İnternetin aşırı kullanımı ve dijital tehlikeler
Türkiye'de internet kullanım oranları her yaş kesiminde büyük bir artış yaşadı. İnternet kullanımı artarken, internete ve dijital araçlara olan bağımlılıkta tehlikeli boyutlara ulaştı.
Sait Gürsoy Sabah gazetesinde yayımlanan yazısında aşırı internet kullanımının getirmiş olduğu sorunlar ve faydaları eğitimci danışmanlar ile birlikte analiz ediyor.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), "2021 Yılı Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması" yayımlandı. Araştırmaya göre, internet kullanımı, 6-15 yaş grubundaki çocuklar için 2013'te yüzde 50.8 iken 2021'de yüzde 82.7 oldu. Düzenli internet kullanan erkek çocukların oranı 2013'te yüzde 92.8 iken 2021'de yüzde 98.9'a, kız çocukların oranı ise yüzde 90.7'den yüzde 98.4'e çıktığı görüldü. Konuyu Bilfen İlköğretim Kurumları Bilişim Teknolojileri Bölüm Başkanı Celale Esra Algan ile değerlendirdik.
Yüz yüze eğitimin ekranlara taşındığı salgın döneminde çocuklarımızın internet kullanımının artması ve çevrim içi derse katılma yüzdesinin en fazla olması beklediğimiz bir oran. Bu oranları değerlendirmek için yüzdelerin arkasındaki kullanım amaçlarının neler olduğunu görmek gerek.
Doğru yapılandırılan teknoloji entegrasyonu öğrenenin kendini teknoloji kullanarak ifade etmesine ve öğrenme kanıtları sunmasına olanak sağlar. Eğitimin tamamen çevrim içi platforma taşındığı bu dönemde öğrencinin aktif bir öğrenen olarak derse katılması, teknoloji ile üretmesi ve sorgulaması sağlandı mı? Yoksa öğrenci sadece TV izler gibi öğretmeni dinleyen bir konumda mıydı?
Teknoloji olmadan olmaz
Araştırmalar 2 yaşına kadar çocukların kesinlikle ekrana maruz kalmamasını, 5 yaş üzerini de günde 2 saatle sınırlıyor. Ama yabancı dil dersinde tabletini kullanmasını, evin içinde ne kadar adım attığını sayan bir kod yazmasını, Youtube'u Korece öğrenmek için kullanmasını bu zamanın içinde sayamazsınız. Çünkü bugün yaratıcılıktan, üretmekten, inovasyondan, gelecekten bahsediyorsak teknoloji olmadan hiçbirini yapamazsınız.
Celale Esra Hoca önemli başlıkların altını çiziyor. Çocuklarımızın oyun oynama yüzdelerinin arttığını görüyoruz. Oyunlar bugün onların sosyalleşme alanları, aynı zamanda ekranda pasif geçirdikleri bir zaman dilimidir. Ancak 13 yaş ve üzeri çocuklar bir sosyal medya hesabına, e-posta adresine yasal olarak sahip olabiliyorlar. Bu bağlamda oranların artışı sorgulanmalıdır. Oyunlar, en tehlikeli siber zorbalığa maruz kalınan yabancı pek çok kişiyle sohbet ettikleri dijital alanlar. Hangi oyunları oynuyorlar, içeriğinden, yaşlarına göre uygunluğundan, buralarda kurdukları ilişkilerden haberdar mısınız? Çocuğunuzun internette çok fazla vakit geçirdiğini söylüyorsunuz, telefonunda hangi uygulamalar var biliyor musunuz? Hangi sanal topluluklarda tanıdığı tanımadığı hangi arkadaşları var biliyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız sokağın ortasında kimliksiz çocuğunuzu yapayalnız bırakıyorsunuz demek ki.
Celale Esra Hoca'nın tavsiyelerini, sizinle paylaşıyorum. Çocuğunuzu teknoloji ile öğrenme ve üretme etkinliklerine yönlendirebilirsiniz, ekransız zamanlarda ailecek teknoloji olmadan geçireceğiniz zamanlar yaratabilirsiniz. Dışarıda arkadaşlarıyla veya sizinle geçireceği spor, sanat, yürüyüş, bisiklet, piknik, evde kutu oyunu, yemek pişirme gibi farklı etkinliklere çocuğunuzu yönlendirebilirsiniz. Ebeveynlerimize rol model olmaları için büyük bir iş düşüyor.
HABERE YORUM KAT