1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. İrşad Kitabevinde 28 Şubat Darbesi Tartışıldı
İrşad Kitabevinde 28 Şubat Darbesi Tartışıldı

İrşad Kitabevinde 28 Şubat Darbesi Tartışıldı

İrşad Kitabevinde 28 Şubat sürecini tartışıldı. Konuşmacı Mehmed Kaya idi. Programı Fahreddin Sönmez yönetti.

03 Mart 2012 Cumartesi 21:46A+A-

Buruc suresi ve türkçe mealiyle başlayan program Fahrettin Sönmez'in takdimiyle devam etti. Fahrettin Sönmez takdiminde 28 Şubat sürecinin Türkiyeli insanlara fiili darbelerden daha etkili olduğunu, yıkımının tahribatının daha can yakıcı olduğunu, bunun yakın tarihimizde cereyan eden bu olayın anlaşılması gerektiğini dile getirdi. Tarih değerlendirilmezse gelecek kuşaklara gerekli şahidlikler bırakılamaz. Dolayısıyla şahidlik görevi yapılmamış sayılır. Bunun için kurum olarak geçmişimizi değerlendirmemiz ne kadar gerekliyse yakın geçmişimizi değerlendirmemiz de bir o kadar gereklidir diyerek konuşmasını yapmak üzere sözü Mehmed Kaya'ya verdi.

Mehmed Kaya da konuşmasına insanlar tuzak kurdular Allah’da onların tuzaklarına karşılık verdi, kurani gerçeğiyle başladı. 28 Şubat sürecinin öncesinden başlayarak gün gün hadiseleri aktardı. Gerek geçmişte basına yansıyan haberler gerekse günümüzde hukuki ve özgürlük alanındaki mevzi kazanımlarla elde edilen bilgi belge ve itiraflarla konuyu değerlendirdi. Sonuçta sürece adını veren şimdilerde postmodern bir darbe olduğunda adeta ittifak edilen 28 Şubat MGK bildirisi genişce değerlendirildi. 28 Şubat Bildirisi - bazıları buna haklı olarak muhtıra da diyorlar - şu 18 maddeden oluşuyor;

28 Şubat Kararları

Milli Güvenlik Kurulu'nun 28 Şubat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirler)

1-Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayırım gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

2-Tarikatlarla bağlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği Milli Eğitim Bakanlığı'na devri sağlanmalıdır.

3-Genç nesillerin körpe dimağlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini çağdaş uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı doğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çeşitli mihrakların etkisinden korunması bakımından:

a-8 yıllık kesintisiz eğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

b-Temel eğitimi almış çocukların, ailelerinin isteğine bağlı olarak, devam edebileceği Kuran kurslarının Milli Eğitim Bakanlığı sorumluluğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

4-Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yetiştirmekle yükümlü, milli eğitim kuruluşlarımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5-Yurdun çeşitli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet işleri Başkanlığı’nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekleştirilmelidir.

6-Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmiş tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7-İrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ilişkileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine karşıymış gibi göstermeye çalışan bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

8- İrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadışı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ilişkileri kesilen personelin diğer kamu kurum ve kuruluşlarında istihdamı ile teşvik unsuruna imkan verilmemelidir.

9- TSK'ya aşırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; diğer kamu kurum ve kuruluşları, özellikle üniversite ve diğer eğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kuruluşlarında da uygulanmalıdır.

10-Bu maddenin tam metnini Türkiye’nin uluslararası ilişkilerini ilgilendirdiği için yayınlayamıyoruz.

11-Aşırı dinci kesimin Türkiye’de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutuplaşmalara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin düşmanca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12-T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari işlemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tur olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.

13-Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi çağdışı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarında titizlikle uygulanmalıdır.

14-Çeşitli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat işlemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle değerlendirilmelidir.

15-Kurban derilerinin, mali kaynak sağlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtarı örgüt ve kuruluşlar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmiş yetki dışında kurban derisi toplattırılmamalıdır.

16-Özel üniforma giydirilmiş korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal işlemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tur yasa dışı uygulamaların ulaşabileceği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemiş bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.

17-Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yaklaşarak onları cesaretlendiren girişimler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18-Büyük Kurtarıcı Atatürk'e karşı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

Bu maddeleri aktaran Kaya yer yer kendi yaşanmışlıklarından da ve dahi şahidliklerinden de örnekler verdi. İnsanların başına bir sıkıntı geldiği zaman ancak bazı gerçekliklerin farkına varabiliyor saptamasını dile getiren Kaya, dünya durdukça kıyamet sabahına kadar bu mücadele devam edecek ve bizim sorumluluğumuz da sürecektir.

Daha sonraları bu sürecin bin yıl süreceğini dile getirenler hesap verme durumuna gelmişlerdir. Bu da türkiye gibi bir yerde azımsanamayacak bir hadisedir. Mehmed Kaya; umarız bu gelişmeler insanlığın lehine devam eder ve gelişir dilek ve temennileriyle konuşmasını bitirdi.

Program yöneticisi Fahreddin Sönmez konuşmacıya teşekkür ettikten sonra sözü katkı ve sorular için dinleyicilere verdi.

Katkılardan bazıları;

91 belediye seçimlerinde RP'nin elde ettiği başarı ve hizmetler laik düşünce yapısına sahib olan kurum ve kuruluşların islam adına siyaset yapanlara karşı hıncını, düşmanlığını artırdı. 28 Şubat adeta bunların toplamı için bir karşı koyuştu.

Başka bir katkı; Necmettin Erbakan'ın öncülük ettiği D-8 projesi önemli bir projeydi. Bu bağlamda Erbakan'ın küresel ümmeti oluşturma isteği de laik kadroları çıldırttı.

Kendisine süreçle alakalı kısa bir değerlendirmede bulunması istenen Selahaddin Eş Çakırgil de; Kuvvetli Silahlar vurgusu yaparak söze başladı ve sürecin 1923'te başladığını dile getirdi. Gücü elinde bulunduranlar çeşitli zamanlarda direkt bazen de 28 şubatta olduğu gibi indirekt müdahalelerle süreci kontrol altına aldılar. Lakin şimdilerde mevcud hükümetin yaptığı kısmi anayasa değişikliği ile elde edilen olumlu kazanımlarla iyi bir yere doğru gidiliyor. Umarız bu iyiye gidiş süreci kesintiye uğramadan devam eder temennisiyle sözlerini bitirdi.

Referandumda Güneydoğu halkı neden evet oyu vermedi sorusuna ise: Kürt halkın temsil sorunu var. PKK bu hususta ciddi bir etken. Partizanca davranıldı. İyi olan konularda, lehde olan konularda bile hükümete destek verilmedi. Bu siyasi açıdan bir körlüktür şeklinde cevap verildi.

Program Sönmez tarafından konuşmacı ve katılımcılara, dinleyicilere teşekkürle sonlandırıldı.

Haber: Ümmü Erkam / Almanya 

irsad-20120303-02.jpg

irsad-20120303-04.jpg

HABERE YORUM KAT