Irak'ın Kuzeyindeki Tartışmalı Bölgeler Peşmerge'de
ABD'nin 2003 yılı işgaliyle statüsü belirlenmediği için Irak Anayasasının 140. maddesinde “sorunlu bölgeler” olarak isimlendirilen il ve ilçelerin tümü Peşmerge'nin eline geçti.
Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD), Musul’u ele geçirmesiyle peşmerge de etki alanını genişletti. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD), 2003 yılındaki işgalinden sonra statüsü belirlenmediği için Irak Anayasası'nın 140. maddesinde “sorunlu bölgeler” olarak isimlendirilen tüm bölgeler, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) silahlı gücü peşmergenin eline geçti.
Peşmerge, statüsü tartışmalı olan Kerkük ilini, Musul'un kuzeyindeki Sincar (Şengal) ile Mahmur ilçelerini, Sünni kenti Diyala’nın kuzeyindeki bölgeleri ve Selahaddin ilinin Tuzhurmatu ilçesinde kontrolü ele aldı.
Referanduma gerek kalmadan
Irak Anayasası'nda Kerkük başta olmak üzere birçok ilçenin statüsü belirlenmemişti. Kerkük ilinin yanı sıra Sincar, Mahmur, Zummer, Hanekin ve Medeli gibi ihtilaflı bölgelerin statüsü 140. madde gereğince belirlenecekti.
Bu bölgeler, merkezi Bağdat hükümetiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında paylaşılamayan yerler olarak biliniyor. Anayasanın 140. maddesi, 2007 sonuna kadar nüfus sayımı ve referandum yapılarak sorunlu bölgelerin, IKBY'ye veya Bağdat'a bağlanmasını şart koşuyordu. Ancak normalleşme sürecinin tam anlamıyla sağlanmadığı gerekçesiyle referandum ertelendi. Sonraki süreçlerde ise siyasi nedenlerle yapılamadı. 140. madde ayrıca Kerkük’ten ve diğer bölgelerden sürülen, sığınmacıların tekrar eski yerlerine döndürülmesini amaçlıyordu.
Ortaya çıkan fiili durumda nüfus sayımı ve tartışmalı bölgelerin statüsünü belirleyecek referanduma gerek kalmadan peşmerge tümüne hakim oldu.
Kerkük ile Musul’un kuzeyindeki Rabia ve Sincar ilçelerinin de güvenliği atık peşmerge sağlıyor. Zira IŞİD saldırıları sonucu Irak ordusu, bu bölgeleri terk etti. Ardından peşmerge güçleri, bölgeye girerek IŞİD militanlarını, Kürt ve Türkmenlerin yaşadığı ilçelerden uzaklaştırdı.
Bu bölgede Arapların yoğun yaşadığı ilçe, nahiye ve köyler de bulunuyor. Rabia bunlardan biri. Tamamıyla Arap nüfusundan oluşan bu ilçede de denetim peşmergenin elinde. Halk ise peşmerge güçleriyle karşı karşıya gelmedi. Yine bu bölgede bulunan Musul Barajı ve elektrik santrali de Kürt asayiş güçlerinin kontrolünde.
Suriye -Irak Sınırı, Zaho’dan başlayarak Musul’un kuzeyi ve Enbar'a kadar tamamıyla peşmergenin etkinlik alanında. Önce Irak ordusunun ardından da IŞİD’ın terk ettiği her yerde ağır silahlar ve zırhlı araçlar tamamıyla peşmergenin eline geçti. Peşmerge kontrolüne geçen ilçelerde sosyal hayat normal akışını sürdürüyor. Temel ihtiyaçlarla elektrik, su internet hizmeti veriliyor. Sağlıkla ilgili kuruluşlar da faaliyetlerini sürdürüyor.
Artık hiç kimse bizi bu bölgelerden çıkaramaz"
Sorunlu bölgelerin komutanı General Abdurrahman Kewrini, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İşte şimdi 140. madde yerini buldu. Bu tartışmalı bölgeler, atadan babadan kalan yurdumuzdu. Buralara güçlerimizi yerleştirdik. Artık hiç kimse bizi bu bölgelerden çıkaramaz" dedi.
Irak ordusunun savaşmadan çekilmesi ve IŞİD’ın bu bölgelere gelmesi üzerine müdahale ettiklerini belirten Kewrini, “Erbil ve Bağdat arasında sorunlu bölgeler olarak bilinen yerlerde Kürdistan bayrağı dalgalanıyor. Peşmerge güçleri Sincar, Rabia, Mahmur ve Musul’un bir kısmıyla Diyala’nın Hanekin, Mendeli ve Celevla ilçelerine yerleşti. Peşmerge bu bölgelere yerleşirken, IŞİD militanlarıyla karşılaştı. Yer yer çatışmalar yaşandı” diye konuştu.
Peşmergenin kontrol ettiği bölgelerin, genel olarak Kürdistan’a ait olduğunu savunan Kewrini, “Peşmerge, Arapların yaşadığı yerlere girmeyecek ve Kürdistan sınırını geçmeyecektir. Irak Anayasası'nın 140. maddesi çerçevesinde sorunlu görülen bütün bölgeler peşmergenin eline geçti. Bu sınırların dışına çıkmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Kewrini, IŞİD saldırısıyla Irak'ın parçalanma sürecinin başladığını ileri sürerek şunları söyledi:
"IŞİD ile başlayan kavga, Irak’ın parçalanmasının başlangıcıdır. Irak halkı, başından itibaren zulüm, sitem ve zorbalıkla bir arada tutulmuştu. Irak, Kürtler, Sünni Araplar ve Şii Araplar olmak üzere üç ana unsurdan oluşuyor. Bunlardan hiçbiri, diğeriyle yaşamak istemiyor. Irak'ın üç parçaya bölünüp herkesin kendi toprağında özgürce yaşaması çok daha hayırlı olacaktır."
Sadece Kürtlerin yaşadığı bölgeler değil, Türkmenlerin ikamet ettiği köy, nahiye ve ilçelerin de kontrolü peşmergenin kontrolüne geçmiş bulunuyor. Peşmerge güçleri, Telafer ilçesinde denetimi ele almak için hazırlık yapıyor. Türkmenlerin istemesi durumunda bu ilçeye de girecekleri belirtiliyor. Ancak Türkmenler, şimdilik peşmergelerin Telafer ilçesine girmesine sıcak bakmıyor.
Sinun Komutanı Kasım Tevfik, 5 binden fazla güvenlik gücünün bir tek kurşun bile sıkmadan bölgeyi terk ettiğini belirterek, " IŞİD yalnız değil. Arkasında eski Baasçılar ve aşiretler var. Irak ordusunu buradan çıkardılar. Bunun üzerine peşmerge burada önlem aldı. Bu bölgede yoğunluklu olarak Kürtler var ama Türkmen ve Arapların yaşadığı yerleşim birimleri bulunuyor. IŞİD, hedefini Bağdat, Necef ve Kerbela diye açıkladı. Dönüp buraya tekrar geldiklerinde bu toprakların kendilerine ait olduğunu ileri sürerek bizimle savaşabilirler. Irak'ın geleceğini zaman gösterecek" diye konuştu.
Barzani: Peşmerge güçleri Irak ordusunun boşluğunu doldurdu
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, IKBY Başkanlık sitesinde yayımlanan açıklamasında, "Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD), Musul'u ele geçirmesinden sonra Kürdistan bölgesine sınır olan yerlerde Irak ordusu çöktü ve dağıldı. Bu nedenle güvenlik boşluğu meydana geldi. Peşmerge güçleri, Irak ordusunun çekildiği bölgelere girerek, bu boşluğu doldurdu" değerlendirmesinde bulundu.
Irak Anayasası'nda sorunlu bölgeler olarak ifade edilen yerlere giriş amaçlarının halkın can ve mal güvenliğini korumak olduğunu aktaran Barzani, şöyle devam etti:
"Kürdistan halkını korumak, dini ve etkin unsurların yaşam emniyetini güvenceye almak ve bir bütün olarak kamu kurumlarını ayakta tutmak için peşmergeler, sorunlu bölgelere girdi. Peşmerge güçleri, Kürdistan bölgesi sınırlarını hassasiyetle korumalıdır. Güvenlik güçlerimiz, herhangi bir tatsızlığın veya taşkınlığın oluşmasına izin vermemelidir."
Barzani, IŞİD'in ele geçirdiği bölgelerden kaçarak Kürt bölgesine sığınan insanların, yerel halk için bir tehdit oluşturmayacağını, bu konuda halkına güvence verdiğini vurguladı.
AA
HABERE YORUM KAT