinin hiçbiri başarılı olamadı. Uygulamak istedikleri taktik yoğun hava saldırısıyla eş zamanlı olarak çok yönlü kuşatma ve farklı cihetlerden çok sayıda asker ve araçla aynı anda dalış girişiminde bulunarak kıskaca alma taktiğiydi.
Ama bu taktiğinden dolayı büyük kayıp verdi. Çünkü çok sayıda askerini aynı anda çatışma alanına sürmesine karşılık Filistin direnişinin de etkili savunma yapması karşısında askerlerinin kayıp miktarının çok olması büyük moral kaybına neden oldu. Bu arada askeri kayıplarının, resmi açıklamalarda verdikleri rakamlardan ibaret olduğuna kesinlikle inanmayın. Eğer sadece bu kadar olsaydı şimdiye kadar çoktan Gazze’nin ortasına kadar ilerlemiş olurlardı.
Dediğimiz taktikten sonuç alınamayınca ABD’nin askeri uzmanları siyonist işgalcilere akıl vererek, bunun yerine aşamalı ve küçük çaplı dalışlarla karşı tarafı yıpratma ve yıldırma taktiği uygulanmasını tavsiye ettiler. ABD’nin uzmanları, bu konuda Irak ve Afganistan’da kazandıkları tecrübeleri siyonist dostlarına ilettiklerini de dile getirdiler.
Bunun üzerine işgalciler tavsiye doğrultusunda, 31 Ekim Salı akşam saatlerinden itibaren şaşırtmalı ve küçük çaplı dalışlarla karşı tarafa zayiat verdirme taktiğiyle kara operasyonu denemesi başlattılar. Ancak o gece ve ertesi günün sabahında yaptıkları dalışlarda birçok askeri araçları direnişçiler tarafından tahrip edildi. Bu araçların tahrip edilmesiyle birlikte işgalci askerlerden de onlarcası öldürüldü. İşgal ordusu ertesi gün öğle saatlerinde yaptığı açıklamada Gazze’deki kara saldırılarında öldürülen asker sayısının 16’ya çıktığını duyurdu. Ancak bu da son derece sembolik bir rakamdı. Gerçek kayıpları bunun çok üstündeydi. İşgal ordusunun kayıplarının sayısının ve öldürülen askerlerin isimlerinin siyonist medya tarafından yayınlanmasının ordudan çıkacak izne tabi olduğunu da bu vesileyle hatırlatmış olalım.
İşgal rejimi bu sıralarda Gazze’ye yönelik kara saldırılarında bu taktiği uyguluyor. Ancak bu taktikten sonuç alınabilmesi uzun vadeli bir savaş planı yapılmasını gerektiriyor. Böyle bir planın işgal askerleri ve işgal rejimi açısından zor olacağını bizzat ABD’li uzmanlar dile getirdi. Öte yandan işgal güçleri bu taktikle yaptıkları tüm dalışlarda ciddi kayıplar verdikleri için askerleri yıpranıyor. Ayrıca ABD’nin Irak ve Afganistan’da kazandığı tecrübe Filistin’de siyonist işgalcilerin çok işine yaramayacaktır. Çünkü şartlar çok farklı olduğu gibi direniş güçlerinin başvurduğu yöntemler de farklıdır.
HABERE YORUM KAT