1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İradesi olmayan insanlar Gazze için ses çıkartabilir mi?
İradesi olmayan insanlar Gazze için ses çıkartabilir mi?

İradesi olmayan insanlar Gazze için ses çıkartabilir mi?

Ersin Çelik, Türkiye'de "ünlüler" olarak tanımlanan camianın hiçbir temsiliyet hakkı bulunmaması gerektiğini vurguluyor.

07 Aralık 2023 Perşembe 11:45A+A-

Ersin Çelik / Yeni Şafak

Gamsız hayatlar ve sponsorlu iradeler!

Gazze’de bebekler ölürken, ödül konuşmasında evde bırakılan köpek Loli’ye selam gönderilmesi gamsızlığını konuşmaya devam etmeliyiz. “Ünlüler defterini kapattığımı” söylemiştim ancak ünlüler üzerinden konuşmanın etkileşimi yüksek ve tetikleyici bir araç olduğunu bilerek, kasıtla yazıyorum. Ne kadar kişiye ulaşırsa bu absürt durum, vicdanlara da o kadar yer açılır.

Bugüne dek Gazze konusunda hiçbir cümle kurmayanların bile çocuklar öldürülürken tepkisiz kalıp sokak köpekleri üzerinden duyarlılık gösterisi yapılmasına tepki verdiğini gördüm. Bu açıdan vicdanlı insanlara bir alan açtıkları bile söylenebilir. Maskelerin düşmesi gerçekten isabetli oldu.

Sosyal medyada yazılanlardan da fark ettim ki Ecem Erkek sahneden köpeği Loli’ye selam göndererek aslında Gazze’ye daha fazla ses oldu. Öfkeli ve tepkili yeni çıkışların fitilini ateşledi. Çünkü “Ben ne yapabilirim ki” diyenlere dahi “Bu kadar da olmaz” dedirtti. Şunun da altını çizeyim; amacım asla kimseyi hedef göstermek değil. Aksine bir soykırıma şahitlik ettiğimizi, insan olduğumuzu, vicdan taşıdığımızı ve gelecekte çok ağır suçlamalarla karşı karşıya kalınacağını öngörerek, yazarak ve konuşarak acizâne uyarmaya çalışıyorum.

Bakınız Avrupa halkları Gazze soykırımı karşısında vicdani başkaldırı yapıyorlar. Tarihî bir sorgulamanın ve içinde yaşadıkları toplumla yüzleşmenin eşiğindeler. Seküler dünyanın merkezlerinde böylesine bir uyanış yaşanırken, dünya asla bir daha 7 Ekim öncesine dönmeyecek döneme girmişken; insanı önceleyen, değerlerini yitirmemiş, yardımlaşmanın had safhada olduğu Türkiye’de önemli bir kesimin Gazze’de yaşanan vahşeti günlerdir görmemesi, konuşmaması ve inatla sahnelerden evlerdeki, sokaklardaki köpeklerin daha değerli bulunması bir çöküşün işaretleridir. İradesizliğin, özgür olunmadığının, sanatçılık mesleğinin paspas edildiğinin ispatıdır.

Topluma mal olduğu varsayılan, yaptığı işlere değer atfedilerek el üstünde tutulan, ödüllendirilen, hatta kanaat önderi gibi görünen ve de düşüncelerine değer verilen ünlülerimizinGazze’de olanlar karşısında susmasını şahsen kabul edemiyorum. Sindiremiyorum. Bu dünyaya ot olarak gelmediler. Ot gibi de yaşamıyorlar. Ancak ot gibi davrandıklarını görüyoruz. “Mecburlar mı kardeşim?” diyenler olacaktır. Evet mecburlar! Neden mi? Eğer bir ünlü, bir oyuncu ya da bir sanatçı, sokak köpeklerini düşünecek kadar vicdanlıysa, -ki Ecem Erkek böyle bir vicdanı olduğunu gösterdi-, merhamet duygusu kendisini terk etmediyse, Gazze’deki çocukları da anmak, onlara üzülmek, kahrolmak, gözyaşı dökmek, yaşadıkları şehre bombalar yağarken ne halde olduklarını düşünmek, kardeşleri katledilen bir kız çocuğunun yalnızlığını hissetmek ve bunları haykırmak zorundadır.

Gazze’yi silip yerine sokak hayvanları ya da Kaz Dağlarını, Kuzey Ormanlarını koyarsak ortaya doğal bir mecburiyet, ajans talimatı, menajer dayatması sonucu büyük bir duyar kasma yarışının çıkacağını çok iyi biliyoruz. Bu yüzden “Mecburlar” diyorum. Lakin bizim ünlülerimiz nelere mecbur bırakıldıklarının çok farkında değiller sanırım. Bu yazıyı işte bu nedenle yazıyorum.

Ecem Erkek köpeğini çok seviyor. Bunu Instagram hesabından görebiliyoruz. Daha önce de çok kez sokak hayvanları için çağrı yapmış. Açıkçası sokak köpekleri hassasiyetinde samimi olduğu ortada. Ancak Gazze’de 60 gündür her 10 dakikada bir çocuk ölürken, Gazze’nin de köpekleri ve kedileri telef oldu. Bari onları görseydi değil mi?

Ecem Erkek’in hesaplarına baktım, onca tepkiye rağmen bir açıklama yapmamış. Kendisini de savunmamış. Belki de çok pişmandır. Altın Kelebek Ödülleriyle ilgili paylaşımlarına da göz attım. O gece saçını yapan kuaförden, giyindiği kıyafetin terzisine, kulağındaki küpenin markasına kadar paylaşmış. Dahası kendisini evden alıp kırmızı halıya kadar taşıyan otomobilin markasını etiketlemiş. Yani o geceki tüm sponsorlarını tek tek ilan etmiş. Bir oyuncu için sponsorlar tarafından tercih edilmek mühimdir elbette. Buradan yola çıkıp ‘muhteşem gece’nin sponsoruna bakalım öyleyse.

Altın Kelebek’in ana sponsoru Pantene markasıydı. Pantene, İsrail’i destekleyen başlıca küresel şirketlerden olan P&G’ye ait yüzlerce üründen biri. Şirket Tel Aviv’de 2 milyar dolar yatırım yaparak işgal ekonomisini besleyen ana kaynaklardan. Sergilenen gamsızlıkta, Cem Davran’ın Gazzeli çocukları “İsrail diyemeden” anmasında, Ecem Erkek’in evdeki köpeği Loli’yle söze başlayıp sokak köpekleri için manifesto yayınlamasında ama Gazze’de yaşananlardan tek kelime etmemesinde, baterist Sanlı Akgün ve küçük oyuncu Ada Erma dışında, ödül alan oyuncular ve diğer ünlülerin ölen çocuklara dair bir cümle bile kurmamasında bu sponsorun etkisi ne kadardı acaba? İsrail destekçisi, yatırımcısı sponsor tarafından Ecem Erkek’e “Zaten köpeğin var... Çok hassasın da. Sahnede sokak köpeklerini gündeme taşırsan çok iyi olur” tavsiyesinde bulunmuşlar mıdır mesela?

Sponsorlar ve ünlüler… Bu ilişkiler her zaman vardı. Ancak bu kez başka. Sosyal medya çağında, ünlülerin bazı olaylar karşısında yeri geldi mi “ot gibi” davranmaları mümkün değil. Ünlülerin verdikleri ve vermedikleri tüm tepkilerde sponsorların, ajansların hatta metin yazarlarının etkisi olduğu biliniyor. Yani ünlülerimiz aslında özgür değiller. Birçoğunun iradeleri yok. Cümle kurmaktan bile acizler. Bu nedenle de Instagram’daki takipçi sayılarına ve yönetilebilirliklerine göre rol kapabiliyorlar. Özetle; memleketin duyarsız, ilgisiz, alakasız ünlüleri Gazze kadar özgür değiller. Bunu gördük. Bundan sonra neler göreceğiz acaba?

HABERE YORUM KAT