1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. İrşad’da İstiğna, Haddini Bilmek Tartışıldı
İrşad’da İstiğna, Haddini Bilmek Tartışıldı

İrşad’da İstiğna, Haddini Bilmek Tartışıldı

Almanyada faliyet gösteren Darul erkam, İrşad kitabevinde bu hafta, İnsandaki İstiğna duygusu ve Haddini bilmek konulu semineri Hasan Korkmaz yaptı.

10 Nisan 2011 Pazar 13:41A+A-

Hasan Korkmaz "Rabbimiz insanı yarattı ve insanın uyması gereken ölçüleri koydu, bu ölçüler Müslümanda olması gereken ölçülerdir, Rabbimiz bu ölçüleri ilk inen ayetlerdede belirtiyor bu ölçülerin birini bile küçümsemek insanı yavaş yavaş istiğnaya götürür.

İstiğna; kişinin kendini yeterli, mükemmel, her şeyin üstünde görmesidir. Bu duygu insanlara yaratılıştan verilir, bunun yanında insanın her şeye yeterli olmadığıda çeşitli bir çok vesileyle insana bazen kevni olarak bazende vahiyle bildirilmiştir. İstiğna bazı insanlar için bie sıkıntı konusu olmasına rağmen, Rabbinin gücünü, kuvvetini bilenler için asla bir sıkıntı olmamıştır zira insan ne kadar önlem alırsa alsın mükemmellik adına yinede eksikliğini bilmelidir, değilmiki unutan ve geleceği bilemeyen bir varlıktır insan.

Burada dikkat edeceğimiz bir durumda özgüven ve istiğnayı karıştırmamaktır, özgüven kişinin doğru bildiklerini ısrarla yapma, savunma çabasıyken, istiğna yaratılan kulu tarafından Allah'ın kendi alanına müdahele çabasıdır. İstiğna ile özgüven arasındaki ince çizgiyi en iyi Peygamberlerin hayatlarına bakarak anlayabiliriz, çünkü Kuran'ı kerimde Peygamberlerin hayatlarında bizler için alınacak çok şeylerin olduğu belirtilir. Şunuda söylemeliyimki nasılki sınırsız özgürlükler insanları nefislerine, modaya, düzene, hatta şeytana köle yapıyorsa, sınırsız özgüvende insanı hızlı bir şekilde istiğnaya sürükler. İnsan sınırı aşınca sahip olduğu her şeyi kendine mal eder ve ben yaparım, ben bilirim, benim değilmi istediğim gibi harcarım gibi tekebbüre, istiğnaya yelken açar, oysa kendisi dahil her şeyin sahibinin Allah olduğunu unutur, Allahın gücünün yanında kendisinin ve diğer tüm varlıkların acziyetini blmezlikten gelir. Bu konuda Firavn'ı ve şeytanı örnek verebiliriz, birde yakın tarihimizde '' Bu yaptığımız Gemiyi Tanrı bile batıramaz '' diye böbürlenenlerin, istiğna edenlerin sonlarına bakıverelim. Japonların depreme dayanıklı yapıları taktire şayanken, kıyameti andıran tusunamiye karşı kaldıkları acziyeti hepimiz gördük. Rabbimiz yaratmış olduğu varlıkların herhangi birine emir verirse o varlık isterseniz en küçük bir mikrop olsun insanın acziyetini ortaya çıkarmaya yeterde artar bile.

Malesef din adına üretilmiş bunca tarihi kirliliğin olduğu bu dönemde insanların çoğu istiğnaya düşmekten kurtulamıyor. Bu ve buna benzer tüm yanlışlıklardan kurtulmanın tek çaresi dinimizi Allahımızın bizi dosdoğru yolu bulmamız için gönderdiği Kuaran'dan öğrenmeliyiz. Müslümanlar mutlaka yaşayış tarzlarını Allahın istediği gibi ayarlamalıdırlar, Rablerine karşı hadlerini bilmelidirler zira insanın başlangıcı olan o sıvı, elbisesinde olduğu zaman derhal yıkanması gereken bir pislik olduğunu unutmamalıdır. Rabbimiz buna benzer misalleri Kuranda çokca veririki kulları istiğna tuzağına düşmesinler. Burada şunuda vurgulamamız gerekirki, insanların insan oldukları için yaptıkları hatalar başka, Allahın alanına müdahale etmek anlamı taşıyan istiğna başkadır.

"Allahın dinine insanlar akın akın girdiğinde istiğfar et'' ayetini düşünelim. Yani haksız bir şekilde kendimize hak etmediğimiz bir pay çıkarmayalım, ben yaptım demeyelim. İbadetlerde kişiye zaman zaman haddini bilmesini sağlar, secde bunların en başında gelir, oruç ve hacda ihram giymede kişileri sevdikleri hazlardan uzaklaştırır, dolayısıyla kendi haddini bilmesine yardımcı olur.

Allahımız hepimize haddini bilmeyi nasip etsin, istiğnadan uzak durmak için Kuranı ilk bana iniyormuşcasına dikkatli bir şekilde anlamalıyız''.

Soru ve cevaplardan sonra proğram sona erdi.

Haber: Lokman İhtiyar

HABERE YORUM KAT