1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. İRAN

  4. İran İnsan Hakları Kurumu: İran'da hayatını kaybeden gösterici sayısı 185'e yükseldi
İran İnsan Hakları Kurumu: İran'da hayatını kaybeden gösterici sayısı 185'e yükseldi

İran İnsan Hakları Kurumu: İran'da hayatını kaybeden gösterici sayısı 185'e yükseldi

İran İnsan Hakları Kurumu (IHR), Mahsa Emini'nin ölümü sonrasında başlayan sokak gösterilerinde emniyet güçlerinin müdahalesi sonucu hayatını kaybeden göstericilerin sayısının 185'e yükseldiğini açıkladı.

10 Ekim 2022 Pazartesi 15:44A+A-

Norveç merkezli IHR'ye ait internet sitesinde yayınlanan raporda, ülkede yaklaşık 3 haftadır süren gösterilere ilişkin bilgi verildi.

Ülkedeki 31 eyaletten 17'sine dair rakamların yer aldığı raporda en çok can kaybının Sünnilerin yoğunlukta olduğu Sistan-Beluçistan eyaletinde yaşandığı belirtildi.

Raporda, Sistan-Beluçistan eyaletinde 90, Mazenderan'da 27, Gilan ve Batı Azerbaycan'da 12'şer, Tahran ve Kürdistan'da 8'er, Kirmanşah'ta 7, Elborz'da 5, Horasan-ı Rezevi'de 3, İsfahan, Kazvin, Kohgiluye-Buyer Ahmed, Zencan ve Doğu Azerbaycan'da 2'şer, İylam, Buşehr ve Simnan'da 1'er göstericinin hayatını kaybettiği kaydedildi.

Hayatını kaybeden göstericilerden 19'unun 18 yaş altında olduğu vurgulandı.

21 emniyet mensubu yaşamını yitirdi

Ayrıca İran'ın resmi haber ajansı IRNA, Emini'nin ölümü sonrası başlayan sokak gösterilerinde şu ana kadar toplam 21 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Yaşamını yitirenler arasında Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı askerler, istihbarat birimi çalışanları ve milis gücü (Besiç) üyelerinin bulunduğuna işaret edildi. 200'den fazla emniyet görevlisinin de yaralandığı aktarıldı.

Çok sayıda kamu malı zarar gördü

Ayrıca ülkenin geneline yayılan gösterilerde çok sayıda kamu malının tahrip edildiği belirtildi.

Devrim Muhafızları Ordusu'na yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansı tarafından yayınlanan habere göre, eylemlerde, 15 polis aracı, 70 metrobüs istasyonu, 170 metrobüs, 323 banka şubesi, 85 ambulans 30 itfaiye aracı hasar gördü.

Öte yandan İran'ın güneyindeki Buşehr Eyaleti Vali Yardımcısı Ekber Purat, Buşehr'de gösterilere liderlik ettiği öne sürülen kişilerin tespit edildiğini ve sokak gösterilerine katılan 200 kişinin gözaltına alındığını söyledi.

İran'daki gösteriler

Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Emini'nin 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi ülkede infiale yol açmıştı.

Emini'nin 17 Eylül'de memleketi Sakkız kentindeki cenaze töreni sonrasında başlayan gösteriler, ülkenin birçok kentine yayılmıştı.

İran devlet televizyonu, 24 Eylül'de, şiddete dönüşen gösterilerde aralarında güvenlik güçlerinin de olduğu 41 kişinin hayatını kaybettiğini duyurmuştu.

Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü (IHR) ise ülke genelindeki gösterilerde 154 kişinin yaşamını yitirdiğini öne sürmüştü.

Olaylarda binlerce kişinin gözaltına alındığı belirtiliyor.

 

 

Kaynak: AA

HABERE YORUM KAT

3 Yorum
  • Antikemalist / 10 Ekim 2022 18:24

    3-
    Bu arada kaynağını verdiğim kitap 3. cild olacak,
    "Murtaza Mutahhari, Kur'an ile tanışma, 3. Cild, 4. baskı, Sadra yayınları, 1991, Tahran)
    Farsça adıyla "Aşina-i ba Kur'an"

    Yanıtla (0) (0)
  • Antikemalist / 10 Ekim 2022 17:32

    2-
    Aynı kitabın 50. Sayfasında Hz. Ebusüfyan’ı Ebucehil ile aynı yerde zikretmiş ve seviyelerinin aynı olduğunu söylemiş Mutahhari. (kur’an ile tanışma, Murtaza Mutahhari, 1991, Tahran, s.50)
    Sayfa 107’de Hz. Muaviye’ye “Allah ona lanet etsin, bu işler ondan itibaren başladı” diyor. İlginçtir sayfa 108’de Hz. Ömer’i övmüş. Kölesi ile aynı deveye bindiği olayı nakl etmiş. Fakat Ashab-ı Resulü överken bile ne Hazret var ne(ra.) oysa tüm şia imamlarına “aleyhisselam, hazret” diyorlar.
    Sayfa 154’te Hz. Ali Hz. Muaviye için “O kurnaz değil dinsizdir(haşa)” demiş diyor hiç kaynak yok!
    157. sayfada da “Muaviye’nin metodu dinsizlik metoduydu(haşa)” diyor. Kitap farsça dilinde, tercüme falan değil yani.
    Şam valisi Muavi’ye edilmedik hakaret bırakmamışlar sahabe olduğu halde! Fakat şimdi kendileri Şam’daki tağut Beşşar’ın peşine takılarak tüm cürümlerine ortak oldular, tüm İslam dünyasının nefetini çektiler. Kaderin adaleti
    Murataza Mutahhari devrimden birkaç ay sonra başka bir şii grup tarafından başka sebeplerle öldürüldü. Söyledikleri maalesef kendi şahsi görüşleri değil.

    Takiyye konusu da ayrı bir sapma ve güvensizlik kaynağı.
    Onlara göre İmam Caferi Sadık buyurmuş ki:”Dinin 10da 9’u takiyyedir. Takiyyesi olmayanın dini yoktur” takiyye gibi bir yöntem varken, şii bir mollanın söylediği bir sözü ciddi mi söylediği, takiyye mi yaptığını bilmeye imkan yok. Bu da her daim şüphe ile bakılmaya her sebep oluyor. Oysa Peygamberimizn en büyük vasfı EMİN olmasıydı! Ümmeti de "kendinden emin olunan kişidir"

    Yanıtla (0) (0)
  • Antikemalist / 10 Ekim 2022 17:28

    1-
    Genel olarak Şia, özel olarak İran itikadi anlamda çok ciddi sıkıntılar ve tutarsızlıklar barındırıyor. Sistemin adı İslam fakat şekllendiği kaynaklarda ciddi sorunlar ve sapmalar var.
    Her şeyden önce Raşid Halifelere ve sahabelerin çoğuna düşmanca veya saygısızca bir tavır takınmaları ciddi sapma ve sapkınlıklara sebebiyet vermiş. Bu da İslam’ın özüne ve medeniyetine yakışmayan bir iç ve dış siyasetin ortaya çıkmasına sebep olmuş gibi?
    Hadis-i Şerif’te “Benden sonra gelecek iki kişiye, Ebubekir(ra.) ve Ömer(ra.)ya tabi olun” buyuruyor. Tirmizi, Menakıb:16,37. İbniMace, Mukaddime,11
    Şia ise peygamberimizin en sıddık dostu, sahabesi Hz. Ebubekir’e ve Adalet timsali Hz. Ömer’e buğz ediyor, tek sebep Halife seçilmiş olmaları. Onlara göre Hz. Ali’nin hakkını gasp etmişler. Buhari, Tirmizi, Müslim gibi hadis kaynaklarını da zaten kabul etmiyorlar.

    Sahabeye düşmanlık izlerine, İran devriminde en ön safta yer alan ve devrimin felsefesini, yol haritasını çizen Murtaza Mutahhari gibi mollaların kitaplarında sıkça rastlanıyor mesela. Mutahhari, devrimden sonra Ruhullah Humeyni uçaktan inerken hemen arkasında duran kişilerden biri. fakat HER KONUDA aynı düşüncede olmayabilirler tabi.

    “Kur’an ile tanışma” isimli tefsir kitabında Hz. Ebubekir(ra.)dan bahs ediyor. Hicret esnasında peygamberimizin yanında olması konusu. Bu husus Tevbe Suresi 40.ta geçiyor. Hz. Ebubekir için “sahib” kelimesi geçiyor ayette yani “peygamberin arkadaşı” Fakat Mutahhari bu vasfı Hz. Ebubekir’e yakıştıramadığından “sahip yol arkadaşı demektir, hatta bir HAYVAN ile seyahat eden kişinin yanındaki hayvan için Arapçada sahip kelimesi kullanılır” demiş. Ayette peygamberimiz Ebubekir’e “Hüzünlenme Allah bizimledir” buyuruyor sonrasında da “Allah ONA sekinet ve sizin görmediğiniz ordularla destek gönderdi” buyuruyor. Burada kast edilen Ebubekir(ra.) çünki tedirgin olan o. Fakat Mutahhari, “Burada neden o ikisi” denmemiş, neden sadece peygamber kast edilmiş” diyerek ayetin anlamını MAKSATLI şekilde saptırmış. Bkz. “Kur’an ile tanışma, Murtaza Mutahhari, 1991, Tahran, s.30
    Bunlar Peygamber efendimizin en yakın ashabını peygamberimizden daha iyi tanıdğını zanneden bir zihniyet dünyasına sahip.

    Yanıtla (0) (0)