Irak’taki Ayaklanma ve Mezhep Savaşları(!)
İslam dünyasını mezhep savaşlarına götürecek ya da engelleyecek irade, akıl, zeka, Arap ya da İran liderlerinde fazlası ile mevcuttur. Mezhep savaşlarının kökü dışarıda değil içerde aranmalıdır.
Osman ATALAY
Irak’taki ayaklanmanın arkasında Şii ve Sünni liderler var
Ortadoğu’da gözler Suriye, Mısır ve Filistin’de yaşanan iç çatışma ile siyasi gerginliğe çevriliyken, Irak’ta son bir ayda Şii lider Nuri el Maliki yönetimine karşı özellikle Sünni halkın yaşadığı şehirlerde gerçekleşen gösteriler ve ayaklanmalar korkutucu boyutlara tırmanıyor.
Geçtiğimiz hafta Havice’de göstericilere, güvenlik güçleri tarafından açılan ateş sonucunda 53 kişi hayatını kaybederken, Ramadi, Musul ve Kerkük de ise Başbakan Maliki’yi hedef alan gösterilerde 180 kişi hayatını kaybetti.
Irak’ın 600 noktasında çatışmalar yaşandı ve şu anda gergin bir bekleyiş hakim gözüküyor.
Birçok Arap aşireti, Maliki’ye bağlı asker ve polis güçlerine karşı saldırı başlatmış durumdadır.
Irak Başbakanı Maliki; aşiretlere, din adamlarına ve düşünürlere seslenerek, “Ülkemizi daha önce içine düşmüş olduğu mezhep temelli iç savaş dönemine yeniden sürüklemeyelim. Fitne ateşi herkesi yakar. Bugün olanların sorumlusu El Kaide ve Baas kalıntılarıdır” dedi.
Maliki, gösterilerin yapıldığı şehirlerde askerlerin öldürülmesi olaylarına karşı susmayacağını söyleyerek, geleceğe yönelik savaşa savaşla karşılık vereceği mesajını verdi.
Irak’ta diktatör Saddam Hüseyin’in devrilmesine en büyük katkıyı sağlayan ABD ve İngiltere eninde sonunda Şii çoğunluğun iktidara geleceğini çok iyi biliyordu.
Batı’da yıllardır yaşayan laik, liberal ve Şii siyasetçiler ile sıkı bir işbirliği içerisindeydiler.
Saddam, uzun yıllar Şii, Kürt ve Sünni İslamcılara zulmetti. ABD, Irak’tan çekildikten sonra ülke yönetiminin büyük bölümünü eline geçiren Şii politikacılar, maalesef etnik ve mezhep barışını, adaletini sağlamayı beceremediler.
Saddam’ın dün katı, etnik, mezhepçi siyasetini bugün Maliki, devam ettiriyor.
Kuzey’de özerk Kürdistan, güneyde Şii hakimiyetindeki merkezi Bağdat yönetimi, orta kesimde ise Sünni aşiret ve grupların kontrol etmeye çalıştığı, geleceği belirsiz, Afganistan tehlikesini çağrıştıran Fotoğraf netleşiyor.
Irak’ta 10 senedir herkes, büyük hesaplaşma günü beklentisini dillendirip, duruyordu.
Korkulan o ki o gün yaklaşıyor sanırım.
Sünni şehirlerde halk aylardır gösteriler yaparak, Maliki’nin düşürülmesini ve yargılanmasını istiyor.
Ulusal Güvenlik eski Danışmanı Muvaffak el Rubai ise Irak’ın kurulduğu 1921’den beri bugün en tehlikeli sürecin içerisine girildiğini belirtiyor.
Irak’ta siyasi savaş, mezhep savaşına dönüştü.
Bu savaşı destekleyen ve Ortadoğu’da yeni baş belası hastalık -bölgesel güç- hevesi ile hareket eden İran, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt ve Ürdün gibi ülkeler, Irak’ta kendilerine yakın olan, aşiret, parti, alim, kanaat önderi ve silahlı grupları sonuna kadar maddi ve manevi olarak destekliyor.
Irakta bu gün üniter yapının korunması çok zor, Şii yönetim Sünnileri tasfiye etmiş durumda, mevcut süreç Fedaratif, Bölgesel şeklinde bölünmeye doğru hızla gitmektedir.
Bu çatışmanın arkasında asla ABD ve Batı dünyasını aramayalım.
Bölgede ne ABD ne de İngilizlerin mezhep savaşı çıkaracak, eski gücü yoktur.
Bu çatışmanın artık su yüzüne çıkan gerçek müsebbipleri, bölgenin Müslüman liderleridir.
Petrol ve gaz gelirleri ile bölgesel güç olma siyaseti, Müslüman halkların kanı üzerinden gerçekleşiyor.
Halklara bu bölgesel güç-iktidar ihtiraslarını, “Emperyalist oyunu” yalanı ile izah etmeye çalışıyorlar.
İslam dünyasını mezhep savaşlarına götürecek ya da engelleyecek irade, akıl, zeka, Arap ya da İran liderlerinde fazlası ile mevcuttur. Mezhep savaşlarının kökü dışarıda değil içerde aranmalıdır. İslam Alimlerinin sözü İslam ülkeleri yöneticileri üzerinde papalık müessesesi kadar değeri yoktur.
Şii –Sünni çatışmasının temeli dini değil tamamen siyasidir.
YENİ AKİT
HABERE YORUM KAT