1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. İrşad'da İfsad ve Islah Kavramları Konuşuldu
İrşadda İfsad ve Islah Kavramları Konuşuldu

İrşad'da İfsad ve Islah Kavramları Konuşuldu

Almanya’da faliyet gösteren İrşad Kitapevinde bu hafta “Müminin Duruşu, Islah Sorumluluğumuz” konulu semineri Kemal Kök sundu. Seminerde islah ve ifsad kavramları tartışıldı.

17 Ocak 2011 Pazartesi 12:13A+A-

İrşad Kitapevinde "Müminin Duruşu, Islah Sorumluluğumuz" konulu semineri Ahmet Adıgüzel yönetirken, seminerin konuşmacısı Kemal Kök idi. Ahmet Adıgüzel giriş konuşmasında "Tüm zamanlarda olduğu gibi günümüzde de dünyayı ifsad eden güçler var, üstelik bu ifsad edişlerini ıslah ediş gibi lanse etmeye çalışıyorlar. Müminler basiretiyle baktığı zaman hem insanlığı hem dünyayı ifsad eden bu güçleri bilirler ve bu ifsadcıları ıslah etme görevlerinin ehemmiyetini anlarlar. Bu uğurda mücadele eden kuruluş ve kurumlara destek verirler, aksi halde ifsad edenlere pasif destek verirler ki bu mümince bir duruş olmaktan çok uzaktır." dedi ve mikrofonu sunumunu yapmak üzere Kemal Kök'e bıraktı.

Kemal Kök sunumuna "Dini kavramların iyi anlaşılabilmesi için Allah Kuran'da nasıl kullanmıştır mutlaka bakmamız gerekir, bizde öncelikle ıslah ve zıddı olan ifsad kavramlarını Kuran'a bakarak anlamalıyız." diyerek başladı.

Kemal Kök'ün sunumunda dikkat çeken vurgular şunlardı:

Sulh/salih kavramları "sa-le-ha" fiil kökünden gelir. Bu fiil "fesad"ın zıddı olup, "doğru oldu, sağlam oldu, düzeldi, fesad kendinden gitti" anlamlarına gelir.

İsmi faili olan "salih", doğru yolda bulunan, fasid olmayan, görevlerini yerine getiren demektir. Islahın mastarı muslih ise; düzelten, fesadı gideren, hayırlı ve yararlı işlerde bulunan, sulhu sağlayan anlamında ismi faildir. "Esleha" ıslah etmek, fesadı gidermek, düzeltmek, özellikle fısktan, nifaktan ve küfürden sonra tevbeyi, imanı ve takvayı izleyerek düzeltmek, doğrultmak, ıslah etmek, anlamlarında kullanılır. (5/39, 6/48, 7/45)

Bir bakıma gerek kendindeki iman ve amel yönündeki fesadı gidermek gerekse de yaşadığı yerdeki her türlü fesadı gidermeye çalışmak bir "ıslah" hareketidir.

Kur'an'da Islah     

Kur'an-ı Kerim peygamberleri hep ıslah ediciler olarak nitelendiriyor. Şuayb peygamberin dilinden :"Ey milletim. Rabbimden benim bir belgem olduğu ve bana güzel bir rızık da verdiği halde, O'na karşı gelebilir miyim? Söylesenize! Size yasak ettiğim şeylerde aykırı hareket etmek istemem; gücümün yettiği kadar ıslah etmekten başka bir dileğim yoktur. Başarım ancak Allah'tandır; O'na güvendim; O'na yöneliyorum" dedi." (Hud; 88)

Islah ve toplumların helaki: "Halkı ıslah edici kimseler olduğu halde, Rabbin o ülkeleri zulüm ile helak edecek değildi." (Hûd, 11/117)

Çürümeye yüz tutmuş toplumlara kendilerini düzeltmeleri için, fırsat verilmiş ve uyarılarda bulunulmuştur: "Biz, bir peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz" (17/15)

Fesat çıkaranların kendilerini ıslahçı nitelendirmeleri: Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler. 2/BAKARA – 11

Müslümanlar arasındaki mukatele ve ıslah: Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin(ISLAH). Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah'ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin(ISLAH) ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. 49/HUCURÂT – 9

Yeryüzünün ıslahı: Düzene konulması (ıslah)ından sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çıkarmayın; O'na korkarak ve umut taşıyarak dua edin. Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır. (7/56)

Bireysel Islah: "Kim muttaki olursa (sakınırsa)  ve ıslah olursa (davranışlarını düzeltirse) işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır." (A'raf: 35)
Kim de zulüm işledikten sonra tevbe eder ve halini düzeltirse şüphesiz Allah, bağışlayandır, merhamet edendir. 5/MÂİDE - 39

"Şu halde kim iman ederse ve ıslah olursa (davranışlarını düzeltirse), artık onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaktır." (En'am: 48)

Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük işler sonra tevbe eder ve (kendini) ıslah ederse şüphesiz, O, bağışlayandır, esirgeyendir." (En'am: 54)

Eşlerin aralarının düzelmesi anlamında: Kadınlar arasında adaleti sağlamaya -ne kadar özen gösterseniz de- güç yetiremezsiniz. Öyleyse, büsbütün (birine) eğilim (sevgi ve ilgi) gösterip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir(ISLAH) ve sakınırsanız, şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. (Nisa: 129)

"(Kadın ile kocanın) Aralarının açılmasından korkarsanız, bu durumda erkeğin ailesinden bir hakem, kadının da ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar, (arayı) düzeltmek isterlerse(ISLAH), Allah da aralarında başarı sağlar. Şüphesiz, Allah, bilendir, haberdar olandır." (Nisa: 35)

Islah, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel vs. hayatın bütün yönlerini kapsamaktadır.

Islah, bireyi ve toplumu kokuşma ve bozulmadan korur, onların güvenliğini temin eder. Böylece Allah'ın bağışlamasını, rahmetini, yardımını kazandırma sebebi kılar. İyilik ve kurtuluşuna vesile olur.

Kur'ân israiloğullarından bahsederken onların birbirlerini kötülükten uzaklaştırmadıklarını belirtir ve bunun kötü bir eylem oldugunu bildirir.

Yapmakta oldukları münker (çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı. Yapmakta oldukları şey ne kötü idi! (5/MÂİDE 79)

Rabbe kul olanlar ve bilginlerin onlara günah söz söylemeyi ve haram yemeyi yasak etmeleri gerekmez miydi? Yapmakta oldukları ne kötüdür. 5 / MÂİDE – 63

Toplumsal Değişim, Sünnetullah ve Islah: Kur'ân'ın ifadesine göre, Allah (c.c.), kötülükte ısrar edeni ve iyiye dogru yol almayan toplumları olduğu gibi bırakacaktır. Kur'ân'ın üzerinde durduğu umumî değişim yasası şu âyette bildirilir:

O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefis (öz)lerinde olanı değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur. (13/11)

ISLAH ve Üslup

Kur'ân, kıssalar vasıtasıyla insanlığın geçmiş tecrübelerinin özetlerini sunmaktadır. Ayrıca peygamberlerin kavimleriyle olan münakaşalarının üslubuna, soru ve cevaplarına da ışık tutmakta ve müslümanların islâmı tebliğ ederken nasıl bir metot uygulamaları gerektiğine de işaret etmektedir.

"İkiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azmış bulunuyor.Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp düşünür veya içi titrer, korkar." 20/TÂHÂ -43 44 

Rasululah ve Islah

Rasululahın Mekke ve Medinede gerçekleştirdiği ıslah örnekleri hatırlanmalıdır: Öncelikle itikadi alandaki bozulmaya şirke karşı çıkmış söylem geliştirmiştir Kuranın yol göstericiliği ile. Toplumsal bozuklukları ıslah etmeye çalışmıştır: Kadınlara yapılan haksızlıklara ve anlayış bozukluklarına, köleliğe karşı uzun vadeli ıslah süreci, ekonomik eşitsizlikler faize tefeciliğe karşı çıkılması, bozuk gelenek ve adetlere karşı ıslah çabalarını ve daha bir çoğu....

Rasulullahtan bugüne kadar da ıslah önderleri , ıslah hareketleri var olmuştur. Onların örneklik ve birikimlerinden istifade edilmesi gerekir'' diyerek sunusunun diğer kavramı olan ifsad'a geçti.

İFSAD

Bir şeyin normal seyrinden çıkması anlamına gelen fesad, "Fe-Se-De" fiil kökünden gelir. Bu fiil yiyecekler ve içecekler için "bozulma, kokma" ameller için "geçersiz olma, hükmü olmama", bunların dışındaysa her türlü bozulma, toplumda ortaya çıkan "kokuşma ve dengeden sapma" durumlarını ifade eder. Bir bakıma her türlü kötü işi kapsar veya "az veya çok olsun herhangi bir şeyin itidalden çıkması" anlamına gelir. Bu kavramdan türeyen ifsad, fasid ve müfsid gibi kavramlar da Kur'an'da çeşitli anlamlarda kullanılır. Müfsid bu fiilin ismi faili olup bozgunculuk yapan; ifsad ise, bozma, kokuşturma, hükümsüz kılma, geçersiz duruma düşürme demektir.

Firavun İfsadı:

"Sana Musa ve Firavun kıssasından hakkıyla biraz okuyacağız iman edecek bir kavim için; çünkü Firavun o yerde başkaldırmış ve ahalisini fırka fırka edip arkasına takmıştı. Onlardan bir taifeyi ezmek istiyor, oğullarını boğazlatıyor ve kadınlarını hayata atıyordu (diri bırakıyordu). O cidden müfsidlerden idi." (Kasas, 3-4)

Ölçü ve Tartıda İfsad:

Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'i gönderdik. (Kavmine şöyle) dedi: -Ey kavmim, Allah'a kulluk edin. O'ndan başka bir ilahınız yoktur. Şüphesiz size Rabbinizden açık delil geldi. Ölçü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyasından bir şeyler eksik vermeyin. Islah edildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. Eğer iman ederseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. 7 / A'RÂF - 85

Ekin ve Nesli İfsad:

2-Bakara:205-O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez."

Kur'an'da fesad/ifsad kavramı itikadi bozukluktan, iman etmeyip insanları Allah'ın yolundan alıkoymaya, Firavunun ve diğer kafirlerin (tağutların) yeryüzündeki insanlara zulmetmeleri, onların malları ve canları üzerindeki keyfi uygulamaları, terazideki hileler, büyüklenmek, haksız yere kan dökmek, tuğyankarlık yapmak, fahşa ve münker işlemek, nesli ve ekini helak etmek, livata yapmak, yol kesmek, hırsızlık yapmak, sihirbazlık yapmak, savaş ortamını ateşlemek, akrabalık bağlarını parçalamak, tabiatı tahrip etmek gibi çeşitli boyutlara sahiptir. (2/204-205, 251, 5/64, 7/56, 81, 10/91, 12/37, 16/88, 27/14, 28/3-4, 29/28-30, 47/22, 89/11-12, 21/22, 27/34, 30/41)

İnsan, vahyi değerlerden uzaklaştıkça müstağnileşerek yeryüzünü fesada uğratmaktadır. Kendi eliyle karada ve denizde fesad çıkarmaktadır. Kimyasal, biyolojik, nükleer silahların insanlara ve tabiata verdiği zararları, hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan savaşları, sürgünleri, katliamları bu kapsamda değerlendirebiliriz.

Bugün ifsad çok geniş bir alanda ve çok çeşitli şekillerde tezahür etmektedir. Kuran kıssalarında farklı zaman ve coğrafyalarda var olan  bütün bozulmalar bugün hepsi ve daha fazlası ile yeryüzünde mevcudtur. Firavunlar, nemrudlar, ebu lehepler, lut kavmi, ad ve semud kavmi, karun, samiri ve daha bir çoğu bugün aldıkları farklı isimlerle ifsadlarına devam etmektedirler. Bütün bunlar kurumlaşmış halde birlikte organizeli çalışmaktadırlar.

Tabiat tahribi: Hava, su, diğer canlılar, temel gıdalar, insan sağlığı...

Toplumların ifsad edilmeleri: Ahlaki yozlaşma, sekülerleşme yani dini sosyal hayattan dışlama, tüketim köleliği ve çılgınlığı, üretmede aşırı fazlalık ve haksız rekabet,  insan insanın kurdu anlayışı dolandırcılık ve haksız kazanç, gelir dengesizliği ve açlıktan ölen insanlar çocuklar, emperyalist amaçlar uğruna yapılan haksız savaşlar ve her gün akıtılan kanlar, zihinlere vurulan prangalar ve düşünmelerine fırsat bile verilmeyen kitleler, yıkılan ve yok edilen aile kurumu, futbol müzik marka her tür içki ile uyuşturulan fıtratlarına yabancılaştırılan gençler, yitirilen kardeşlik dostluk ve akrabalık değerleri, şiddete itilen her an her yerde birilerinin canına kasteden bunalımlı tipler, amaçsızlık, yardım etme duygularının ve bir çok erdemli duyguların öldürülmesi, kısacası insanlığını kaybeden insanlık bundan daha büyük bozulma olabilir mi?

Batı İslam toplumlarını düşünsel ve fiili olarak ifsad etmiştir. Modernizmi adeta dayatmış ve kendi ürettiği batı değerlerini en iyi insanlık değerleri olarak empoze etmiştir.

İslam dünyasının başına ulusçuluğu bela etmiştir. Halen birçok coğrafyada ulusçuluğun açtığı yaralar kanamaya devam etmekte ve gündemlerin ilk sıralarında sorun olarak yer almaktadır.

Batılı efendilerinin izinden giden yerli müstekbirler müslüman toplumların başına getirilmiş müslüman halklara zulmetmişler ve onların açtığı ifsad yolu devam etmekte.Her ne kadar bazı coğrafyalarda zulüm geriletilme yoluna girse de genel olarak durum vahim.

İnsan hakları özgürlük gibi alanlarda ilerlediği iddia edilen dünyada başörtüsü zulmü büyüyerek devam etmekte..

Filistin'de yaşanan zulümler…

Batıda cami karşıtlığı, İslam karşıtlığı batı toplumlarına yeni süreçte farklı şekillerde telkin ediliyor. Toplumlar arasındaf çıkarma planlarını iyi analiz edip sahih tavırlar geliştirilmeli..

Öncelikle bütün bu büyük ifsadın baş sorumlusu dünyanın egemenliğine soyunanlar, barış götürüyoruz deyip ortalığı kan gölüne çevirenler, yüzyıllardır sömürdükleri yetmemiş gibi halen sömürüyü her yerde sürdürenler, savunmasız insanları  katledenler, silahlanma yarışında sınır tanımayanlardır.

ISLAH SORUMLULUĞU

İfsadın her yeri kapladığı bu ortamda bozulmalara karşı siperler oluşturmak zorunludur.

Islah İnsanlığı içine düştüğü bataklık ve karanlıktan kurtarma çabasıdır. Onlara nerede düştüklerini ve nasıl kalkabileceklerini gösterebilmektir. Vahiyden uzak düşünce ve sistemlerin yeryüzünde adaleti ve sulhu asla sağlayamayacaklarını onlara bildirebilmek, gündemlerine sokabilme cehdidir.

Öncelikle zihinler ifsadı tarihi ve aktüel olarak kavramalı, ifsad kanıksanmamalı. Batının müslümanları sömürme ve bozmasından önce de süregelen bir bozulmanın hakim olduğu da görülmelidir.

Müslümanların düşünsel ve fiili alandaki bozulmaları Kur'an ile ıslah edilmeli ve ortak sahih birliktelikler, ifsada karşı durabilecek ıslah öbekleri oluşturulmalı.

Bu öbeklerin içinde hakkı ve sabrı tavsiyeleşme, yapıcı eleştiri, emribil maruf nehyi anilmünker işleyen bir mekanizma haline getirilmeli: Mü'minler mü'minlere karşı alçakgönüllü, hoşgörülü ve tahammülkârdırlar; kafirlere karşı ise onurlu, ilkelidirler. Fetih, 48/29

Bunyanun mersûs (Saf, 61/2-4) olmak inanç, gaye ve hedef birliği düşmanın kalbinde korku oluştururken, diğer yandan tevhid ve adaletin yeryüzündeki güvencesini oluşturur.

Toplumlara şahitlik ve beraberinde tebliğ canlı tutulmalı bunun ön adımları olacak kaliteli, seviyeli ilişkiler geliştirilmeli.

Bozulma çok boyutludur ve bir şekline karşı çıkanlar dahi değerlendirilmelidir. Batıda arayış içinde olan kısmi zulümleri haksızlıkları onaylamayan hatta seslerini yükselten kesimler mevcut. Onlarla irtibatlar geliştirip insani ve zulme karşı oldukları noktalarda birlikte hareket etme değerlendirilmelidir. Bu aynı zamanda bizim onlara şahitlik ve tebliğ görevimiz için vesile olabilir. Yine batıdaki müslüman toplum içinde ıslahtan yana olanlar ile hayırlı noktalarda birlikte hareket etme yolu aranmalıdır, faziletli ittifaklar oluşturulmalı.

Akıp giden hayatın içinde güç oranında siyasal gündemlerde etkin olmanın yolları aranmalıdır.

Müslüman olsun olmasın çevremizdeki insanlarla ilişkilerde ıslah amacı diri tutulmalı.

İfsada sessiz kalamayız ve ifsadı giderecek, geriletecek en küçük çaba ve adımlara dahi büyük ehemmiyet vermeliyiz. 

Kemal Kök, "Rabbimiz bizi muslihlerden eyle!" duasıyla  sunumunu tamamladı, soru ve  katkı bölümünden sonra dinleyicilerle çay sohbetine geçilirken bu güzel sunusundan dolayı yönetici Ahmet Adıgüzel, Kök'e teşekkür etti ve gelecek haftaki seminerde buluşmak dileğiyle seminer programını sonlandırdı.

Lokman İhtiyar / Almanya

HAKSÖZ-HABER

HABERE YORUM KAT