İran’ın Suriye’den Çekilmesi İçin İsrail-Rusya Anlaşması
İran’ın Rusya gibi uluslararası alanda kendisini savunacak bir müttefike olan ihtiyacı bazı hedefleri ve çıkarları ile çelişmiş olsa bile kendisini Moskova’nın isteklerine kerhen tabi olmaya zorluyor.
Muharrrem Güneş, Yeni Akit gazetesinde yayınlanan yazısında ABD, Rusya, Esed ve İsrail’in İran’ı Suriye’den çıkarma planını yorumluyor:
ABD Dış Politika dergisi Foreign Policy, Tahran’ın Suriye topraklarında sonsuza kadar kalmaya çalıştığı bir zamanda Rusya ve İsrail tarafından başta İsrail işgalindeki Golan bölgesi olmak üzere aşamalı olarak Suriye’den tamamen çekilmeye zorlanması yönünde büyük baskı gördüğünü iddia etti. Anlaşmaya göre Suriye’den çekilmesine karşılık Amerika yönetimi İran›a uyguladıkları yaptırımları iptal etme şartını kabul ediyor.
Rusya’nın anlaşmaya sıcak bakması İsrail tarafında memnuniyet oluştururken, İran tarafında rahatsızlık oluşturması Rus ve İran ittifakının çalkantılı bir ilişki döneminden geçtiğini ortaya koyuyor. Nitekim İsrail basınında bu antlaşma Rusya’nın, Suriye’deki İran hedeflerini vurması için İsrail’e ‘yeşil ışık’ yaktığı şeklinde yorumlanıyor.
Nitekim İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye yakın “Kanun” adlı gazete İsrail ile “gizli anlaşmalar” yaparak İran’ı Suriye’den uzak tutmaya çalışan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i hedef alarak “aldatıcı bir adam” olarak niteledi. Gazeteye göre Netenyahu, Batılı Devletlere İran’ın Suriye’den çıkarılması şartıyla Beşşar Esed’in Suriye’de kalmasını destekleyebileceklerini belirtiyor.
İsrailli yetkililere göre ise bir süredir Suriye konusunda Rusya ile devam eden müzakerelerinde kırmızı çizgiler çizdiklerini ve bunların en önemlisinin İran’ın Suriye’de askeri üsler kurması ya da Hizbullah’a silah transferi yapmaya devam etmesi gibi konular olduğunu belirtiyorlar. İran’ın menfaatlerini göz ardı eden Rusya ile İsrail arasındaki bu anlaşma Moskova ile Tel Aviv arasında Suriye meselesinde üst düzey bir işbirliği olduğunu teyit ediyor.
Siyasi uzmanlar Suriye’de muhaliflere karşı her ne kadar birlikte hareket etseler de stratejik düzeyde Rusya’nın hesaplarının İran’ınkilerden tamamen farklı olduğunu belirtiyorlar. Hatta stratejik olarak planlarının birbiriyle çakıştığını söylemek de mümkün. Ruslar, bölgedeki İran yayılmacılığına ve Suriye’de nüfuzunu artırma girişimlerine olumlu bakmıyorlar. Bu yönüyle, Suriye’de İran gücünü zayıflatma düşüncesi esas olarak Moskova için çok belli etmese de önemli bir hedef olarak görünüyor.
İran açısından meseleye bakıldığında ise yetkililer ve uzmanlar şunları söylüyor: «Tahran, Şam›a para ve insan yatırımı yaptı.» Savaşın patlak vermesinden bu yana, Suriye’de 30 milyar dolardan fazla bir bedel harcamışken, savaşta hayatını kaybeden İranlıların sayısı yaklaşık 2 bine ulaşmışken geri çekilmek mümkün olmayacaktır. Ayrıca Suriye rejiminin düşmesine ramak kala başta Hizbullah olmak üzere diğer Şii askeri milisleriyle Suriye’ye girip rejimi kurtaran taraf olduklarını ve şimdi bu kadar ekonomik yatırım ve Suriye’deki onlarca askeri üssün kapatılmasını İran’ın kabul edemeyeceği bir durum olarak değerlendiriyorlar.
Askeri strateji uzmanlarına göre mesele sadece ekonomik değil. İran, Suriye’deki varlığını bir varoluş mücadelesi olarak görüyor. Suriye rejiminin tamamen yenilmesi durumu haricinde tamamen çekilme olmayacaktır. Eğer bir çekilme durumu olursa bu, ortamın sakinleştirmesi için Rusların baskısıyla taktiksel bir geri çekilme olacaktır.
Aslında İsrail’in güvenliğini İran’a kurban etmeyecek olan Rusya karşısında Tahran’ın pek direnme şansı yok gibi görünüyor. Zira Rusya kendi bölgesel menfaatleri için İran’ı korumaya çalışsa da İsrail’i karşısına alacak bir hamlede bulunmayacaktır. Öte yandan; özellikle ABD’nin Tahran’a baskısı, nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırım politikasına geri dönüşü ışığında, İran’ın Rusya gibi uluslararası alanda kendisini savunacak bir müttefike olan ihtiyacı bazı hedefleri ve çıkarları ile çelişmiş olsa bile kendisini Moskova’nın isteklerine kerhen tabi olmaya zorluyor. Önümüzdeki günlerde İran’ın İsrail’in talep ettiği bölgelerden geri çekileceği öngörülüyor.
Bölgedeki bütün gelişmeler temelde birçok kesimin menfaatlerini korumaya çalıştığı bir çatışma alanı olarak görünse de söz konusu İsrail’in güvenliği olunca bütün güçler İsrail lehine vakıayı şimdilik kabullenmek zorunda kalıyor.
HABERE YORUM KAT