1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Irkçı Bolu Belediye Başkanı hakkında suç duyurusu: “Nefret ve ayrımcılık suçlarından yargılanmalıdır”
Irkçı Bolu Belediye Başkanı hakkında suç duyurusu: “Nefret ve ayrımcılık suçlarından yargılanmalıdır”

Irkçı Bolu Belediye Başkanı hakkında suç duyurusu: “Nefret ve ayrımcılık suçlarından yargılanmalıdır”

Göçmenlere yönelik ırkçı ve ayrımcı uygulamalarıyla sık sık gündeme gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulunuldu,

02 Şubat 2022 Çarşamba 22:08A+A-

Sığınmacı Hakları Platformu üyeleri bir grup aktivist, göçmenlere yönelik ırkçı ve ayrımcı uygulamalarıyla sık sık gündeme gelen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan hakkında İstanbul’da Çağlayan Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu, ardından adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasında Avukat Gülden Sönmez, Tanju Özcan’ın işlediği birden fazla suçun yasalardaki karşılığını açıklayarak, suç duyurularının içeriğini anlattı. Ardından Yıldız Önen Türkçe ve Taha El Gazi Arapça olarak basın açıklamasını okudu. Platform’un basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

Suriye’de 2011 yılında başlayan savaşta, bugüne kadar 600.000’e yakın sivil katledildi. Altı milyondan fazla Suriyeli ülke içinde yerlerinden edilirken, 5 milyondan fazlası da güvenlik endişesi ile ülke dışına göç̧ etti. Suriye’deki hak ihlalleri ve işlenen suçlarla ilgili BM İnsan Hakları Soruşturma Komisyonu (UN Human Rights Council’s Commission of Inguiry) bugüne kadar çok sayıda rapor ve basın açıklaması yayımladı. Öte yandan Uluslararası Af Örgütü, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Human Rights Watch gibi uluslararası insan hakları örgütleri ile Syrian Network for Human Rights (SNHR) ve Syrian Observatory for Human Rights (SOHR) gibi Suriyeli insan hakları örgütleri de yayınladıkları bilgi, belge ve raporlarla Suriye’de işlenen savaş̧ suçlarını ortaya koydular.

Suriye rejimi kullanılması yasak silahlar kullandı; misket bombası veya petrol varillerinin ve yemek kazanlarının içine 1.000 kilograma kadar cam parçaları, çiviler ve patlayıcılar doldurularak elde edilen varil bombaları, rejim tarafından sivil halkın yoğunluklu olarak bulunduğu okul, hastane, pazar yeri gibi yerlere atıldı. Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporlarında, 2012-2015 yılları arasında rejimin 5.150 varil bombasıyla 12.179 kişiyi öldürdüğü ve ölenlerin %96’sını sivillerin oluşturduğu bildirildi.

Suriye’deki en önemli ihlallerden birini ortadan kaybetme veya insan kaçırma suçları oluşturuyor. Uluslararası kuruluşların rakamlarına göre, Suriye’de 95.056 kişi kayıp. 18 Ocak 2014’te, Suriye’de 13 yıl boyunca olay yeri uzmanı olarak adli suç vakalarının fotoğraflarını çeken “Sezar” kod adlı askerî polisin 11.000 kişiye ait 55.000 fotoğrafı, “zorla kaybedilen” kişilerin akıbetiyle ilgili en çarpıcı delillerden biri oldu. Uzmanlar tarafından yapılan incelemeler neticesinde aralarında kadın ve çocukların da olduğu 11.000 kişinin sistematik işkence, aç bırakma gibi yöntemlerle öldürüldükleri tespit edildi.

Suriye’de, BM organları ve sivil toplum örgütleri tarafından kadınlara yönelik şiddet ve istismarın bir savaş silahı olarak kullanıldığı rapor edildi. Suriye’de muhalif olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan kadınların ve kız çocuklarının erkek akrabaları, onların gözleri önünde öldürüldü; çok sayıda kadın ve kız çocuğu da tecavüz edildikten hemen sonra katledildi. Bunlar ve daha birçok savaş̧ suçu ve insanlığa karşı suç tarifine giren suçlar Suriye savaşı sırasında işlendi.

Suriyeliler tüm bu korkunç savaş koşullarından hayatta kalma ve korunabilme adına, çevre ülkelere sığındılar. Lübnan, Ürdün, Türkiye’ye sığınanlar olduğu gibi birçok Avrupa ülkesine de sığınanlar oldu.

Sığınma hakkı temel yaşam ve insan haklarındandır. İnsancıl hukuk mevzuatı bir savaş ve çatışmanın tarafı olsun olmasın tüm devletlere sığınmacıların mültecilerin yaşamlarının korunması sorumluluğunu verir.

Sığınmacıların hakları; 1951 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Cenevre Sözleşmesi, 1967 Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin New York Protokolü ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu başta olmak üzere, gerek uluslararası hukuk kurallarıyla, gerekse iç hukuk mevzuatıyla korunmaktadır. Suriyeli sığınmacılar, hukukun temel ilkeleri ve mevcut normları ile yasal olarak koruma altında olmalarına rağmen, özellikle sosyal medya üzerinden sürekli olarak saldırıya ve nefret söylemlerine maruz bırakılmaktadır.

Bolu Belediye başkanı Tanju Özcan’ın söz ve eylemleri, insan hakları ihlali, ayrımcılık ve nefret temelli suçların odağı haline gelmiş, bu kişi gerek evrensel hukukun ve gerekse de yürürlükteki hukukun hükümlerini çiğneyerek çok sayıda ve çok boyutlu suçu alenen işlemiştir. Adı geçen kişinin kamu gücünü kullanma makamında olması ve söz konusu suçların önemli bölümünü basın ve yayın yoluyla işlemesi, hak ihlallerinin etkisini ve tahribatını artırmaktadır. Halkın bir bölümünü kin ve düşmanlığın hedefi haline getiren bu suçlara karşı hukukun gereklerinin gecikmeksizin uygulanması, adaleti ve toplumsal barışı yargısal temelde korumanın da bir gereğidir.

Duyurusunu gerçekleştirdiğimiz suçlar:

Nefret ve Ayrımcılık (TCK m.122)

Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (TCK m.123)

Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (TCK m.216)

Görevi Kötüye Kullanma (TCK m.257)

Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi (TCK m.113)

İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (TCK m.117)

Savcılıkça re’sen tespit edilecek diğer suçlar…

Tanju Özcan hakkında 2 Şubat Çarşamba günü bireysel suç duyurularımızı adli makamlara teslim ettiğimizi kamuoyuna duyururuz. Suç duyurusu metni ektedir, İsteyen tüm yurttaşlarımız, ekli dilekçeyi imzalamak ve adli makamlara iletmek suretiyle bireysel suç duyurusunda bulunabilirler.

HABERE YORUM KAT

8 Yorum