Irkçıların yüzüne haykırılan gerçek: “Suriyeliler insan değil mi?”
Meral Akşener’in Erzincan gezisinde Yusuf Budak'ın vicdani tepkisi milyonlarca insanın hassasiyetini dile getirdi!
HAKSÖZ HABER
Son birkaç haftadır artarak devam eden hadiseler Altındağ’da yaşananlardan sonra bir üst perdeye taşındı. Bir hadiseyi bütün mültecilere teşmil eden sığ bakış açısı en sonunda linç mantığını devreye soktu. Yanlış anlaşılma olmasın. Bu sadece neticedir! Altındağ’da yaşananların sorumluları siyaset ve medyadır!
Muhalefet liderlerinin dezenformasyon yoluyla mültecileri hedef alması medyanın ise mültecileri nefret objesi haline getirmesi Altındağ’da yaşananları mümkün hale getirdi.
Her şeye rağmen umudu diri tutmak gerekiyor! Meral Akşener’in Erzincan’da gerçekleştirdiği esnaf ziyareti esnasında yaşanan bir tartışmayı sizlere aktarmak istiyoruz.
Meral Akşener’in Erzincan’da sabah katıldığı programlarda mültecilerin beka sorunu olabileceğini dile getiriyor. Bu asılsız sözler ayrı bir haber konusu olabilir. Ancak Akşener’in de muhalefet liderlerinden birisi olarak ırkçı saldırıların sorumlularından olduğunu söylemeden geçemiyoruz!
Akşener ziyaret için bir kahvehaneyi giriyor. Burada Mustafa isimli bir kişi bilindik söylemleri dile getirmeye başlıyor. Ekonomi konusunda da şikayetlerini dile getiren bu kişi popülist bir söylemle topu hemen Suriyelilere getiriyor. İnsanların aç olduğunu iddia eden şahıs “Bir de Suriyelileri getirdi” tarzında söylemlerde bulununca Yusuf Budak isimli şahıs cesurca tepkisini dile getiriyor.
Yusuf Budak şerefli her insan gibi “açız” söylemine tepki gösterirken Suriyelilere yönelik ötekileştirici ifadelere iki kere “Suriyeliler insan değil mi?” diyerek İslami ve insani tavrını ortaya koyuyor:
Yusuf Budak’ın bu tepkisine “Allah razı olsun” demekten başka bir şey söylemiyoruz. 2016 senesinde Tendürek’te PKK ile yaşanan çatışmalarda kardeşinin şehit düştüğünü ifade eden Budak olayın devamında yaptığı açıklamalarda Suriyelilere yönelik dezenformasyona dayalı nefreti kabul etmediğini şu sözlerle dile getirirken “Mustafa” isimli şahsın foyasını da ortaya döküyor: "Kardeşim şehit düştü. Ben çiftçilik, besicilik yaparak geçimimizi sağlıyoruz. Kahvehanede oturuyorduk. Meral Hanım içeri geldi. Bulunduğumuz masaya davet ettik. 'Yok ben gelmeyeceğim' dedi, direkt oraya yöneldi. Kahveci arkadaşın dertlerini dinledi. Daha sonra Mustafa abi çıktı, 'Açız, 128 dolar nerede? Açlıktan ölüyoruz, yabancı uyrukluların burada ne işi var' gibi söylemlerde bulununca ben de orada tepkimi gösterdim. 'Allah'tan korkun aç değilsiniz, yalan konuşmayın. Böyle siyaset olmaz' dedim. Bu durum orada daha öncesinden ayarlanmış bir olay. Ben çiftçiyim, besicilikle uğraşıyorum. Yanımda 4 tane yabancı uyruklu vatandaş çalışıyor. Elhamdülillah Müslümanız. Biz bu yabancı uyruklu vatandaşları nereye göndereceğiz. Çanakkale Şehitliğinde on binlerce İdlibli yatıyor. Onlar kim? Hepimiz kardeş değil miyiz? Tamamen orada bir propaganda vardı, benim tepkim de bu duruma oldu, yani yalana oldu. 'Açız' diyen Mustafa abi en az 4 bin-5 bin lira maaş alıyor, ense yapıyor. Kesinlikle planlı bir durumdu yaşanılanlar."
Mültecilere yönelik nefretin ve ırkçılığın tavan yaptığı bir süreçte Yusuf Budak gibi haysiyetli, cesur insanların varlıkları daha da önemli hale geliyor. Rabbimiz böyle insanların sayısını artırsın!
HABERE YORUM KAT