Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)'nin 10 Yıllık Geçmişi
Suriye'de direniş örgütleriyle çatışmasıyla birlikte gündemden düşmeyen ve şimdi de Irak'ta yeniden dünya gündemine oturan IŞİD'in 10 yıllık geçmişi.
ABD'nin Irak işgaliyle birlikte tohumları atılan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütü, yabancı savaşçıların katılımıyla gün geçtikçe bölgede varlığını güçlendirdi, Suriye'de de ortaya çıkan örgüt son olarak Irak'ın Musul kentinde Maliki ordusuna yaptığı operasyonla dünya kamuoyunun gündemine oturdu.
Irak'ın kuzeyindeki Musul kentini ele geçirmesiyle yeniden dünya gündemine oturan IŞİD'in daha önceki ismi Irak İslam Devleti olarak biliniyordu. Şu anki lideri Ebu Bekir El Bağdadi, 2013 yılında örgütün Suriye'yi (Şam beldesi) de içine alarak yeni isminin Irak Şam İslam Devleti olduğunu açıklamıştı. Selefi ideolojiyi benimseyen örgüt Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede "şeriata dayalı bir İslam devlet kurmak" istiyor.
IŞİD'in tohumları atıldı
ABD'nin Irak'a savaş açmasının ardından ortaya çıkan, Afganistan'da Usame Bin Ladin'in silah arkadaşı olan Ürdün asıllı Ebu Musab ez-Zerkavi, 2004 yılında ilk olarak Irak'ta Tevhid ve Cihad örgütünün lideri olarak tanındı. Amerika'nın Müslüman topraklarında bulunmasına karşı çıkan Zerkavi, el-Kaide'ye bağlı savaşçıları Irak'a davet etti. Birçok kez Bağdat'ta bilinmeyen bölgelerde silahlı görüntüleri yayınlanan Zerkavi'nin başına ABD 25 milyon dolar koymuştu.
Irak'ta Amerikan askerlerine ve koalisyon güçlerine karşı bomba yüklü araç saldırıları başta olmak üzere bir çok eylemin sorumlusu olduğu söylenilen Irak el Kaidesi'nin lideri Zerkavi, 2006 yılında Bağdat'ın Bakuba bölgesinde hava saldırısında öldürüldü.
Geçen süre içerisinde örgütün isimleri ve liderleri değişirken 2010 yılında Irak el-Kaidesi lideri Ebu Hamza el-Muhacir, İslam devleti kurma hedefiyle, "Irak İslam Devleti" adı altında eylemlerini sürdürmeye başladı. Irak'ta örgütün en önemli liderleri olarak bilinen Ebu Hamza el-Muhacir ve Ebu Ömer El-Bağdadi'nin ölümünden sonra örgütün başına şu anki lideri olan Ebu Bekir el-Bağdadi geçti.
Örgütün Suriye'deki varlığı ve IŞİD
Suriye'deki gösterilerin silahlı direnişe dönüşmesiyle birlikte Muhammed Culani liderliğindeki Nusra Cephesi, el Kaide’nin Suriye kolu olarak kuruldu. 9 Nisan 2013’te Ebu Bekir el-Bağdadi’ye ait bir ses kaydında Nusra Cephesi’nin Irak İslam Devleti’nin bir kolu olduğu açıklandı ancak Culani, kendilerine böyle bir emir gelmediği gerekçesiyle bu çağrıyı reddettiğini açıkladı. Bağdadi'nin bu çağrıyı yapmasında Nusra Lideri Culani'nin daha önce Irak'ta Bağdadi'ye bağlı bir savaşçı olarak savaşmasının etkili olduğu söyleniyor.
Hazreti Muhammed'in kabilesi Kureyş soyundan olduğunu öne sürerek, soyadını el-Kureyşi şeklinde değiştiren Bağdadi, “İtaat edilmesi farz Halife” olduğunu iddia ederek, Suriye’deki Nusra Cephesi militanlarına katılım çağrısı yaptı. Bağdadi, örgütün adını da “Irak ve Şam İslam Devleti” (IŞİD) olarak değiştirdi.
Irak el Kaide'sinin lideri olan Bağdadi'nin, Nusra Cephesi ile Irak İslam Devleti’nin “Irak-Şam İslam Devleti” adı altında bir araya geldiğini açıklamasıyla birlikte el Kaide lideri Eymen ez-Zevahiri'ye ait olduğu öne sürülen bir ses kaydında da IŞİD'in lağvedildiği, operasyonlarını sadece Irak'ta sınırlı tutması gerektiğini ve el Kaide'yi Suriye'de Nusra Cephesi'nin temsil ettiği açıklandı. Bunun akabinde ise Bağdadi, Zevahiri'nin açıklamalarını dikkate almayarak, Suriye'de kurduğu İslam Devleti'ne tabi olmayı reddeden muhaliflere karşı operasyonlar yapmaya başladı.
Gün geçtikçe Suriye'de Nusra Cephesi de dahil bütün grupları karşısına alan IŞİD, diğer grupları İslam dinine muhalif davranmakla suçlayarak, muhaliflerin elindeki bölgeleri ele geçirmeye çalıştı. Suriye'deki muhalifler ise IŞİD'i fikirlerinde aşırıya kaçarak "tekfirci" bir tutum sergilemekle suçladı. Karşılıklı çıkan çatışmalarda ise çok sayıda IŞİD militanı ve muhalif savaşçı hayatını kaybetti.
Daha sonra IŞİD’in, El-Kaide Lideri Eymen ez-Zevahiri’nin, sorunun giderilmesi için aracı tayin ettiği Halid Suri’yi 23 Şubat 2014’te suikastle öldürmesinin ardından, Nusra Cephesi ve IŞİD fiilen çatışmalı bir sürece girdi. Nusra Cephesi Lideri Culani, yayınladığı ses kaydında IŞİD’i tehdit ederek, örgüte karşı ilk operasyonunu Irak sınırında bulunan Deyr’uz-Zor’da gerçekleştirdi. Temmuz 2013'te ÖSO komutanlarından Ebu Basir El-Ceblav,i IŞİD tarafından Lazkiye'de konvoyu durdurularak öldürüldü. Eylül 2013'te Ahrar’uş Şam komutanı Ebu Übeyde el-Binnişi, Malezya'lı İslami bir derneğe üye elemanların korunması olayına karıştığı için kaçırılıp öldürüldü. Örgüt üyelerinin Malezya bayrağı ile ABD bayrağını karıştırdığı açıklandı.
IŞİD 2014 Mayıs’ında, rejim güçlerine karşı büyük saldırı düzenleyip birçok bölgeyi ele geçirmede görev alan Ahrar’uş-Şam Topçu Tugayı komutanı Ebu Mikdat‘ı boğazını keserek katletti. IŞİD’in Hristiyan din adamlarına yönelik infazları da hem Batı kamuoyunda muhalifler hakkında olumsuz bir izlenim bırakıyor hem de Suriyeli Hristiyanları Esed’e yaklaştırıyordu.
IŞİD'in Irak'ta yeniden güç yakalaması
Irak'ta IŞİD'in yeniden güç kazanması ise Nuri el Maliki'nin Sünni aşiretlere karşı uyguladığı mezhepçi tutum nedeniyle olduğu ifade ediliyor. Çok sayıda aşiret üyesinin hukuksuz tutuklamalar ve idamlarla cezalandırılması Musul, Felluce, Ramadi, Enbar gibi aşiretlerin güçlü olduğu bölgelerde isyana neden olmuştu. Geçtiğimiz yıl bu aşiretler Enbar eyaletinde barışçıl gösterilere başlamış ve Irak ordusu bu gösterileri kanlı bir şekilde bastırmıştı. Aşiretlerin orduya karşı güven duymamasından doğan boşluktan yararlanan IŞİD'in bu bölgelerde güç kazandığı ifade ediliyor.
Irak kamuoyunda, Maliki yönetiminin, kendisine karşı başlayan Sünni ayaklanmayı marjinalize etmek için IŞİD'in adını öne çıkarttığğı iddia ediliyor. Maliki güçlerinin tek kurşun atmadan kuzeybatı Irak'ı boşaltmasının da bu politikanın sonucu olduğunu belirten yerel kaynaklar, Sünni aşiretlerin toplumsal desteği sonucunda IŞİD'in hızlı ilerleyebildiğini belirtiyorlar.
10 Haziran'da IŞİD militanları ve bazı aşiret güçlerinin Irak'ın en büyük kentlerinden Musul ve Salahaddin vilayetinin merkez kenti Tikrit'in yanı sıra bölgedeki bazı kentlerde kontrolü ele geçirdiği açıklanmıştı. Ayrıca ülkenin kuzeydeki Salahaddin iline bağlı Tikrit'le beraber Süleymanbeg ve Yesrib'in de aralarında bulunduğu 10 ilçe ve nahiye, ordunun kontrolünden çıktı. Söz konusu bölgeleri IŞİD militanlarıyla silahlı grupların kontrol ettiği kaydedildi.
Öte yandan IŞİD'in militanlarına Irak'ın başkenti Bağdat, Kerbela ve Necef kentlerine doğru ilerleme emri verdiği iddia edildi.
IŞİD sözcüsü olduğu öne sürülen Ebu Muhammed el-Adnani'ye ait ses kaydında, IŞİD militanlarının "uzun ve ağır hesabı görmek için başkent Bağdat, Kerbela ve Necef'e ilerlemek üzere hazırlanmaları" istendi.
"Savaşın henüz kızışmadığını ve Bağdat ile Kerbela'da kızışacağını" iddia eden Adnani, "Ele geçirdiğiniz bir karış topraktan dahi vazgeçmeyin. Rafıziler, ele geçirdiğiniz topraklara ikinci kez cesetlerinizi çiğnemeden ayak basmasınlar" ifadelerini kullandı.
SAMET DOĞAN / BÜLENT ERDEĞER - AA
HABERE YORUM KAT