İnsana acı veren farkındalık hali...
Mehmet Garip Tanyıldızı, insanları belli bir takım düşüncelere mahkum eden popüler düşünme biçimlerine karşı farkındalık çağrısında bulunuyor.
Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam
Bir kaplumbağa hikayesi
"Dinlen ey Zarif bilatedbir çok söz açtın
Bu kırık akılla ne cürettir yaptığın"
Menziller – Cahit Zarifoğlu
İçinde bulunduğumuz dünyayı anlamlandırmak bir akletme meselesidir.
İçinde yaşadığımız zaman, içinde bulunduğumuz dünyanın anlamına muhalif bir ruha büründüğünde bu akletme ameliyesini gerçekleştirmek daha güçlükle ifa edilebilir hale gelir.
Zamanın ruhu, insanın kavrayışı üzerinde bir hakimiyet tesis ederek akletme melekelerini iğdiş eder.
Ferd, mezkur güçlüklere rağmen hakikate bir nebze temas edebilse bile, hakikatin insanlar nezdindeki tebarüzü nadirattan olduğu için bir gerilim yaşanması kaçınılmaz olur.
Akletme mükellefiyeti yerini bir cehd mükellefiyetine bırakır.
Hakikate bir nebze temas edebilen insan, hakikatin insanlar nezdinde yaşadığı hüsranla mücadele etmek zorunda kalır.
Ancak, bu mücadele çoğu zaman, kelimenin nüfuz etmediği insanlarla muhatap olabilir, sözün tesir etmediği zamanlara tesadüf edebilir.
Hakikatin farkında olan insan, hakikatin hüsrana uğradığı bir fanusta yaşamak zorunda kalabilir.
Bu farkındalık insana acı verir.
Acıyı dindirmenin tek yolu, hakikatle daha fazla temas kurmaktır.
Çünkü, süfli olana karşı müteal olana sarılmaktan başka çare yoktur.
Böyle durumlarda şu meşhur hikayeyi hatırlamak bize ferahlık verebilir...
Eski zamanlardan bir vakit, yaşlı bir bilgeye dünyanın ahvalini sormuşlar.
Yaşlı bilge dünyanın bir filin sırtında durduğunu söylemiş.
Filin neyin üstünde olduğu sorulduğunda da "Bir kaplumbağa" demiş.
Bu defa da kaplumbağanın neyin üzerinde durduğu sorulunca yaşlı bilge şöyle cevap vermiş:
"Ondan sonrası hep kaplumbağadır"
HABERE YORUM KAT