İpleri Koparan Kriz: 7 Şubat Operasyonu
Hakan Fidan'ın istifa etmesiyle bir kez daha gündeme gelen 7 Şubat MİT krizinin bugün üçüncü yıldönümü. İddialara göre, hükümet ile Gülen Cemaati arasında ipleri koparan olay MİT krizi oldu.
Çözüm Süreci'nin kilit isimlerinden MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın istifa etmek için bugünü seçmesi, gözleri bir kez daha iki yıl önce yaşanan 7 Şubat krizini gündeme getirdi. Kamuoyunda Ak Parti hükümetiyle Gülen Cemaati arasındaki ilişkilerin kopuş noktası olarak değerlendirilen kriz uzun süre Türkiye gündemini meşgul etmişti. Kamuoyuna en çok yansıyan iddialar göre, Gülen Cemaati MİT müsteşarlığına Hakan Fidan'ı istemediği için çeşitli girişimlerde bulundu. Başbakan da direnince ipler koptu.
İki yıl önceki şubatın ilk haftasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gizlice ameliyata girmeye hazırlandığı saatlerde, İstanbul’da özel yetkili savcı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski müsteşar Emre Taner, eski müsteşar yardımcısı Afet Güneş ve iki MİT görevlisini ifade vermeye çağırdı.
BASINA YANSIYAN İDDİALARA GÖRE
İddialara göre soruşturmayı yürüten özel yetkili Savcı Sarıkaya 7 Şubat'ta Hakan Fidan ve 4 MİT görevlisini telefonla arayarak ifadeye çağırdı. Bir gün sonra MİT Hukuk Müşavirliği savcılığa itiraz ederek kanundaki istisnai hükümleri iletti. Ancak savcı bu itirazı dikkate almayarak 10 Şubat'ta ifadeye gelmeyen istihbarat görevlileri hakkında gözaltı kararı aldı. Savcının talimatıyla İstanbul'daki MİT Bölge Başkanlığı ve diğer istihbarat binalarına gözaltı işlemi için polisler sevk edildi.
MUHTEMEL FACİA
Benzer bir hareketlilik de Ankara'da yaşanıyordu. Ankara'da gözaltı için MİT Müsteşarlığına doğru harekete geçen polis ekipleri hükümet kanadından gelen emirle geri çevrildi. Çünkü polislerin MİT kapısından içeri girmesine müsaade edilmeyecekti ve çatışma ihtimali söz konusuydu.
Polisler durumu savcıya bildirdi. Savcı gözaltı kararında diretti ve polislere verdiği emri yerine getirmemeleri halinde haklarında işlem yapacağını söyledi. Ekipler yeniden harekete geçti. Güvenlik güçlerinin karşı karşıya gelmemeleri için yeniden devreye girildi ve polislerin MİT binasına gitmeleri engellendi. Böylece muhtemel bir facianın önüne geçilmiş oldu.
ÇIKIŞLAR TUTULDU İDDİASI
Müsteşar Hakan Fidan'ın Ankara'dan ayrılma ihtimaline karşılık, yol güzergâhında ve havaalanında polis tedbir aldı. Fidan dışarı adım atması halinde gözaltına alınacaktı. Ancak, Gül ve Erdoğan'ın “gitme” emri üzerine, plan alt üst oldu.
GİZLİ KAPI
Ankara'da Hakan Fidan'a kurulan kumpasın bir benzeri İstanbul'da işleme konuldu. Gözaltı listesinde emekli MİT eski müsteşarı Emre Taner ve yardımcısı Afet Güneş de vardı. Polisler Taner ve Güneş'i evlerinde bulamadı. Çünkü MİT her ikisini de çoktan başka yerlere nakletmişti. MİT'in İstanbul'daki bölge başkanlığı ve diğer binalarına polisler gönderildi. Ancak ekipler buralarda da mukavemetle karşılaştı. İstihbaratçılar, polisleri kapıda oyalarken, Taner ve Güneş acil durumlarda kullanılmak üzere önceden oluşturulan gizli kapıdan çıkış yaptı. Eli boş dönen polislerin takibi MİT Yasasında yapılan değişikliğe kadar devam etti. MİT görevlilerinin ancak başbakan izniyle soruşturmaya tabi tutulabilecekleri yasayla düzenlenince takip durdu.
İPLERİ KOPARAN OPERASYON
Gazeteci Yazar Avni Özgürel, 7 Şubat MİT operasyonunun Başbakan'ı "paralel yapı"ya karşı harekete geçiren önemli bir olay olarak değerlendirmişti. Konuyla ilgili bir gazeteye demeç veren Özgürel şunları söylemişti: Bir gün Tayyip Erdoğan'ı MİT Müsteşarı aradı "Savcı beni ifadeye çağırıyor" dedi. Bu Cumhuriyet tarihinde MİT Müsteşarının suçlu sıfatıyla ifadeye çağrıldığı ilk çağrıdır. Hem de Cuma günü mesainin bitmesine 5 dakika kala yapıldı bu çağrı. Bu tutuklanacağınıza işarettir. Başbakan kendi makam arabasını göndererek MİT Müsteşarını aldırdı. Hem de polis kuşatması altında. Havaalanlarında Hakan Fidan'ı gözaltına almak için VİP çıkışlar tutulmuştu. İstanbul'daki MİT binası terörle mücadele ekipleri tarafından kuşatılmıştı. MİT Müsteşarı bordo berelilere vur emri verdi. Bunun gibi birçok ayrıntı bugün hiç bilinmiyor ya da hatırlanmıyor.
FİDAN'IN YERİNE BAŞKA İSİM İSTENİYORDU
Gürel'e göre bir önceki MİT Müsteşarı görevden ayrılırken "paralel yapı" bir çoktan o makama bir MİT Müsteşarı hazırlamıştı. Gürel, bu iddiasını şöyle sürdürmüştü: İsim belli ama açıklamak istemiyorum. Ankara Gölbaşı'nda bu coğrafyada her dinleme teknolojisinin bulunduğu dev bir tesis kuruldu. Doğu Avrupa'dan Moskova'ya, Tahran'dan Bağdat'a kadar telsiz, cep telefonu her iletişim aracının dinlenebileceği bir teknolojiye sahip bir tesisti. Paralel yapı bu dinleme tesisinin Emniyette kalmasını istedi. Başbakan Erdoğan bu tesisi MİT'e vermesinden sonra ipler tamamen koptu.
(Kaynak: Dünya Bülteni)
HABERE YORUM KAT