İngiltere'de hükümete siyonistlere silah satışını askıya alması yönünde baskı artıyor
İngiltere'de aktivistler ve hukuk uzmanları, işgalci İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırıları sebebiyle bu ülkeye yönelik silah ihracatını askıya alması için Londra yönetimine baskı kuruyor.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy'nin, işgalci İsrail'in Gazze'de bir okula düzenlediği ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 100 kişinin ölümüne neden olan saldırıyı kınayan açıklaması, sert eleştirilere yol açtı.
Sosyal medya kullanıcıları, Lammy'yi ve İngiliz hükümetini hem diplomatik örtbas hem de silah tedariki yoluyla İsrail'in süregelen zulmüne suç ortaklığı yapmakla suçladı.
Başbakan Keir Starmer, İsrail ile Hamas arasında bu ay yeniden başlaması beklenen ateşkes müzakerelerini desteklemek üzere ABD, Fransa, İtalya ve Almanya ile ortak açıklama yaptığında da benzer tepkiler ortaya konuldu.
İngiliz hükümeti İsrail'e silah satışını durdurması yönünde baskıyla karşı karşıya
İngiltere, İsrail'in en önemli silah tedarikçilerinden biri olmaya devam ediyor. İngiliz savunma sanayisinin son birkaç yıldaki ihracatı yüz milyonlarca doları buluyor.
İşgalci İsrail, Gazze Şeridi'nde sürdürdüğü savaşta, bugüne kadar yaklaşık 40 bin Filistinliyi öldürdü ve 92 bin 200'den fazlasını yaraladı.
Aralarında Kanada, Belçika, Hollanda, İspanya ve Japonya'nın da bulunduğu bazı ülkeler, kamuoyu baskıları sonucu İsrail'e silah satışını askıya aldı. İngiltere hükümeti de İsrail'e silah satışını durdurması yönünde yoğun iç baskıyla karşı karşıya.
Eski İngiltere Başbakanı Rishi Sunak liderliğindeki muhafazakar hükümet bu taleplere pek kulak asmazken Starmer ve İşçi Partisi göreve geldiklerinde tutumlarının farklı olabileceğinin sinyallerini verdi.
İngiliz basınında çıkan son haberlerde İşçi Partisi hükümetinin İsrail'e silah transferine gizli ambargo koyduğu bile iddia edilmişti. Ancak bir hükümet sözcüsü, "İsrail'e ihracat lisansları konusundaki yaklaşımımızda herhangi bir değişiklik olmadı." açıklamasını yaparak bu iddiayı yalanlamıştı.
İngiltere, pozisyonunu netleştirmeye zorlanıyor
İngiltere'den gelen karışık sinyallerin ortasında, hak örgütleri ve hukuk uzmanları İngiliz hükümetinin pozisyonunu netleştirmeye zorluyor.
Londra yönetiminin eylemlerinin ateşkes lehine görünen pozisyonuyla çeliştiği ve İsrail'in ölümcül savaşında suç ortaklığı suçlaması riskiyle karşı karşıya kalabileceği yineleniyor.
İngiltere merkezli Uluslararası Filistinliler için Adalet Merkezi (ICJP) Hukuk Sorumlusu Zeki Sarraf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İngiltere hükümeti İsrail'i uluslararası hukuka uymaya çağıran boş açıklamalar yapmakta ısrar ediyor." dedi.
Sarraf, silah ambargosu dışında her şeyin İngiltere'nin savaş suçlarını kolaylaştırmaktan çekinmediğini göstereceğini söyleyerek "İngiltere, İsrail'e siyasi koruma sağlamanın yanı sıra İsrail'in Filistinlilere karşı kullandığı ve F-35 uçaklarının Gazze'deki sivil hedeflere 2 bin pound (907 kilogram) ağırlığındaki bombalar atması gibi yıkıcı etkiye sahip silah ve bileşenleri ihraç etmeye devam etti." diye konuştu.
İngiltere casus uçakları Aralık 2023'ten bu yana Gazze Şeridi üzerinde uçuyor
Hedef tespitinde uzmanlaşmış İngiliz casus uçaklarının Aralık 2023'ten bu yana Gazze Şeridi üzerinde uçtuğunu dile getiren Sarraf, "Görünüşte İsrail'e rehinelerin kurtarılması için istihbarat sağlıyorlar. Ancak hükümet bu istihbaratın İsrail tarafından Filistinlilere yönelik acımasız askeri eylemlerinde kullanılıp kullanılmadığını teyit etmeyi defalarca reddetti." ifadelerini kullandı.
Sarraf, ICJP'nin özel şahısları ve İngiliz bakanları soruşturduğunu ve "İngiltere ve uluslararası hukuk kapsamında suç işleyenlere karşı yasal işlem başlatmak için" İngiliz Polis Teşkilatı'nın (Scotland Yard) Savaş Suçları Birimine şikayette bulunduğunu söyledi.
Son olarak Sarraf, Filistinli insan hakları örgütü Al-Haq ile İngiltere merkezli Küresel Hukuki Eylem Ağı (GLAN) tarafından İsrail'e silah ihracat lisanslarının verilmeye devam edilmesi nedeniyle İngiltere İş ve Ticaret Bakanı aleyhine açılan adli incelemeyi desteklediklerini kaydetti.
"İngiltere, geriye dönük suç ortaklığından kurtulamaz" vurgusu
Hukuk uzmanı Michael Becker, Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ya da başka bir yetkili mahkemenin İsrail'i uluslararası insancıl hukuku veya Soykırım Sözleşmesi'ni ihlal etmekten suçlu bulması halinde "İngiltere de dahil olmak üzere üçüncü devletlerin sorumlulukla karşı karşıya kalabileceğini ya da sorumlu sayılabileceğini" aktardı.
Eski bir UAD çalışanı olan Becker, Divan'ın geçmiş içtihatlarında "soykırıma suç ortaklığı nedeniyle bir devlet aleyhine karar verilmesi olasılığına atıfta bulunduğunu" dile getirdi.
Becker, "Eğer İngiltere veya başka bir devlet İsrail'in bu silahları ya da bombaları uluslararası insancıl hukuku ihlal edecek şekilde kullanacağına dair önemli bir risk olduğunu bilerek bu ülkeye silah veya bomba sağlarsa bu durum, suç ortaklığı sorumluluğunu doğurabilir." ifadelerini kullandı.
Bu durumda, işgalci İsrail'e silah tedarik eden ülkenin bu silahların hukuka aykırı olarak kullanılmasını amaçlayıp amaçlamadığının bir önemi olmayacağını belirten Becker, "Eğer İngiltere ya da İsrail'e silah veya bomba tedarik eden başka bir devlet bu desteği şimdi askıya alırsa bu o devleti geçmişteki uluslararası insancıl hukuk ihlallerinde suç ortaklığından geriye dönük olarak kurtarmayacaktır." dedi.
UCM İngiliz yetkilileri suçlayabilir mi?
Bristol'deki Batı İngiltere Üniversitesinde hukuk profesörü Gerhard Kemp, "İngiliz yetkililer İsrailli liderlere karşı savaş suçları ve uluslararası hukuk kapsamında diğer ciddi suçların işlendiğine dair makul bir dava olduğunu ve silahların Gazze'de kullanılacağını bildikleri halde İsrail'e teslim edilmesine izin verirlerse İngiliz yetkililerin Gazze'de savaş suçlarının işlenmesine potansiyel olarak yardım ve yataklık ettikleri iddia edilebilir." diye konuştu.
İhracat lisanslarının sayısı Mayıs 2024 itibarıyla 345
İngiltere merkezli Silah Ticaretiyle Mücadele Kampanyası'na (CAAT) göre, siyonist İsrail'in Gazze'yi bombalamak için kullandığı her F-35'in yüzde 15'i İngiliz endüstrisi tarafından üretiliyor.
CAAT, bu bileşenlerin değerinin 2016'dan bu yana en az 430 milyon dolar olduğunu tahmin ediyor.
Bu firmaların başında ülkenin en büyük savunma sanayisi şirketi BAE Systems geliyor. Ancak Martin-Baker ve L3Harris gibi başka birçok Birleşik Krallık şirketi de programa dahil.
Mühimmat konusunda ise CAAT, Amerikan Lockheed Martin firmasının MLRS M270 roketatarının "Fransa, Almanya, İtalya ve Birleşik Krallık'tan şirketlerin oluşturduğu uluslararası bir konsorsiyum tarafından Avrupa'da üretildiğini" belirtiyor.
İngiltere İş ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, geçen yıl 7 Ekim'den bu yana İsrail'e silah, askeri teçhizat ve diğer kontrollü malların satışı için 100'den fazla ihracat lisansı onaylandı.
Mayıs 2024 itibarıyla "varış noktası İsrail olan" silah ve askeri teçhizat için mevcut ihracat lisanslarının sayısı 345 oldu.
HABERE YORUM KAT