Irkçılık Yerini İslamofobi'ye Bıraktı
Martin Luther King'in mücadelesiyle ABD'de siyahlar eşit vatandaşlık hakkına kavuşma yolunda önemli adımlar attı fakat ülkede son 15 yıldır ırkçılık yerini İslam düşmanlığına (İslamofobi) bıraktı.
Amerikalı siyahi önderlerden Martin Luther King 4 Nisan 1968’de Memphis’de bir motelin balkonunda uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti.
Martin Luther King, beyazların siyahlara karşı üstünlüğünün sona ermesi ve aynı vatandaşlık haklarına sahip olabilmek için Amerika genelinde büyük bir sivil direniş başlatmıştı. King'in o gün eşit haklara sahip olmak için mücadele ettiği Amerika genelinde bugün siyah beyaz ayırımı büyük oranda sona erdi. Siyahi bir lider olan Barack Obama, başkanlık görevine getirilde fakat ülkede Müslümanlara ve göçmenlere karşı duyulan kin her geçen gün devam ediyor. İslamofobia'nın ulaştığı boyutlar ülke genelinde korkunç bir hal aldı. Ülke genelinde özellikle Ortadoğulu Müslümanlar potansiyel terörist olarak görülüyor.
SİYAH - BEYAZ AYIRIMI YERİNİ İSLAMOFOBYA'YA BIRAKTI
King'in çabaları sonucu ABD'de siyahların vatandaşlık hakları büyük ölçüde kazanıldı. İki dönemdir ABD'de bir siyahi olan Barack Obama başkanlık koltuğunda oturuyor fakat ne yazık ki beyaz siyah yırımı, ülke genelinde yerini İslam düşmanlığı/İslamofobya'ya bırakmış durumda. 11 Eylül 2001'de ikiz kulelerin vurulması ile başlayan süreçte ülkede göçmenlere, özellikle Ortadoğulu Müslümanlara yönelik kin ve öfke her geçen gün büyüdü. Ortadoğulu Müslümanlar ülkede potansiyel terörist olarak görülüyor. Ülke polisi, şüpheli gördüğünü iddia ettiği Ortadoğuluları öldürüyor.
ABD'deki Müslüman toplumu, son yıllarda artış gösteren İslamofobi'nin, halk tabanlı bir sorundan çok siyasetçilerin oy toplamak için kullandığı bir koz olduğu görüşünce birleşiyor.
Amerika-İslam İlişkileri Konseyi (The Council on American-Islamic Relations - CAIR) tarafından hazırlanan "Korkuyu Yasallaştırmak: İslamofobi ve ABD’deki Etkileri 2011-2012" (Legislating Fear: Islamophobia and its Impact in the United States 2011-2012) başlıklı rapora göre Amerika’da halihazırda İslamofobinin iç ağları en az 37 gruptan oluşuyor. Bunlar öncelikli olarak Müslümanlara ve İslam’a karşı önyargıyı veya nefreti teşvik ediyor. Bunlara ek olarak 32 grubun öncelikli amacı ise İslam’a ve Müslümanlara karşı nefreti ya da önyargıyı teşvik eder gibi görünmese de çalışmaları İslamofobinin dış ağlarını tesis eden temaları muntazaman sergiliyor ya da destekliyor.
Amerika’da İslamofobi iç ağlarını besleyen çekirdek grup, 2008-2011 yılları arasında bu amaçla yaklaşık 120 milyon dolar harcadı. Bu iç çekirdek grupların birbiriyle sıkı bağları var. Bu iç ağda anahtar rol üstlenenler, Amerika toplumunda İslam korkusunu yaydıkları için, yüksek maaşlar alıyorlar.
İslamofobik söylemler toplumsal olarak da kabul edilebilir hale geliyor. 2011’deki araştırmaya göre, “[vatandaş olanlardan resmi göçmen statüsü sahip olanlara kadar bütün Müslümanlar hakkında] vatandaşlar sadece karşıt olmakla kalmayıp bu gerçeğin toplumsallaşması karşısında da rahatsızlık duymuyorlar.”
Önde gelen birçok Cumhuriyetçi aday, başkanlık yarışında İslamofobik söylemi kullandı. Cumhuriyetçi Peter King beş oturumdan oluşan Müslüman karşıtı kongre serisi düzenledi. Bunların ana konusu geniş çaplı geri püskürtme projesi ve yine bu projeye destek sağlanması idi.
Cumhuriyetçi Michele Bachmann, Müslümanları kamu birimlerine sızmakla suçlayan kampanyayı başlatan İslamofobinin iç çekirdek grubunun liderlerinden Frank Gaffney ile ortaklık kurdu. Bu son hikaye, kamu kurumlarının Amerikalıların İslam korkusunu ve önyargılı davranışlarını desteklediğine dair önemli bir örnek olarak öne çıktı.
MÜSLÜMANLAR TAKİP EDİLİYOR
New York Emniyet Genel Müdürü Raymond Kelly, ''İslamofobi var olabilir, ama ben New York'ta görmüyorum'' derken New York Polis Teşkilatının Müslümanları takip etmeyi devam ettireceğini söylemişti. Kelly, ''New York'u korumak için bir kontra terör programımız var. 11 Eylül 2001'den bu tarafa bu program sayesinde 16 terör bağlantılı olayı tespit edip boşa çıkardık. New York, bu tarz hadiselerin potansiyel hedefi konumunda. Bu programa bir süre daha devam edilecek.'' demişti.
(Dünya Bülteni)
HABERE YORUM KAT