Bassam Yusuf Ahmed, IŞİD saldırmadan önce, Irak ordusunun kara birliklerinin Musul’daki 3. Alayı'nda görevliydi. IŞİD saldırılarının başladığı akşam 17 Temmuz Mahallesi yakınlarında nöbetteydi. Saldırının ilk anlarına tanık olan Ahmed, o gece yaşananları Al Jazeera Türk’e anlattı.

IŞİD militanlarının ağır silahlarla saldırdıklarını söyleyen Ahmed, “Komutanım beni arayarak, nöbet yerimi bırakmamı ve alaya gelmemi istedi. Ben de bırakıp alaya kaçtım. Kaçarken geliyorlardı, nöbet yerimi yaktılar“ dedi.

'Sadece top atışı yapıldı'

Saldırı sırasında Iraklı askerler, IŞİD militanlarıyla çatışmadıkları için eleştirildi. Hatta Irak Başbakanı Nuri Maliki, askerlerin yargılanacağını söyledi. Ancak Ahmed, askerlerin silahlarını komutanlarının talimatıyla bıraktığını savundu. Güvenlik endişesiyle fotoğrafının çekilmesini istemeyen Ahmed, ”IŞİD saldırdığı gün ben bıraktım. Komutanlarımız ‘canınızı kurtarın’ dedi. Biz de bırakıp kaçtık. IŞİD’e karşı sadece top atışı oldu. Toplandıkları yere askerler top atışı yaptı. Sonra herkes bıraktı ve kaçtı. Ben de silahımı alayda bıraktım. IŞİD’in eline geçti silahlarımız” diye konuştu.

'Geri dönemem'

Alaya döndükten sonra üniformasını ve silahını bırakıp eve giden Ahmed, eşi ve iki çocuğunu alarak Musul’u terk ettiğini anlattı. Sonradan öğrendiğine göre geride bıraktığı evi IŞİD militanları tarafından havaya uçurulmuş.

Üç gün Wane köyünde saklanan aile daha sonra Erbil’in yolunu tuttu. Maliki’nin ‘geri dönün’ çağrısını hatırlattığımız Ahmed, “Eğer geri dönersem IŞİD belki bana birşey yapmayabilir ama ailem ve yakınlarım hala Musul’da, onlara zarar verirler. Bu nedenle dönmem mümkün değil” dedi.

Kentte kaos hakim, IŞİD'den kaçanların burada daha ne kadar kalabilecekleri ve ne yapacakları belirsiz. Sığındığı kentte hırsızlığa uğradığını anlatan Ahmed de burada nasıl yaşayacağını bilmiyor.

Al Jazeera