HAKSÖZ-HABER

Karar Gazetesi köşe yazarı Yusuf Ziya Cömert İran’da olan bitenleri İslam dünyasının içinde bulunduğu sıkıntılı ortamın bir parçası olarak değerlendirmiş ve bazı protestocuların İslam’a dil uzatmaya kadar varan eylemlerinden duyduğu rahatsızlığı dile getirmiş. Doğrudur İran’da yaşananlar sadece siyasi tepkilerle sınırlı kalmayıp kitleleri İslami değerlere düşmanlığa götürülebilecek boyutta ciddi bir tehlikeye işaret etmekte. Buna üzülmek gerekir ama aynı zamanda bunun sorumlusu kim diye sormak da gerekmiyor mu?

Aynı şekilde yazısının devamında Yusuf Ziya Cömert “... İran’da sokakların karışmasına sevinenler var mı? Maalesef var. Bazıları İran’ın mezhebini gerekçe gösteriyor sevinirken, bazıları rejiminin karakterini… “ diyor.

Evet, İslam dünyasının herhangi bir yöresinde çıkan yangına, kargaşaya sevinmek pek sağlıklı bir duygu sayılmaz. Ama düşünmek gerekmiyor mu, örneğin Suriye’de tam yedi yıldır Esed zalimine verdiği destekle halkı acımasızca katleden, sürgün eden İran hakkında Suriyeliler ne tür hisler beslememeliler?

Ya da Haşdi Şabi denilen İran beslemesi çetelerin işgaline uğrayan Iraklı Sünnilerin yerinde olsaydınız siz ne hissederdiniz? İran’ın güçlü, müreffeh ve etkili bir ülke olmasını ve bölgede istediği politikaları istediği biçimde uygulamasını arzu eder miydiniz?