HAKSÖZ-HABER

Türkiye’de bilhassa sosyal medya üzerinden kabartılmaya çalışılan ırkçı-şoven azgınlık sadece ahlaki ve insani kaygılara düşmanlıkla öne çıkmıyor. Bu tutum aynı zamanda koyu bir cehaleti de temsil ediyor. Her gün sayısız yalanla, iftirayla toplumu sistematik biçimde muhacirlere karşı kışkırtan isimler siyasetçi, akademisyen, gazeteci vb. farklı sıfatlar taşımakla birlikte iftira ve cehalet ortak paydasında buluşuyorlar. Yalan söylemekten hiç utanmadıkları gibi, saçmalamaktan da çekinmiyorlar.

İşte Batuhan Çolak adlı sosyal medya kullanıcısı ırkçı-faşist sözde gazeteci de bu profili yansıtan tiplerden biri. Birkaç gündür bir mağazanın Arapça broşürü yayınlamasına gösterilen akılsız, ahmakça tepkilerden cesaret alarak aynı saçmalığı sürdürmeye çalışmış. Iğdır’da İranlı turistlere yönelik Farsça afişleri ‘Arapça’nın güzel ülkemizi istilası’ kampanyasına dahil etmiş.

Bu sözde gazetecinin Arapça ile Farsça’yı karıştırmasındaki cehalet bir yana Iğdır’da bu afişlerin neden asılmış olabileceğini hiç merak etme gereği duymaması da ilginç değil mi? Irkçı körlük insani değerleri yok saydığı gibi, demek ki ticaret, turizm vb. sosyal olguları da idrak edememeyi getiriyor. 

Bu kafa gerçekten çok ibretlik. Alanya’ya, Antalya’ya, Ege sahillerine Avrupa’dan, Rusya’dan, İsrail’den gelen turistler için el pençe divan durmakta hiç beis görmeyen bu kafa yapısı Arap ya da Fars turistleri dahi tehdit olarak algılıyor. Ülkenin tamamında İngilizce’nin hakimiyetini görmezden gelip Arapça’ya düşmanlık kusan bu kafanın asıl düşmanlığının Araplara ya da Arapça’ya değil, Arapça’nın temsil ettiği düşünülen İslami kimliğe yönelik olduğu ise tartışma götürmüyor.