İşgal rejiminin ortağı Almanya siyasi birliğini sağlayamaz hale geldi!
Almanya'da Başbakan Olaf Scholz'un Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden alması sonrası koalisyon hükümeti çöktü.
HAKSÖZ HABER
Almanya, ABD’den sonra Siyonist işgal rejimine en büyük desteği veren ülke. Birçok Avrupa ülkesi Siyonist çeteye karşı adımlar atarken kimileri ise sürecin başında verdikleri desteği durdurmak zorunda kaldı. Almanya ise hiçbir zaman geri adım atmayarak katliamın ortağı haline geldi.
1 ay önce Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Federal Meclis'te yaptığı konuşmada, işgal rejimine silah ve mühimmat desteği vermeye devam edeceklerini söylemişti. İşgal rejimini her zaman "kendini savunabilecek ülke" konuma getirmek ve bu konumda tutmak istediklerini belirten Scholz, "Geçmişte silah ve mühimmat sağlamamızın nedeni budur. Teslimatlarımız var ve gelecekte de olacak. İsrail her zaman buna güvenebilir." dedi.
Alman Haber Ajansına (DPA) göre, Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığı, hükümetin işgal rejimine bu yıl 13 Ekim itibarıyla toplamda 45,74 milyon avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini bildirdi. Bakanlık, hükümetin, Siyonistlere bu yıl 21 Ağustos itibarıyla 14 milyon 460 bin avroluk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini açıklamıştı. Böylece Almanya, son 8 haftada işgal ordusuna 31 milyon avro değerinde silah ve askeri malzeme satışına onay verdi. Bakanlığın hazırladığı raporda, bir kez daha “İsrail'e silah ihracatı konusunda herhangi bir yasak söz konusu değildir” vurgusu yapıldı.
Nikaragua, "soykırımı desteklediği" gerekçesiyle Almanya aleyhine UAD'de dava açtı
Nikaragua ise Almanya’nın Siyonistlere olan desteği sebebiyle soykırım suçuyla yargılanması için UCM’de hukuki süreç başlatmıştı.
İşgalin destekçisi Almanya'nın ekonomisi nereye doğru gidiyor?
ABD ile birlikte Siyonistlerin katliamlarının baş mimarlarından olan Almanya’da ekonomik ve politik sorunlar ise had safhada. Merkel’in ardından güçlü bir figür bulmakta zorlanan Almanya’da Başbakan Olaf Scholz'un Maliye Bakanı Christian Lindner'i görevden alması sonrası koalisyon hükümeti çöktü. Serbestiyet’ten Reşat Çalışlar, Almanya’nın bu kaostan çıkamayacağını ve erken seçimin kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor:
Olaf Scholz ile koalisyon ortağı Christian Lindner arasındaki atışmada, her iki taraf da kamuoyunu ikna edemedi. Ahmet Necdet Sezer-Bülent Ecevit anayasa kitapçığı kavgasını hatırlatan bir kaos tablosu oluştu. Anlaşılan Almanya 2025’in Martında erken seçime gidecek. Bu ortamda belki yıldızı parlayabilecek olan isim, “Almanya’nın Trump’ı” olarak tanımlanabilecek dünyaca ünlü varlık yönetim şirketi Blackrock’un yönetim kademelerinde görev almış ana muhalefet Hristiyan Demokratların lideri Friedrich Merz. Merz’in iki olası koalisyon partneri var: Solcu ve Rusya yanlısı Sarah Wagenknecht ya da Ukrayna konusunda uzlaşabileceği ama kimsenin koalisyona yanaşmadığı AfD.
Hıristiyan Demokratların kuracakları koalisyonun da olası ortakları sebebiyle oldukça kırılgan bir yapıya sahip olacağını söylemek mümkün. Sonuç olarak Gazze’deki vahşetin finansörlüğünü üstlenen Almanya’nın son yıllarda şahit olunan en büyük siyasi ve ekonomik buhran içerisine girmiş durumda.
Gazze Dayanışma Platformu, 10 Kasım Pazar günü İstanbul’daki Alman konsolosluğuna yürüyüş düzenleyerek Almanya’nın işgali destekleyen konumunu protesto etme kararı aldı!
HABERE YORUM KAT