İran’daki Son Kriz Ne Anlama Geliyor?
İran’da yaşanan son siyasal kriz kronolojik olarak şu şekilde özetlenebilir:
-2009’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Muhafazakâr kesim İran siyasal hayatında tek meşru aktör durumuna geldi. Reform taleplerinin öncülüğünü yapan Yeşil Hareket, Devlet’in resmî makamları tarafından “fitne” olarak tanımlanarak safdışı bırakıldıktan sonra 28 Şubat’ta İran Başsavcısı Muhsini Ejei, “fitne liderleri” olarak nitelediği Mir Hüseyin Musevi ve Mehdi’nin ev hapsinde olduğu açıkladı.
· 10 Mart’ta İran devrim liderini seçmekle görevli olan Uzmanlar Meclisi Başkanlığına seçime tek aday olarak katılan Ayetullah Mehdevi Keni seçildi. Böylece son süreçte Yeşil Hareket’in yanında yer alan Haşimi Rafsancâni de tasfiye edilmiş oldu.
· 21 Mart’ta Veliyy-i Fakih Hamanei Muhafazakâr kesim içindeki siyasal çekişmeye dikkat çeken ve uyarı içeren bir konuşma yaptı. Yasama, Yürütme ve yargı organlarının birbiriyle sorunlarının ve birbirlerinden şikâyetlerinin bulunmasının doğal olduğunu belirten Ayetullah Hamenei, ancak bu tür sorunların kamuoyu önünde dile getirilmesinin halkı ümitsizliğe düşürdüğünü vurgulayarak yetkililerin sorunlarını kendi aralarında konuşarak çözmeleri gerektiğini söyledi.
· 2 Nisan’da İstihbarat Bakanı eski Yardımcısı Hüccetulislam Muhammed Rıza Nurullahiyan güvenlik güçleri tarafından tartaklandı ve din alimlerinin yargılandığı özel mahkeme tarafından 5 saat sorgulandı. Nurullahiyan’ın kamu güvenliğini bozmak ve halkı ulusal güvenliğe karşı kışkırtmakla suçladığı açıklandı. Nurullahiyan’ın tutuklanarak Evin cezaevine nakledildiği bildirildi.
· 7 Nisan’da İran’ın önde gelen taklit mercilerinden Ayetullah Mekarim Şirazi, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ı İmam Mehdi’nin komutanı olarak gösteren “Zuhur Yakındır” adlı filmi sapkınlık olarak niteledi. İran’da yayımlanan “Haber” adlı gazetenin internet sitesinde yer alan habere göre Ayetullah Mekarim Şirazi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın bazı dini kaynaklarda yer alan ve İmam Mehdi’nin zuhuruna yakın bir dönemde ortaya çıkarak onun gelişi için zemin yaratacağı belirtilen komutanlarından Şuayb bin Salih olduğunu öne süren belgesel filmi sert bir şekilde eleştirdi. Ayetullah Mekarim Şirazi, CD’ler halinde dağıtılan “Zuhur Yakındır” adlı belgeselin insanların inancına zarar verdiğini belirterek “Bunlar genç neslin camilere gelmesinden korkuyorlar, son zamanlarda bazı kimseler, kuşku verici işler yapıyorlar ve halkın inançlarını siyasi meselelere alet ediyorlar” dedi.
· 17 Nisan’da İran İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi’nin istifası Devrim Lideri Ayetullah Hamenei’nin müdahalesi ile önlendi. İrna haber ajansının bildirdiğine göre İran Meclisi milletvekillerinden Muhammed Rıza Bahoner, İstihbarat Bakanı Haydar Muslihi’nin yetkilerinin sınırlandırıldığını düşünerek istifa ettiğini; ancak İmam Hamenei’nin Muslihi’nin görevde kalması yönündeki görüşü üzerine Ahmedinejad’ın istifayı reddettiğini açıkladı.
· 20 Nisan’da Ahmedinejad’ın görevden alma kararına ilk tepki İran’ın eski İstihbarat Bakanı Muhsini Ejei’den geldi. Ejei, Görevinden azledilen; ancak Devrim Liderinin müdahalesiyle görevine iade edilen mevcut İstihbarat Bakanı Haydar Muslıhi’nin görevden alınış şeklinin açıklanamaz olduğunu söyledi.
· 29 Nisan’da İran Devrim Lideri’nin Devrim Muhafızları Ordusu’ndaki Temsilci Vekili Huccetu’l-İslam Mucteba Zunnur, ülkedeki asıl cumhurbaşkanının Ahmedinejad değil, Rahim Meşşai olduğunu söyledi.
· Ahmedinejad, Muslıhi’nin görevden alınmasının Hamenei tarafından veto edilmesinden sonra cumhurbaşkanlığına 2 hafta boyunca gitmedi, iki bakanlar kurulu toplantısına ve başkanlığını yaptığı Kültür Devrimi Yüksek Kurulu toplantısına katılmadı.
· 1 Mayıs’ta İran Cumhurbaşkanlığı Kültür Kurulu Genel Sekreteri Huccetulislam Abbas Emirifer tutuklandı. İran Cumhurbaşkanlığı Bürosu Başkanı İsfendiyar Rahim Meşşai’ye yakınlığıyla bilinen ve “Velayetçi Vaizler Birliği” adlı dini-siyasi oluşumun başkanlığını da yapan Emirifer’in Ahmedinejad’ı İmam Mehdi’nin komutanı olarak gösteren ve İran’daki dini otoritelerin yoğun tepkisine sebep olan “Zuhur Yakındır” adlı belgesel film kapsamında tutuklandığı bildirildi.
· İran’daki internet sitelerinden Ayandeh-Negar’da yayımlanan bir makalede, “Ahmedinejad’ın cin çağırma ve kara büyü yeteneğine sahip olduğu iddia edilen" yardımcısının tutuklandığı belirtildi. Yazıda geçen bazı ifadeler şöyle: “Çeşitli haber sitelerinde, tutuklanan Abbas Ghafari adındaki kişinin “ruhlarla bağlantısı” olduğu iddia edildi… Ghafari, “metafiziksel yetenekleri olan ve diğer dünyalarla bağlantıya geçebilen birisi olarak tanımlandı… Ayrıca M. Had adındaki kişiyle yakın ilişkisi var. Ghafari’nin tutuklanmasının ardından, serbest bırakılması için çok defa talepte bulunuldu…”
İran’daki yönetim krizi Velayet-i Fakih etrafında dönen bir otorite mücadelesinin yansıması durumunda. İran sisteminin ana unsuru olan Velayet-i Faqih Kurumu tüm otoriteyi doğrudan ya da dolaylı yollardan kendisinde toplayan bir yapıya sahip. 1979’dan vefatına kadar İmam Humeynî’nin başında olduğu kurum devrimin idealist yıllarında ve İran-Irak savaşında işlevsel biçimde birçok krizin aşılmasında önemli bir fayda sağlamıştı. Ancak İmam Humeynî sonrası gelişen süreçte büyük oranda siyasi taraflar arasında Hakemlik görevini sürdüren İmam Hamanei özellikle 2009 Seçim süreci sonrasında daha büyük bir krizin ortasında buldu. Muhalefeti klasik devlet yöntemleriyle sistemin dışına iten Veliyy-i Fakih’in önünde şimdi Yeşil Hareket’ten daha büyük bir tehlike bulunuyor. Siyasal rakiplerine karşı Veliyyi Fakihçilik kalkanıyla iktidarlarını sağlamlaştıran Ahmedinejad ve Meşşâî kadrolarının asıl hedefinin 2013 seçimleri olduğu ortada. Bu açıdan bakıldığında İran yönetiminin zirvesinde yaşanan Hamanei-Ahmedinejad arasındaki sorun bir bakanın görevinden alınıp alınmamasından ibaret değil. Bu, İran İslam Cumhuriyeti'nin gelecekte izleyeceği rotaya yön verme mücadelesi aynı zamanda. Ahmedinejad İran Anayasası gereği en fazla iki dönem için cumhurbaşkanı seçilebildiğinden 2013 yılında aday olamayacak.
İran Cumhurbaşkanı, kendisinden sonra cumhurbaşkanlığına eski Cumhurbaşkanlığı genel sekreteri İsfendiyar Rahim Meşşai'nin gelmesini istiyor. Hamanei, Ahmedinejad'ın istihbarat bakanını görevden almasının nedeninin de, Meşşai'ye bu alanda daha fazla nüfuz alanı açmak olduğunu düşünüyor.
Meşşâi’nin ve dolayısıyla Ahmedinejad’ın temsil ettiği siyasal söylem ise şaşırtıcı biçimde İran İslam Cumhuriyeti’nin 1979’dan beri dillendirdiği temel resmî görüşten farklılıklar arzediyor. İslâm Cumhuriyeti Nizâmı, Ümmetçiliği ve vahdet söylemini Şiiler ve Sünniler arasındaki ihtilafları -en azından söylem düzeyinde de olsa- en aza indirme dilini kullanırken Meşşâi çizgisi Ümmetçilikten çok “İran/Fars İslam’ı” denen bir milliyetçi-İslamcı sentezini savunuyor. Birçok konuşmasında Hz. İbrahim’in ve peygamberlerin Farsî olduğunun altını çizen Meşşâi ve onun gibi düşünen hükümet kadrolarına göre Mehdî’nin İran’a gelişiyle birlikte Armagedon kıyamet süreci başlamış olacak. Mehdî’nin gelişini hızlandırmak için gerilimin ve kaosun artması gerektiği öncülüne dayanan Farsî/Mehdevî bir siyasal söylemin kısmen örtüştüğü noktalar olsa da İran Devriminin ana hattıyla çelişmesi ise Veliyy-i Faqih Hamanei ve onun çizgisindeki kadroları rahatsız ediyor.
Hamanei, her ne kadar Reformist hareketi bütünüyle sistem dışına itme politikasında Ahmedînejad ve kadrolarını açıkça desteklediyse de bu birlikteliğin bugün derin bir çatlak haline geldiğini taraflar da açıklamalarında gizlemiyorlar.
Yeşil Hareket, velayet-i fakih kurumunun temel yapısının da reformize edilmesini/otoritenin tek elde toplanmadan Şûrâ’nın daha etkin olmasını savunurken Ahmedînejad-Meşşâi çizgisi velayet-i fakih kurumunun asli yapısının ötesine geçen ve onu sadece bir araca dönüştüren bir politik çizgiyi ifade ediyor. Bu açıdan sistem açısından “fitne”nin gerçekte nereden geleceği konusunda İran’da ciddi bir soru işareti olarak duruyor.
İran halkının özgürlük taleplerini sistem dışına iterek söz konusu taleplerin istismar zeminin kendi elleriyle hazırlayan mevcut iktidar sahiplerinin derin devleti elinde tutan odaklarla hangi tabanla mücadele edeceği merak konusu.
YAZIYA YORUM KAT
REHBER'e itaat etmeyen bizde itaat etmetiz.
Yanıtla (0) (0)(2009 C.Baskanligi secimlerinden sonra Yesil Hareket mensuplari icin bizim Islami sitelerde cikan haberlerin altina dusen yorumlardan)
Ahmedinejad itaat etmezse ona birsey demeyiz sukutla gecistiririz!!!
(Son durumdan sonra sitelerdeki sessizlik ve yorumsuzlugun son hali)
selamullah alel ibadullah,
Yanıtla (0) (0)Saracak herkesi bu ateş-i fitne.Her tenkidi inkilab düşmanlığı ile ilişkilendiren sözüm ona"islam inkılabı" fedaileri, ne zaman İMAM ALİ'nin tavrına mazhar olacaklar.Muhalif olan KARDEŞlerini dış güçlerin güdümünde olmak ile itham edenler akl-ı selime ne vakit sahip olacaklar.Bilhassa "VELAYET-İ FAKİH" makamını uhdesinde yaşıyan İMAM HAMANEİ nasıl bir bela ile karşı karşıya olduğunun şuurundadır inşaallah.Reformcuları bertaraf etmek için aşırı uçlar ile ittifak içine girmesi çok hazin bir durum.Merhum MUNTAZIRİ'yi siyasi basiretten yoksun olmakla küçümseyenlerin ğark olduğu hal ibretlitir.
Rabbim tüm müslimleri ateş-i fitneden muhafaza eylesin
selamun aleykum
Yanıtla (0) (0)iran'ın türkiye'de doğru tanınmadığı görüşü bir yere kadar doğrudur.
ama sadece bir yere kadar.
o yerinde neresi olduğunu hep beraber görmekteyiz.
iran'da hem hükümetin, hem muhaliflerin hem de ortayolcuların neler söylediklerini, neler yaptıklarını takip edenler mi "sinsice" davrananlar?
yani ayetullah mekarim şirazi "zuhur yakındır" adlı belgesel için "düşmanında parmağı olan bir sapkınlıktır" dediğinde bu da "sinsice" bir eylem mi oluyor?
İran Cumhurbaşkanlığı Kültür Kurulu Genel Sekreteri Huccetulislam Abbas Emirifer’in "zuhur yakındır" belgeseliyle alakalı tutuklanmasıda "sinsice" bir eylem olsa gerek?
birileri her tenkidi "sinsice" ve her münekkidi de "dört koldan iranı dünya sahnesinde yalnızlaştırmak" isteyenler olarak görmek kendi durduğu yeri allahperestlerin merkezi mi sayıyor?
"israil'in planlarını bizlere anlatsanız daha iyi olmaz mı" demekle de sözde "sinsice" davrananların üstüne sos dökmüş oluyor.
kötü söz sahibine aittir diyerek herkesin sözüne sahip çıkmasını temenni ederim.
fiemanillah...
Iran Suriye Misir Tunus ve diger tum musluman beldeler bizim gercegimiz degil midir?
Yanıtla (0) (0)Biz kategorisinin icerisini nicin misaki milli sinirlari ile sinirlandiriyorsunuz ki?
Bir muslumanin Iran'da yada herhangi bir musluman beldede olan seyler hakkinda arastirma yapma, olaylari okuma/yorumlama kendince cikarimlarda bulunmasindan daha dogal ne olabilir ki?
Ki bu insan kendisini Islama nispet ediyor ve ummetci idealler tasiyorsa.
Hem niye sikinti yapiyoruz ki. Yazida bahsedilen seyler fiiliyatta gerceklesiyor, Iran'da muslumanlar internet sitelerinde gazetelerinde veya evlerinde, sokaklarinda burada yazilanlardan cok daha fazlasini konusuyor olaylari yorumluyor ve olaylarin seyrine gore pozisyon belirliyorlarda birisi cikip olan biteni buraya tasiyinca mi problem oluyor.
Bulent Bey bu yaziyi yazmamis olsaydi mevcut olaylari gerceklesmemis mi sayacaktik. Kafamizi gomerek, kulaklarimizi tikayarak, olaylari gormezden gelerek ummet cografyasinda olan bitenlerden nasil haberdar olacagiz.
Irani yazma Irancilar alinir, Afganistan Pakistan yazma Selefiler alinir, orayi yazma burayi yazma filancalarin cani sikilir.
Iyi o zaman kapatalim siteleri, gazeteleri vuralim kilitleri yazarlarin kalemine daha mutlu yasayalim.
Siz Bulent Bey'e niye yaziyorsun diye cikisacaginiza asil yazmayanlara cikisin.
Adam Iran'a inkilaba bir deger atfetmese mesai ayiripta neler oluyor diye merak edip ilgilenmez kalem oynatmaz herhalde.
Asil problem Iran yazmayanlardir, gormezden gelenlerdir yok sayanlardir.
Ha birde Iran'daki herseye kutsallik atfedenlerdir ayni zamanda. Herseyde bir keramet arama gafletine dusme insanlari asiri yuceltme hastaligina saplanilmasa ve daha bastan ciddi tahliller ve elestiriler yapilabilmis saglam dusunulebilmis olsaydi koskaca REHBER uc tane kendini bilmezin elinde oyuncak durumuna dusmezdi.
Evet Bulent Bey yazisinda haklidir. REHBER secimler oncesi ve sonrasi Ahmedinejad'a verdigi sinirsiz destegi faturasini odemektedir.
Bülent bey İran konusuna uzun zamandır eğiliyorsun ,biraz da geçen haftalarda şaibeli bir şekilde yok edilen ladin ve ekibi, taliban ,tekfirci akımlar ,vahhabi anlayışın müslümanlar üzerindeki etkileri ...bahsetseniz samimiyetinize inanacağız...İrandaki olayları bütün detaylarına kadar çeşitli ajansların haberlerine dayanarak yazıyorsunuz bunların hakkaniyeti hakkında konuşaca değilim ,fakat biraz da el kaide üzerinde yazsanız...Yapılan yüzlerce eylemi görmezden gelip İslam'ın kutsal kavramlarını onlara isnat etmeyi nasıl buluyorsunuz...
Yanıtla (0) (0)Yani vahhabi-selefi anlayışı biraz yazın !...neyin nesi
ülkemizde genelde iran hakkında yazılan yazılar daha çok şarkiyatçıların analizine benziyor.yazarlar islami oluyor ama nedense iranda nasıl açık buluruz hesabına düşüyorlar, diyelim ki dedikleri doğru olsa,çok çok aile içi fikir ayrılığı diyeceğiz,ama bunlara bakılırsa iran yakında yıkılır,ve israile müjde mi vermek istiyorlar! bunların daha çok bilinç altlarında ya mezhepçilik,ya milliyetçilik gibi ki en bariz nedenler olmakla birlikte dört koldan iranı dünya sahnesinde yalnızlaştırmak istiyorlar ama nafile beceremiyorlar en önde batılılıar ,sonra objetif geçinenler ki şuan en çok kullanılanlar bunlar oda olmadı mezhepçiler oda olmadı milliyetçiler var,bir devrimi anlamak için herşeyden önce o devrimin liderini tanımak lazım,siz devrim liderinin kabiliyet,ileri görüşlülük, sayasal zeka gibi özelliklerini bilmiyorsanız o islam devrimini hiç anlamamışınız demektir,kanaatimce batılardan,mezhepçilerden daha çok obektiflik adı altında irana bilinçli bir saldırı var bazıları safda olabilirler ama bazıları gerçekten çok sinsice mesela selahattin çakırgil bunlardan sadece biri ,işin dahada acıklı tarafı bir devrimi anlamak isteyenler bilgi seviyeleri düşük olduğu için bu adamların diğer yüzünü bilmiyorlar, o yüzden islami kesim özgün ve özgür bilince sahip olmak zorundadır,oyuna gelmeden ayrıca böyle günlük degerlendirmelerle değil fotoğrafın tümünü görmek lazım iranda ne oluyor degil?iran islamı dünya sahnesine nasıl taşıyor? sorusunu müslümanlar sorup kendilerine örnek alsalar sanırım daha karlı çıkacaklar ve böyle boş aile içi boş konuları degil bu sahbe döneminde de olmuştur olabilir ,önemli olan öncelikleri bilmektir kendi sorunlarını görmektir,sizin zaten iranı analiz edecek bir bilinç yapınız olsa kendi devriminizi yapardınız ,bence bunun yerine kendinizi aynada görseniz fena olmaz bülent bey ,iranı değilde samimiyseniz gerçekten ,mesela israilin planlarını bizlere anlatsanız daha iyi olmaz mı? bence harika olur vesselam
Yanıtla (0) (0)İran halkı'nın özgürlük talepleriyle Arap, Türk ve Kürt halklarının özgürlük talepleri aynıdır. Nedir bunlar? Düşünce Özgürlüğü yani her düşüncenin hakaret ve şiddet içermediği sürece ifade edilebilmesi. Bu ifade hakkını kullananların susuturulmaması, iktidarı her eleştirenin kaybolma endişesi yaşamaması, faili meçhul cinayetlerin, işkencenin olmaması, farklı fikir serdetti diye insanların cezaevlerine konmaması. Özgürlük taleplerinden bir diğeri de Basın özgürlüğü, yani bahsini ettiğimiz fikri yelpazenin özgürce basında yer bulabilmesi, bunlar yazıldığında internet sitelerinin ya da gazetelerin basılmaması, kapatılmaması.
Yanıtla (0) (0)Örgütlenebilme özgürlüğü, insanların farklı fikirler ve idealler etrafında hak talep etmeleri için organizayonlar oluşturmalarının önüne geçilmemesi, bu tip organizasyonların hemen zındık, hain, fitneci diyerek damgalanarak düşman ilan edilmemesi. Bir diğer talep adil yargılanma hakkı. Yani insanların cezaevlerinde zorla itiraflar ettirilip bunların resmi devlet televizyonlarında yayınlatılmaması, savunma hakkının korunabilmesi.
Bunlar gayet fıtri taleplerdir. Bu talepleri bastıran herkes diktatördür. Ben kimseye gözükapalı diktatör ya da evliyâ demem kimsenin kara kaşına güzel gözüne, üstündeki kisveye vitrinindeki ambalajlara bakmam yaptığı işlere bakarım.
ikinci sorunuz ise daha manidar. Bir organizasyona, devlete ya da gruba İslâmi bir isim/etiket taktığınızda bundan sonra yapacağınız herşeyi İslam'a mâl etme hakkı elde etmiş olmazsınız. Aksine böyle iddialı isimler takıyorsanız o zaman o isimlerin hakkını vermek için çok hassas olmanız gerekir. Sonra davetinizin muhatapları sizin beşeri hatalarınızı İslam'a fatura etmesinler, sizin yaptıklarınız yüzünden İslam'dan soğumasınlar... Gerçi bu anlayış beraberinde ebed-müddet kutsal/ilahi sorgulanamaz bir devlet anlayışını getirir ki İslam bizzat bu anlayışı yıkmak için gelmiştir. Selam ve Dua ile...
Soru sormak istiyorum size;
Yanıtla (0) (0)Sizce İran halkının özgürlüğü yokmu yada şöyle sormalıyım özgürlük mücadelesi dediğiniz şey İran'da diktatörlük var mı demektir? Velev ki Diktatörlük var ki öyle inandığınız besbelli.
İslam Kurallarına göre yönetilen bir ülkeye diktatörlük yaftasını vurulursa İslam dini dikta bir dindir diyebilirmisiniz? cevap verirseniz memnun olurum.
İran islam cumhuriyetin anahtar noktalari inkilab rehberi ve müminlerin veliyyi olan fakihin elindedir o da şuraya bağlıdır kı bu sistem devam ettiği müddetçe kim c.başkanı olsa kim iktidar olsa hiç bir zarar inkilaba gelmez ancak top yekun halk sırtını hidayete verse ve sapıklığe düşse o başka.
Yanıtla (0) (0)Ey Rabbimiz senin sözünü yücelten necip iran halkını ve basiretli fekihlerını insi ve cinni şeytan düşmnların şerrinden koru.
Allahumme selli ala muhammed ve ala ali muhammed ve accilil ferec.
selamun aleykum
Yanıtla (0) (0)2009 seçimlerinden sonra ortaya çıkan tablonun rehber hamaney'in desteğiyle oluştuğunu bilelim.
ahmedinejat'ın çevresini saran mezhepçi zihniyet iran'ı uçurumun kenarına getirerek "mehdi"nin eline vermek istiyor.
geçen günlerde misbah yezdi'nin yaptığı bir açıklama vardı. "Bilmeliyiz ki veliyi fakih’e muhalefet imamlara muhalefettir ve hadislerin esasına göre Allah’a şirk koşma haddindedir." bu açıklamanın bir ucu hükümete dini bir kisve giydirmek, diğer ucu da muhalefeti "fitneci" müşrikler ilan etmektir.
rehber hamaney'in işi gerçekten çok zor.
seçimden sonra izlediği siyaset ve hükümete verdiği açık çeklerin sonucunda işini daha da zorlaştırdı.
mezhep ihraç etmeyi devrim ihraç etmeye yeğleyen bir zihniyetin eline geçen iran, "mehdi"nin gelmesini kolaylaştıracak her türlü sapkınlığın peşine düşecek gibi.
"İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden, bizi helâk eder misin, Allah'ım?"