1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İranlı Sünni alim: İran’da mezhepler ve azınlıklar ayrımcılığa uğruyor
İranlı Sünni alim: İran’da mezhepler ve azınlıklar ayrımcılığa uğruyor

İranlı Sünni alim: İran’da mezhepler ve azınlıklar ayrımcılığa uğruyor

İranlı Sünni alim Mevlâna Abdülhamid: "Son 43 yılda kadınlar, etnik gruplar, mezhepler ve azınlıklar ayrımcılığa maruz kaldı." dedi.

09 Kasım 2022 Çarşamba 23:18A+A-

HAKSÖZ HABER

İran Sünnilerinin önde gelen alimlerinden Mevlana Abdulhamid İsmailzehi, Zahidan’da rejim güçlerinin katliamlarına kılıf uydurmak için karakol ve valiliğe silahlı saldırı olduğu iddiasını "saf yalan" olarak nitelendirerek, son 43 yılda kadınların, etnik grupların, farklı mezheplerin ve azınlıkların ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.

Abdülhamid, İran'da son zamanlardaki protestolarla ilgili, "Ülkede son dönemde çoğunlukla kadınlar tarafından gerçekleştirilen ayaklanmalar, kadınların ayrımcılık ve eşitsizlikten duyduğu memnuniyetsizliğin ve rejimin şiddet uygulamasının bir sonucudur" dedi. Kadınlar hayal kırıklığına uğramasa ve aşağılanmasa, özgürlüklerine ve haklarına saygı duyulsa, zorunlu başörtüsü ve ahlak polislerine gerek kalmayacak, İslami meseleleri ve toplum kültürünün gerektirdiklerine tabii olarak riayet edeceklerdi.

İran'da farklı etnik gruplara ve mezheplere yönelik ayrımcılığı da eleştiren Abdulhamid, "Maalesef İran'da çoğulculuk yok. Çoğulculuk olmadığı sürece, resmi kurumlara ve bakanlıklara farklı gruplardan liyakatli insanlar girmedikçe, bu büyük ülke tek bir grubun tekelinde ve zayıf idareciler tarafından yönetilemez hale gelmektedir.” dedi.

İran rejiminin Sistan-Belucistan bölgesindeki protestoları bastırmak için kullandığı bölücülük argümanına karşı çıkan Abdulhamid, “İnsanlara bölücülük isnat edip bunu baskı aracı olarak kullanmak yalan ve iftiradır. Yetkililer, insanlara şiddet uygulamak yerine, insanlarla oturup taleplerini dinlemelidir.” şeklinde konuştu.

Mevlana Abdulhamid, rejim güçlerinin 30 Eylül’de Cuma namazı çıkışı masum insanları katlettiği “Kanlı Cuma” katliamına da değinerek konuşmasına şu şekilde devam etti: "Bazı yetkililerin masum insanları öldüren suçluları cezalandırmak yerine onları savunması ve insanların Haş valiliğine silahlarla saldırdığını söylemesi şaşırtıcıdır. Silahlı saldırı Haş’da veya Zahidan camisinde yapılmadı. Polis karakolunu ele geçirmek için herhangi bir saldırı olmadı. Bunlar söylenen saf yalanlardır. Bir polis karakolu taşla ele geçirilemez. Gerçek şu ki, yetkililer yanlış raporlar alıyor, ancak araştırmak onların görevi. Belgeler, polis memurlarının vurulmasının ardından gençlerin karakola gittiklerini gösteriyor. Gençlerin karakola slogan atıp taş attığını farz etsek bile, taş atmanın karşılığı kurşun mu? Adaletli bir şekilde davranmalıyız. Allah'ın yardım etmesini, daha fazla kan dökülmesini engellemesini ve insanların haklarına ve özgürlüğüne kavuşmasını diliyoruz."

HABERE YORUM KAT

1 Yorum