1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. İnönü Üniversitesi'nde Nisa suresi konuşuldu
İnönü Üniversitesi'nde Nisa suresi konuşuldu

İnönü Üniversitesi'nde Nisa suresi konuşuldu

İnönü Üniversitesi Bilgi ve Erdem Topluluğu, Prof. Dr. Abdurrahman Ateş'in sunumu ile “Kur'an'dan Dersler” adlı programın 2. Dönemin son dersini Nisa  Suresi'nin 11, 12, 13,14. ayetleri ile gerçekleştirdi.

07 Haziran 2024 Cuma 23:08A+A-

Abdurrahman Ateş sözlerine şöyle başladı:

Nisa suresinin 11 ve 12. ayetleri mirastaki hisseler ile ilgili Kur'an'ın en detaylı bölümünün olduğu ayetlerdir. Başka konularda Kur'an ibadetlerin ya da muâmelâtın detaylarına girmez Allah Rasulüne bırakır. Bazı nüanslar yine Allah Rasulü ve sahabe tarafından belirlenmiştir. Ayeti kerimede vurgulanan ifadeler kullanılırken sadece ana hatları söylenir. Kur'an-ı Kerim'in bu konu ile ilgili anlayışı zihniyeti tespit edeceğiz. Teferruat boyutuna girmeyeceğiz.

11.ayet يُوصٖيكُمُ اللّٰهُ فٖٓي اَوْلَادِكُمْ Allah Teâlâ çocuklarınızın mirası konusunda size şunu emreder. Burada dikkat etmemiz gereken {يُوصٖيكُمُ} ifadesidir. Normalde bu kelime tavsiye eder anlamına Allah'ın tavsiye ettiği şey olsa da olur olmasa da olur, siz bilirsiniz anlamında bir tavsiye değildir. Allah Teâlâ'nın tavsiyesi bir emir konumundadır. İşte bazıları Allah burada tavsiyede bulunmuş emir etmemiş deyip işin içinden çıkmaya çalışırlar.

لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْاُنْثَيَيْنِۚ 

Vefat edenin erkek ve kız çocukları varsa erkeğin miras payı kızın alacağı miras payının iki katıdır. Yani sürekli vefat edeni merkeze koyacağız.

فَاِنْ كُنَّ نِسَٓاءً فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَۚ

Kişinin sadece kız çocukları olup ikiden fazla ise. O zaman mirasın üçte ikisi bunlara aittir. Peki üçte biri nerede, o ise vefat edenin eşi olabilir ister ,erkek ister kadın vefat eden anne babası devreye girecek.

وَاِنْ كَانَتْ وَاحِدَةً

Eğer ölenin sadece bir tane kız çocuğu varsa başka çocukları yoksa فَلَهَا النِّصْفُؕ O zaman o mirasın yarısı ona aittir.

لِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ مِمَّا تَرَكَ اِنْ كَانَ لَهُ وَلَدٌۚ

Ölen kişinin kız ya da erkek çocuğu varsa bıraktığı mirastan hem annesi hem de babası her biri 6'da bir pay alır. Yani anne babanın da mirasta payı var.

فَاِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُ وَلَدٌ وَوَرِثَهُٓ اَبَوَاهُ فَلِاُمِّهِ الثُّلُثُۚ

Eğer ölen kişinin çocuğu yoksa ve anne babası hayatta ise mirasın üçte biri anneye verilir. Kalan üçte ikide babasına verilir. Tabii başka kimsesi yoksa.

اِخْوَةٌ فَلِاُمِّهِ السُّدُسُ مِنْ بَعْدِ وَصِيَّةٍ يُوصٖي بِهَٓا اَوْ دَيْنٍؕ

Şayet ölen kişinin erkek ya da kız kardeşleri varsa annem mirasın altıda birini alır. Altıda biri ise diğer mirasçılara verilir. Bunlar taksim edilirken bir vasiyet varsa vasiyet yerine getirilir. Ya da bir borç varsa o borcu ödenir. Ve daha sonra bunlar verilir.

وَاَبْنَٓاؤُ۬كُمْۚ لَا تَدْرُونَ اَيُّهُمْ اَقْرَبُ لَكُمْ نَفْعاًۚ

Anne babanız ile çocuklarınızdan hangisinin size daha faydalı olduğunu siz bilemezsiniz. Dolayısıyla buradan miraslar neden böyle paylaşıldı diye düşünmeye gerek yoktur. Çünkü mal söz konusu olduğunda insanların duyguları biraz daha ağır basıyor.

فَرٖيضَةً مِنَ اللّٰهِؕ

Ben yetim başında Allah vasiyet etti diye çevirirsek bu son cümleyi nereye koyacağız. Allah tarafından verilmiş bir fariza. Yani o yüzden vasiyet etti diye değil de emretti diye çevirmek daha doğru olur.

اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَلٖيماً حَكٖيماً

Allah Teâlâ bilendir, hüküm sahibidir, hükümleri mutlak anlamda isabetlidir.

Bu ayette dikkat etmemiz gereken şeylerden bir tanesi kadının payının esas alınmasıdır. Erkeğin payı esas alınmıyor. Yani cümle şöyle değil kadın erkeğin yarısıdır demiyor. Kadının mirastaki payını esas alıyor ve bunun üzerinden katlarını ortaya koyuyor. Burada şu konuya da değinmek istiyorum dedi. Allah Teala özellikle aile hukuku ile alakalı nikah, boşanma, miras hukuku dediğimiz aile içerisindeki durumlarla ilgili çoğu zaman meselelerin çözümünü kişilere bırakır. Yani kendi aranızda çözün der.

Burada Allah Teâlâ paylarını belirttiği kişilerin bu paylarının verilmesi konusunda eğer taraflardan bir tanesi razı değil ise bu taksimat esas alınmak zorundadır. Ama  rıza taksimi devreye girince bu bahsettiğimiz paylar çok da önem arz etmez. Bu hukuki bir sürecin devamı olarak Rabbimiz tarafından söylenir. Genelde miras konusu konuşulduğu zaman Müslümanlar arasında bilgiye dayalı olarak değil algıya dayalı olarak mesele tartışılır. Oluşturulan bir algı vardır ki genelde kadın erkeğin yarısını alır mirasta ya da bir erkek iki kadına denk şeklinde bir algı vardır. Sadece bir yanılgıdan ibarettir. Kişinin erkek ve kız çocukları varsa bu durumda erkek çocukları kız çocukların iki katını alır. Ama bunun dışında her zaman bu böyle olmayabilir. Kadın dediğimiz zaman aklımıza tek tür kadın gelmemelidir. Mesela birisi vefat ettiği zaman onun varisi kimdir annesidir, onun varisi kimdir eşidir, ölen erkeğin varisi kız kardeşidir mesela. Yani bütün şartlarda erkek kadının iki katını alır diye bir algı yoktur bu yanılgıdan ibarettir.

Daha sonra Ateş sözlerine şöyle devam etti:

Mirasta Allah Teala'nın belirlediği hisseler tamamen hak ve sorumluluk ekseninde değerlendirilir. Yani Allah Teala birine sorumluluk verdiyse sorumluluk alanında bir hak vermiştir. Hak sorumluluk dengesini Allah Teala korur. Yani ne kadar sorumluluk o kadar hak vardır. Ne kadar hak varsa o kadar da sorumluluk vardır. Hem sorumluluk vermeyip hem de hak vermez Allah Teâlâ. Eğer öyle olursa bu bir zulüm olur. Erkeğin aleyhinde bir zulüm olur bu sefer. Erkeğin her halükarda yani aile reisi olarak erkeğin, baba olarak erkeğin, kardeş olarak erkeğin bunların tamamının belli sorumlulukları vardır. Ama mesela bir annenin, bir hanımın, bir kız kardeşin bu kategorideki diğer erkeklerle sorumlulukları aynı değildir İslam'a göre. Yani Allah Teala sorumluluk yüklememiştir. Örnek verecek olursak erkek mehir vermek durumundadır. Kadının bir masrafı olmuyor hayatın içerisinde. Kadının ekstradan harcaması gereken bir birim yoktur. Ama erkeğin hayatı boyunca harcaması gereken birimler haddinden fazladır. Allah Teala bu anlamda hak ve sorumluluk dengesini gözeterek kime ne kadar pay vereceğini belirlemiştir. Mesela nafaka erkeğin sorumluluğundadır. Bir kadın mesela meşru bir ortamda meşru şartlarda çalışsa bile o kadının eve herhangi bir katkıda bulunması zorunluluğu yoktur. Yani hiç kimse eşini eve herhangi bir katkı getirme konusunda zorlayamaz. İsterse kadın trilyoner olsun. Kendi gönlünden kopar yapar o ayrı bir şeydir.

Önemli bir konuda sadece mirastan pay kaldığı zaman konunun ciddiyetini dikkate alır müslümanlar. Artık insanlar miras bırakmak yerine borç bırakıyor ne yazık ki. Peki bu varisler bu borcu ödemek zorunda mı tabii ki evet. Varis kim ölen adamsa adamın eşi, adamın kızı, adamın oğlu hepsi varistir. Peki borç kaldığı zaman borcu ödemek de kim mükelleftir sadece erkekler. Miras kaldığı zaman kadın alıyor ama borç kaldığı zaman kadının bunu ödeme zorunluluğu yoktur. Bütün bunlar şunun için önemlidir. İslam miras hukuku bir bütün halinde ele alınmadığı zaman sadece algı üzerinden konu tartışılır. Bizim toplumda da miras söz konusu olduğunda iki tavır takınılır. Diyelim ki adamın kayınpederi vefat ettiyse kayınpederinden kendi hanımına yani kayınpederinin kızına kalacak olan mal İslam  hukukuna göre taksim edildiği zaman miktarı az olduğunu düşünür ve hemen beşeri hukuka gider. Bunu az görür. Ama mesela kendi kardeşi söz konusu olduğunda kişinin babası vefat etti ve miras bıraktı. Kendi kız kardeşini hisse vereceği zaman bunu da çok görür. Bu İslami bir tavır ve müslümanca bir anlayış değildir. Buradan özellikle harcama noktasında bir dengeden bahsettik. Bir kadın evli değilken nafakası babasına aittir. İslam bunu belirlemiştir.

Bunu Bazen modern dönemin Müslüman kadınları problem edilebilirler. Kadının nafakası babasına ya da kocasına aittir. Kadının 2. 3. sırada hiyerarşik bir anlamda göz ardı edilmiş bir varlık olduğu anlamına gelmez. Bu kadının Elini sıcak sudan soğuk suya vurmadan hayatını yaşaması ile alakalı Rabbimizin hazırladığı bir konfordur. 11.ayette hisseler anlatıldıktan sonra Vasiyet borçtan önce zikredildi. Genelde Müslümanlar başkasının istediği şey olunca savsaklamazlar. Ama konu vasiyet olunca, vasiyet kimseyi ilgilendirmiyor. Vasiyetle ilgili üç temel kural var. Bu üç temel kurala riayet edilmesi zorunludur. Kuralları ihlal ettiğiniz zaman Vasiyet geçerli değildir.

* Vasiyet edilecek mal 3'te 1'den fazla olmayacak.

* Yerine getirilmesi gereken vasiyet meşru olmalıdır.

* Vasiyet varisler için olmamalı.

Hayattayken bir insanın kendisine varis olanlara yapmış olduğu vasiyetin geçerliliği yoktur. Şununla karıştırılmamalıdır: Hibe de vasiyet yokturdur. Hibe de hukuki bir kural yoktur ahlaki bir kural vardır. Bir şeyin ahlaki olup olmaması ayrıdır hukuki olup olmaması ayrıdır. Bir şey hukuki değildir demek ahlakidir demek anlamına gelmiyor. Borç yiğidin kamçısı değildir zilletin kamçısıdır. Borçlu ölmek çok da makbul bir ölüm değildir.

12. Ayette "Hanımlarınızın çocukları yoksa, bıraktıkları mirâsın yarısı sizindir. Çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir. Fakat bu taksim, vasiyetlerinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonra yapılacaktır. Sizin çocuklarınız yoksa, bıraktığınız mirasın dörtte biri dul eşlerinizindir. Çocuklarınız varsa bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Fakat bu taksim, vasiyetinizin yerine getirilmesinden ve borçlarınızın ödenmesinden sonra yapılacaktır. Eğer mirâs bırakan erkek veya kadının ana babası ve çocukları yok da, sadece bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, bu durumda onların her birine altıda bir pay düşer. Bundan fazla iseler, üçte bire ortak olurlar. Ama bütün bunlar da, ölenin vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonradır. Ancak vasiyetin yerine getirilip borcun ödenmesinde mirasçılar zarara uğratılmamalıdır. Bunlar, Allah’ın size olan emridir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir, cezalandırmada acele etmeyendir."

Allah kardeşliği hukuken bir veraset Kurumu ilan etmiştir. Bununla oynarsanız Allah'ın hukukunu reddetmiş olursunuz. Ana bir kardeşlerin mirası ayrı bir paysa sahip Ana  baba bir kardeşlerin mirası ayrı  bir paydır. Varis mağdur edilmemelidir.

13. Ayette "İşte bunlar Allah’ın belirlediği sınırlardır. Kim Allah’a ve Pey­gam­beri’ne itaat ederse Allah onu, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. İşte en büyük başarı ve kurtuluş budur."

14. Ayette"  Kim de Allah’a ve Peygamberi’ne isyân eder ve O’nun sınırlarını aşarsa Allah onu, içinde devamlı kalacağı bir ateşe sokar. Onun için zelîl ve perişan eden bir azap vardır."

Hududullah Allah'ın   sınırı  ifadesinin geçtiği  ayetlerdir. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır denilen ayetlerin tamamı kadın erkek ilişkilerinin söz konusu olduğu  konulardır. Kadının erkeğin merkezde olduğu konuların tamamıdır. Diyerek sözlerine son verdi.

Haber: Gülcan Canpolat - Seher Kızılbağ

HABERE YORUM KAT

1 Yorum