1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İran'ın Lübnan ikilemi: Sessiz kalmak ya da Hizbullah için intikam saldırısına girişmek
İran'ın Lübnan ikilemi: Sessiz kalmak ya da Hizbullah için intikam saldırısına girişmek

İran'ın Lübnan ikilemi: Sessiz kalmak ya da Hizbullah için intikam saldırısına girişmek

“İran'daki birçok sertlik yanlısı muhafazakâr, İsrail Lübnan'da Tahran'ın en yakın ve en eski müttefiki Hizbullah'ı hedef alırken ülkenin herhangi bir adım atmamasından giderek rahatsız oluyor.”

29 Eylül 2024 Pazar 12:35A+A-

Analiz: Jiyar Gol / BBC

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezekşiyan, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada İsrail'in Gazze'deki saldırılarını eleştirdi ve Lübnan'daki saldırıların yanıtsız bırakılmayacağı uyarısında bulundu.

Ancak Temmuz'daki seçimle göreve gelen Pezekşiyan, sertlik yanlısı seleflerinden daha uzlaşmacı bir tonda konuştu ve İsrail'in yok edilmesi söylemini kullanmaktan kaçındı.

Pezekşiyan "Herkes için barış istiyoruz ve herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok" dedi.

İran Cumhurbaşkanı aynı zamanda, hükümetinin Batılı güçlerle nükleer görüşmelere geri dönmeye hazır olduğunu vurguladı ve "2015'teki nükleer anlaşmanın taraflarıyla görüşmelere hazırız" dedi.

Diğer İranlı yetkililer ve Devrim Muhafızları (IRGC) komutanları da İsrail'in İran'a ve müttefikleri Hamas ve Hizbullah'a karşı giriştiği saldırılara misilleme yapma konusunda alışılmadık derecede ölçülü bir duruş sergiliyor gibi gözüktüler.

İran her iki örgüte de silah, para ve eğitim verdi. Ancak İranlı liderler, İsrail'in ülkelerine doğrudan saldırmasına karşı büyük bir caydırıcı unsur olması anlamında Hizbullah'a güveniyor.

İran'ın desteği, IRGC'nin 1980'li yıllarında kurulmasına yardımcı olmasından bu yana Hizbullah Lübnan'ın en kuvvetli silahlı gücü ve siyasi aktörüne dönüşmesinde kritik önemdeydi.

Tahran, Hizbullah'ın İsrail'e karşı kullanabileceği silahların başlıca tedarikçisi, özellikle de gelişmiş silahlı insasız hava araçları ve füzeler anlamında. ABD de daha önce İran'ın Hizbullah'a yılda 700 milyon dolar verdiğini iddia etmişti.

Geçen hafta İran'ın Lübnan büyükelçisi, çağrı cihazı Beyrut'taki büyükelçilik binasında patladığnda ağır yaralandı. Hizbullah üyelerinin kullandığı binlerce çağrı cihazı ve telsizin infilak etmesi sonucu toplam 39 kişi ölmüştü.

İran İsrail'i suçladı ama kamuoyu önünde misilleme tehdidinde bulunmadı.

İsrail, Nisan ayında Şam'daki İran Konsolosluğu binasını vurup, Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs gücünün sekiz üst düzey komutanını öldürdüğünde, Tahran hızla yanıt vermiş ve İsrail'a yüzlerce SİHA ve füze göndermişti.

İran ayrıca, Temmuz sonunda Hamas'ın siyasi lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinden İsrail'i sorumlu tuttuktan sonra, missileme yapma taahhüddünde bulunmuştu. Ancak şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı.

İran'ın Lübnan Büyükelçisi Mojtaba Amani, çağrı cihazları saldırısında ağır yaralandı.

BBC'ye konuşan eski bir Devrim Muhafızları komutanı İsrail'i tekrar tekrar tehdit edip, herhangi bir şey yapmamanın IRGC'nin İran'daki destekçileri ve ülke dışındaki müttefikleri arasındaki güvenilirliğine daha büyük bir zarar verdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Pezekşiyan Pazartesi günü Amerikalı gaetecilere İsrail'in İran'ı bir savaşın içine çekmeye çalıştığını söyledi.

Cumhurbaşkanı "İran, İsrail ile gerilimi azaltmaya ve İsrail de aynı şeyi yaparsa silahları indirmeye hazır" dedi.

İran'ın ruhani lideri Ayetullah Ali Hamaney'e yakın bazı muhafazakârlar, İsrail'le gerilimi azaltmaktan bahsettiği için cumhurbaşkanını eleştirdi ve canlı röportajlar vermekten kaçınması gerektiğini belirttiler.

Pezekşiyan Çarşamba günü New York'ta bir basın toplantısı düzenleyecekti, ancak iptal edildi. Daha önceki sözleri yüzünden basın toplantısını iptal etmeye zorlanıp zorlanmadığı belli değil.

İran'da güç aslında Ayetullah Hamaney ve IRGC'nin elinde. Önemli stratejik kararları veren cumhurbaşkanı değil.

Ayetullah Hamaney'in ayrıca, Çarşamba günü savaş gazilerine yaptığı konuşmada misilleme planlarından söz etmemesi ve İsrail'e tehditlerde bulunmaması da çok alışılmadık bir durum.

Amerikan haber sitesi Axios'tan İsrailli gazeteci Barak Ravid, iki İsrailli yetkili ve Batılı diplomatların, Hizbullah'ın İran'dan İsrail'e saldırarak yardımına koşmasını istediğini söylediğini yazdı. Ravid'e göre İsrailli yetkililer İran'ın Hizbullah'a "zamanlama doğru değil" dediğini belirtti.

Geçen hafta Devrim Muhafızları'yla bağlantılı olduğu bilinen internet TV programı Maydan'ın sunucusu, İran istihbarat kaynaklarına dayandırarak İsrail'in "geçen ay özel bir operasyon düzenlediğini, IRGC üyelerini öldürdüğünü ve belgeler çaldığını" söyledi.

Sunucu, İran basınının ülke içinde düzenlendiği belirtilen operasyonu haber yapmasının yasaklandığını da belirtti.

Yine IRGC'yle bağlantılı Tasnim Haber Ajansı ise iddiaları reddetti.

İslam Cumhuriyeti kendisini riskli bir durumun içinde buldu.

İsrail'e saldırmanın, ABD'nin askeri müdahalesini beraberinde getirebileceği ve ülkeyi daha büyük bir savaşın içine çekebileceğinden kaygılılar.

Amerikan ambargolarıyla darbe alan ekonomi ve ülke içindeki olaylarla birlikte, IRGC'ye yönelik potansiyel bir Amerikan saldırısı, rejimin güvenlik aygıtını daha da zayıflatabilir ve rejim karşıtlarını bir kez daha ayaklanmaya cesaretlendirebilir.

Ancak İran Hizbullah'ın İsrail ile çatışmasına doğruda müdahaleden kaçınırsa, bölgedeki müttefiklerine, kriz dönemlerinde İslam Cumhuriyeti'nin kendi varoluşunu ve çıkarlarını onların üzerinde tutacağı mesajını verme riskiyle de karşı karşıya.

Bu, İran'ın nüfuzunu ve bölge genelindeki ittifaklarını zayıflatabilir.

 

 

HABERE YORUM KAT