İşgal ordusunun Cibaliya ile Deyr Belah Mülteci kamplarına düzenlediği saldırılarda 47 Filistinli hayatını kaybetti. Katliamın boyutu hızla artarken son 72 saatte yansıyan iki kritik gelişme, birliklerin hedef gözetmeksizin ateş yağdırdığını ortaya koydu. ABD istihbaratının raporunda, saldırılarda kullanılan 29 bin bombanın yüzde 45’inin güdümsüz olduğu belirtildi. Çarpıcı rapor Tel Aviv’in ‘Sivilleri gözetiyoruz’ söylemini boşa çıkardı.

Gazze'de askerlerin esaretten kurtulan üç İsrailliyi yanlışlıkla öldürmesi de büyük tepki çekti. Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi "Kaçırılan üç kişi kendilerini anlayabilmemiz için her şeyi yaptı, buna rağmen ateş edilmesinden sorumluyuz. Esirlerin kaçacağına ilişkin senaryoya hazırlıklı değildik" dedi. Kanlı skandal, Netanyahu hükümetine tepkileri patlatırken bugüne kadar kaç beyaz bayraklı Filistinlinin katledildiği sorusu gündeme geldi.

Gazze’deki insanlık suçuna rağmen Netanyahu bir kez daha ‘Uluslararası baskılara rağmen savaşa devam edeceğiz’ mesajı verdi. ‘Terörle mücadele’ söyleminden çoktan çıkan vahşi umursamazlık, Tel Aviv’e körü körüne destek veren devletleri de yeni pozisyon almaya itiyor. İsrail’in en sıkı üç destekçisi olan Almanya, İngiltere ve Fransa dışişleri bakanları 18 binden fazla sivil kaybına dikkat çekti. Sürdürülebilir ateşkesin acil gereklilik olduğu vurgulandı.

Tutuldukları yerden kaçan üç İsrailli rehinenin beyaz bayrak taşımasına rağmen askerlerce öldürülmesi Netanyahu hükümetine İsrail’deki tepkileri de zirveye çıkardı. Tel Aviv’de Rehineler Meydanı olarak anılan alanda toplanan endişeli aileler hükümeti protesto etti. Binlerce kişi kalıcı ateşkesin hemen başlatılması çağrısı yaptı. Katılımcılar “Yakınlarımıza kavuşmak istiyoruz cesetlerine değil” dedi.

İşgal ordusunun beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehineyi yanlışlıkla öldürmesinin ardından Netanyahu hükümeti baskı altına girerken, Tel Aviv’de binlerce kişi yeni bir rehine anlaşması için sokağa döküldü. 79 yaşındaki babası Gazze’de rehin tutulan Lior Peri, Washington Post’a yaptığı açıklamada İsrail hükümetinin önceliğinin rehineleri kurtarmak değil savaşı sürdürmek olduğunu söyledi. Rehine ailelerinin sözcüsü Shir Segal, gösteri sırasında yaptığı konuşmada, “Gantz, Gallant, Netanyahu, sizi biz seçtik. Şimdi bize ve rehinelerin çektiği acılara kulak verin.

19 yaşındaki oğlu rehineler arasında bulunan Ruby Chen ise, “Bir Rus ruletinde gibi hissediyoruz. Sevdiğinin öldüğü söylenen sıradaki kişi kim olacak? Bize, kara operasyonuyla kaçırılanları geri getireceklerini söylediler. Ancak bu işe yaramıyor. Kara operasyonundan bu yana kaçırılanlar geri dönüyor ama çoğu canlı değil. Bu yaklaşımı değiştirme zamanı” diye konuştu.

Üç İsrailli rehinenin yanı sıra, Gazze’de bir kiliseye sığınan iki kadının da İsrail keskin nişancıları tarafından öldürüldükleri belirtildi. Gösteriler devam ederken savaş kabinesini toplayan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Hamas’la müzakerelere dönüleceği sinyalini verdi. Netanyahu, “Müzakere ekibine, rehineleri eve getirecek şeyin askeri baskı olduğunu söyledim.” dedi. İsrail Başbakanı, “Tüm baskı ve kayıplara rağmen savaşa devam edeceğiz.” diye ekledi. Bu açıklama, Mossad başkanı David Barnea’nın Katar başbakanı ile görüşmesinin hemen ardından geldi. Netanyahu, “Katar’a yönelik ciddi eleştirilerimiz var, ama şimdi rehinelerimizi eve getirmeliyiz.” diye konuştu.

İsrail başbakanının bu sözleri Tel Aviv sokaklarında da yankı buldu. Reuters haber ajansına konuşan Mısırlı yetkililere göre de İsrail, 3 rehinenin ölümünün ardından Hamas’la görüşmeye daha istekli. Gazze’de daha önce 7 günlük geçici ateşkes sağlanmış, bu sürede 105 rehine serbest kalmıştı. Hamas’tan ise “tüm saldırılar bitmeden yeni rehine takası olmayacak” açıklaması geldi. Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “Hamas, halkımıza karşı saldırılar tamamen durmadığı sürece esir takası konusunda herhangi bir müzakere sürecini açmayacağı yönündeki tutumunu teyit ediyor.” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Hamas’ın söz konusu tutumunu tüm arabuluculara ilettiği aktarıldı.