Irkçı zihniyetin kavrayamadığı hayat gerçeği: Göç olgusu ülke içinde de sürüyor!
Göçmenler yüzünden hayatın zorlaştığını iddia eden muhacir düşmanları göç olgusunun ülke içinde de yoğun yaşanan bir olgu olduğunu görmek istemiyorlar.
HAKSÖZ-HABER
Türkiye’de son dönemlerde yükseltilen muhacir düşmanlığı bir yönüyle tipik psikolojik bir rahatsızlık olan yabancı düşmanlığı (zenofobi) özelliği taşırken, bu tutumun temelinde yaygın biçimde Ümmet ve İslam karşıtlığının yattığı bir sır değil. Nitekim özelde Suriyeliler, genelde tüm İslam coğrafyasından gelen göçmenleri, hatta turistleri hedef alan ırkçı söylemin sahiplerine bakıldığında, bu çevrelerin ortak özellikleri olarak laik-Kemalist eğilime sahip oldukları görülmekte.
İslam ve ümmet düşmanı eğilimini gizleme çabası içerisinde olan bu ırkçı yaklaşım tarzının öne çıkarttığı tezlerden biri de göçmenler yüzünden şehir sakinlerinin hayatlarının zorlaştığı iddiası. Normal şartlarda herkesin tepkisini çekebilecek ırkçı, şoven tutumlarını perdelemek için çeşitli sosyal gerekçeler ileri sürülmekte. Buna göre dışarıdan gelenlerin ev kiralarından gıda ürünlerine kadar her şeyin fiyatının artmasına, ücretlerin ise düşmesine neden oldukları iddia ediliyor. Böylece göçmenler yüzünden yerleşik hayat yaşayanların hayatlarının güçleştiği ileri sürülüyor.
Yabancı düşmanlığını bu şekilde perdeleyen göçmen karşıtlarının tezlerinin insani açıdan kabul edilemez olduğu gibi toplumsal gerçeklik açısından da anlamsız olduğu ise görülmek istenmiyor. Bu noktada göç hadisesinin doğal, insani bir olgu olduğu; tarih boyunca insan topluluklarının çeşitli nedenlerle göç ettikleri ve göç etmeye de devam edecekleri anlaşılmıyor ya da anlaşılmak istenmiyor. Bu olgu uzak bölgelerden gerçekleştiği gibi yakın bölgeler arasında da yaşanmakta.
İşte Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan "İç Göç İstatistikleri" bültenine göre, geçtiğimiz yıl Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kişi iller arasında göç etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayınlanan "İç Göç İstatistikleri" bültenine göre, geçtiğimiz yıl Türkiye'de 2 milyon 777 bin 797 kişi iller arasında göç etti. İller arası göç eden nüfus oranının 2021 yılında yüzde 3,28 olduğu belirtildi. Bu nüfusun yüzde 47,5'i erkekler, yüzde 52,5'i ise kadınlar oluşturdu.
İller arası göç eden nüfusun oranının yıllar içinde inişli çıkışlı bir seyir izlediği belirtilen raporda, iller arası göçün nedenleri arasında iş imkanları, eğitim, sağlık ve barınma olanakları yer aldı. Raporda, iller arası göçün dengeli ve planlı bir şekilde yönetilmesinin önemine de vurgu yapıldı.
EN ÇOK İSTANBUL GÖÇ ALDI
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de en çok göç alan il İstanbul olurken, İstanbul'u sırasıyla Ankara ve İzmir takip etti. En az göç alan iller ise sırasıyla Ardahan, Tunceli ve Kilis oldu. En çok göç alan illerin aynı zamanda en çok göç veren iller olduğu görüldü. İstanbul, Ankara ve İzmir'in en çok göç alan ve veren iller arasında yer aldığı belirtildi.
Tüm bu veriler bize göç olgusunun çapının büyüklüğünü ve aynı zamanda da önüne geçilmezliğini göstermekte. Şüphesiz ırkçı-ulusalcı çevreler iç göç olgusunu dışarıdan gerçekleşen göçten farklı zeminde değerlendirecek ve bunların birbiriyle kıyaslanamayacağını iddia edeceklerdir. Oysa anlaşılması gereken temel gerçek insanların çeşitli sebeplerle hayatlarını doğdukları yerden farklı yerlerde sürdürdükleri gerçeğidir. Bu bazen iç göç olgusunda olduğu gibi daha iyi hayat şartları, daha yüksek ücretli iş imkanı için olabildiği gibi bilhassa Suriyeli muhacirler örneğinde görüldüğü üzere hayatta kalma çabasını da yansıtabilmektedir.
HABERE YORUM KAT