
İşgal rejimi Türkiye’nin muhtemel üssünü neden bombaladı?
Ömer Özkızılcık, siyonist İsrail’in Suriye topraklarına gerçekleştirdiği bombardımanların sebeplerini ve Türkiye’nin bölgedeki rolünü analiz ediyor.
Ömer Özkızılcık/Fokusplus
İsrail, Türkiye’nin Muhtemel Üssünü Neden Bombaladı?
21 Mart 2025 tarihinde İsrail hava kuvvetleri Suriye’nin Humus vilayetine bağlı Palmira üssüne yönelik bombardıman gerçekleştirdi. İsrail hava saldırısında iki Suriye güvenlik gücü hayatını kaybetti. Peki İsrail neden Suriye’deki çölün ortasındaki üssü bombalıyor?
Aslında bakıldığında İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırıları Esed rejimin devrilmesinden günümüze durmaksızın devam ediyor. Örneğin 26 Mart 2025 tarihinde Lazkiye’nin El Abyad limanının yakınındaki bir noktaya yönelik çok büyük bir bombardıman gerçekleştirildi. Suriye’nin sahil şeridindeki bombardıman adeta geceyi aydınlattı.
Aynı şekilde İsrail Başbakanı Netenyahu, “Suriye’nin güneyi silahsızlandırılmış bölge olacak” dediğinde, Şam’ın güneyindeki bazı noktalara yönelik hava saldırıları icra edilmişti.
Ancak İsrail’in saldırıları hava saldırılarıyla sınırlı değil, Golan tepelerindeki tampon bölge de işgal edilmişti.
Akabinde İsrail Dera ve Kuneytra vilayetinde tampon bölgeyi aşarak işgal alanını genişletmişti.
İsrail zaman zaman bu bölgelerden hareketle daha derinlere girip bazı mevzileri ve hendekleri tahrip edip geri dönüş yaptığı özel kuvvet operasyonları düzenliyor.
Hatta bunu yaparken köylülerle karşı karşıya gelip tank ve topçu atışıyla öldürdüğü silahsız köylüler de bulunuyor.
Özetle, İsrail’in Suriye’ye yönelik düzenlediği saldırıları üç kategoride sınıflandırmak mümkün. Birinci kategori Esed rejiminden ve İran’dan kalma bazı stratejik silah sistemlerin imha edilmesi ve yeni Suriye hükümetinin kapasitesini engellenmesi. İkincisi Şam’ın güneyinde yeni Suriye ordusunun varlığının sınırlandırılması. Üçüncüsü ise yeni işgal edilen bölgelerin tahkim edilmesi.
İsrail’in bu saldırılarının altındaki temel motivasyon, yeni Suriye hükümetinden duyduğu kaygı ve endişedir. Her ne kadar yeni Suriye yönetimi herhangi bir saldırgan tutum göstermemiş olsa da İsrail yeni Suriye hükümetinden çok rahatsız. Zayıf bir Esed rejimi ile istediğini elde etmiş olan İsrail, rejimin devrilmesiyle halk tabanı olan yeni bir Suriye hükümetiyle karşı karşıya. Nitekim İsrailli yetkililer yeni Suriye hükümetini bir terör örgütü olarak gördüklerini ve çihatçı-islamcı olarak tanımladıklarını açıkça dile getiriyorlar. Özellikle Ahmed el Şara’ya yönelik olumsuz tutumları çok net.
Ancak Palmira’daki hava üssüne saldırı farklı
Palmira’ya yönelik düzenlenen hava saldırısı resmi olarak İsrail’in düzenlediği birinci kategori kapsamında konumlandırılmıştır. Esed rejimi ve İran’dan kalma bazı silah sistemlerin imhası için yapıldığı söylenmiştir. Nitekim bu üs eskiden İran ve Esed rejiminin ortak kullanımındaydı. Ancak bu hava saldırısını böyle değerlendirmek önemli bir hata olacaktır.
İsrail, Esed rejimi devrildiğinde Palmira üssündeki silah sistemlerini zaten bombalamış ve imha etmişti. Palmira’ya yönelik uzun süredir herhangi bir saldırı düzenlenmezken şimdi düzenlenmesi zamanlama açısından bir tesadüf değildir.
Nitekim İsrail’in hava saldırısından hemen önce “İsrail’de Türkiye” başlıklı bir güvenlik toplantısı düzenlendi. İsrail medyasına sızdırılan bilgilere göre, bu toplantıda Türkiye’nin yeni Suriye’deki rolü değerlendirilmiş.
Türkiye’nin yeni Suriye ordusunu eğiteceği ve Türkiye’nin Suriye’deki üslere konuşlanacağı ele alınmış. İsrail medyasına göre Türkiye’nin Suriye’de planlanan konuşlanması İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını engellemek için olacağı değerlendirilmiş.
Türkiye’nin Palmira’daki üsse konuşlanacağı ve Türkiye ile İsrail arasında Suriye üzerinden gerilimin çok olası olduğu ifade edilmiş. Hatta İsrail medyasına Türkiye’nin İsrail’e tehdit olduğuna dair haberler ve içerikler üretmeleri için direktif verilmesi kararlaştırılmış.
Söz konusu bu güvenlik toplantısının akabinde, Türkiye’nin Suriye’de konuşlanması öngörülen Palmira üssüne yönelik hava saldırısı icra edilmesi bir tesadüf olarak görülmemelidir.
Nitekim basına sızan bilgilere göre Türkiye’nin Humus vilayetinde konuşlanacağı üste savaş uçakları ve hava savunma sistemleri yerleştirilecek. Türkiye’nin Suriye’deki tüm diğer üslerden stratejik anlamda çok farklı bir boyutta üslenmenin planlandığı belirtilmektedir.
Örneğin Halep’in kuzeyinde Türkiye sınırına yakın Minnag üssüne kurulmaya başlanılan yeni üssün temel amacı yeni Suriye ordusunu eğitmek. Önemli bir üs olmakla birlikte jeopolitik askeri güç dengesi açısından o kadar önemli değil.
Türkiye’nin Palmira (ve muhtemelen T4 de) üssüne yerleşmesi Ortadoğu’daki askeri-jeopolitik güç dengesini etkileyecek ve Türkiye ile İsrail’i karşı karşıya getirecek bir gelişmedir. İsrail bu üssü bombalayarak Türkiye’yi caydırmaya çalıştığı söylenebilir.
Her ne kadar Türkiye’nin temel amacı sadece Suriye’yi korumak da olsa, İsrail Türkiye’ye karşı paranoyak davranıyor da olsa, İsrail ile Türkiye’nin Suriye’de zıt taraflarda oldukları net.
Bu yüzden Türkiye ile İsrail arasında olası bir çatışmayı önlemek adına Trump yönetiminin devreye girmesi beklenebilir. Muhtemeldir ki, Türkiye ile İsrail arasında bir güvenlik mekanizmasının kurulması adına Trump yönetimi hem Türkiye’yi hem de İsrail’i baskılayacaktır. Nitekim ABD açısından Türkiye ile İsrail’in çatışması çok büyük bir sorun oluşturacaktır.
HABERE YORUM KAT