1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. İlke-Der’de “İsrail ve Mavi Marmara Olayı” Semineri
İlke-Der’de “İsrail ve Mavi Marmara Olayı” Semineri

İlke-Der’de “İsrail ve Mavi Marmara Olayı” Semineri

İLKE-DER Dernek merkezinde gerçekleşen seminerin bu haftaki konuşmacısı Mavi Marmara Aktivistlerinden Selim Özkabakçı oldu.

07 Kasım 2010 Pazar 20:00A+A-

"Ben-i İsrail ve Mavi Marmara Olayı" konulu seminerde önce İsrailoğullarının tarihi seyrini anlatan Selim Özkabakçı, konuşmasının ilerleyen bölümlerinde ise:

İsrailoğullarının inanç sisteminin özellikle anlaşılması gerektiğini. "Yahudilerin inanış biçiminin anlaşılmadan bir İsraillinin nasıl masum çocukları öldürdüğünü, Gazze'ye yardım götüren insanları öldürmekten nasıl zevk aldığını anlayamazsınız, İsrail'in zulmü sapık inancının bir gereği olarak önümüzde durmaktadır" diyen Özkabakçı, "Esasında bazı insanlar İsrailoğullarının ıslah edilebileceği noktasında iyi niyetler taşıyorlar. Hâlbuki olay böyle değil. Onları bu noktaya getiren bozuk inançlarıdır. İsraioğullarının inanç sistemleri ve algılama biçimlerini çok özel bir şekilde incelenmedikten sonra bugünün İsrail'inin ne olduğunu anlamak mümkün değil. İnsanlık artık uyanmalıdır. İsrail'i Filistin'den kovmalı. Devletleri ve güçleri ellerinden alınmalı. Yahudiler eskiden olduğu gibi dünyanın her tarafına sürülmeli. Ancak o zaman insanlık rahat nefes alacaktır diye düşünüyorum" dedi.

Selim Özkabakçı Özetle şunları söyledi:

Yahudilerin sapkınlıkları 1400 yıl içinde katmerleşerek gelişti ve bu gün son haddine ulaştı. Şimdi birkaç soru cevapla, Ben-i İsrail'in son halinin kısa bir görüntüsüne bakalım:

GÜNCEL BEN-İ İSRAİL

1- İsrail'in inancı mı, İsraillileri Mavi Marmara ya Saldırı ve Gazze'yi yok etme gibi sapkınlıklara yöneltiyor?

a – Irkçılık:

Irkçılık bu konuda çok etkilidir. Çünkü ırkçılık iblisin icadıdır. İblis şöyle diyordu: Beni ateşten Adem'i ise çamurdan yarattın. Ateşten yaratılanın çamurdan yaratılana secdesi doğru değildir. İsrailliler kendilerini iblis gibi Allah'ın özel yarattığını düşünüyorlar. Dolayısı ile kendilerini diğer insanlardan üstün görüyorlar. Irkçılığın temelinde iblisin yukarıdaki sözü yatmaktadır. Tüm ırkçılar diğer insanlardan üstün olduklarını ve insanlığın kendilerine hizmet etmesi gerektiğine inanmışlardır. Bu inanç onları diğer insanların gerektiğinde yok edilmesinde bir sakınca olmadığı kanaatine götürmüştür.

Yahudiler kendilerine Allah'ın oğulları derler.  Allah'ın kendilerine tanıdığı bu imtiyaza karşı gelenleri Allah'a karşı gelenler olarak algılarlar. Bu inanç onları kendi nefislerinde haklı çıkarıyor. Yaptıkları tüm bu caniliklere imkân hazırlıyor.

b- Ahiret İnançları:

İsraillilerin ahiret inancı çok farklıdır. İsrailliler İslam'ın en eski temsilci kavmi olmasına ve birçok peygamber onlara ölüp dirileceklerini hesaba çekileceklerini defalarca anlatmalarına rağmen onlar sonunda ahiret inancını komple ret eden bir anlayış geliştirdiler. Şimdiki İsraillilere göre dirilme olmayacak dünyanın sonunda yeryüzü İsraillilerin cenneti diğerlerinin de cehennemi olacak.

İsrail oğulları her türlü nimetin tadılacağı bir cennet krallığında yaşayacak diğer insanlar ise onlara hizmet edecek. İsraillilere göre Allah ilk yaratılıştan beri bu durumu gerçekleştirmek için hayat sürecini devam ettiriyormuş ve tüm mevcudat İsraillilere hazırlanan bu son için devam ettirilmektedir. İsraillilerce Melekler bu iş içindir, İnsanlar bu iş içindir, hayvanlar, dağ, taş her şey İsrail'in son mutluluğu içindir.

İşte bu sapkın anlayış İsraillileri canileştirmekte kimseyi takmaz tavırlara yöneltmektedir. Onlar için Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara Gemisi bu mutlu sonu geciktiren hadisedir öyleyse her ne pahasına olursa olsun bu tür hareketler durdurulmalıdır ya da yok edilmelidir. Zaten yaptıkları da bundan başka bir şey değil. Bundan dolayı masum insanları, çocukları katleden askerlerini ödüllendiriyorlar. İsrailliler çocuk öldürmeyi, masum insanlara işkence etmeyi, toptan insanları yok etmeyi Allahın onlar için başlattığı süreci hızlandırmak olarak görüyorlar.

2- İsrail Neden Pişmanlık Duymuyor?

a- İsrail'in Irkçılığı Pişmanlık Duymasına Engeldir:

İsrail'in ırkçılığı bende olsa bende pişmanlık duymam. Kendini Allah'ın özel yaratığı olduğuna iman eden kimse yaptığından pişmanlık duymaz. Çünkü o büyüklenmektedir. Büyüklenenler büyüklüğü kendilerinin hakkı olarak görürler. Böyleleri ırkçıdırlar böyleleri iblisidirler. İblis de gerçeği gördüğü halde yaptığından pişman olmamıştır. İblis hiç kendisini hatalı görmüyor dolayısı ile özür dilemeye bile gerek duymuyor. İsrail'in yaptığı da aynı… Tarih boyunca ırkçılık hep böyle devam etmiştir. Açıkçası ırkçılığın babası iblis, oğlu İsrail'dir. Bu baba oğul hiçbir zaman yaptıklarından pişmanlık duyup tövbe etmemiştir. Tövbe etti gibi görünseler dahi aslında onlar gerçeği örtmek için yaparlar bu işi.

b- İsrail'in Ahiret İnancı Pişmanlık Duymasına Engeldir:

İsrail'in sapkınlığına neden olan inanç aynı zamanda onun pişmanlık duymasını da engellemektedir.

Allah'ın fıtratının kendisi üzerinde döndüğünü zanneden ve bu zannı iman haline getiren bir kimsenin pişmanlık duyması düşünülemez çünkü ona göre bu hayat onun cennet krallığının oluşmasına hizmet eden bir süreçtir. Bu sürecin engellenmesine karşı çıkmanın neresi pişmanlık gerektirir. Sen gemiye bineceksin gideceksin Gazze'ye, İsrail'in cennet krallığı ahiret inancını engelleyeceksin. İsrail'de senin bu pervasızlığını hoş görecek öylemi? Tabiî ki hoş görmeyecek iç tutarlılığının gereğini yapıp vurup kıracaktır ve hiçte pişmanlık duymayacaktır. Bu onun doğasının gereğidir.

Komünizmin Allah'ın varlığını inkâr etmesi dirilme ve hesap gününe ihtimal bile vermemesi komünistleri kanlı mücadeleye sevk etmiştir. Dünyada başka umudu olmayan kimseler çok gaddar olurlar. Sevgi ve şefkat bilmezler nefislerinin gereğini doğru görürler. Yaşamayı her şey bilirler. Bu uğurda mücadele ederler ve yaşamak için öldürürler, tabiî ki bu arada da ölürler. Pişmanlık da duymazlar.

Beni-i İsrail'in de Kur'an'ın indiği dönemdeki anlayışında ırkçılığa dayalı bir ahiret inancı vardı ve onlar biz özel kuluz Allah bizden yana. Biz ateşte yanmayacağız, yansak bile sayılı birkaç gün yanacağız diyorlardı.

Böyle bir anlayış dahi o zamanlar bir vicdan muhasebesine neden oluyordu. Ancak bu anlayış zamanla Allah'tan umudu kesme durumuna vardı. Son peygamberin getirdiği ayatlerden Allah'ın Ben-i İsrail'den yana olmadığını kesin kes anlamalarından sonra işi daha ileri götürüp yeni bir anlayış icat ettiler. Onların icat ettiği bu anlayışa göre kıyamet kopmayacak. Diriliş olmayacak hesaba çekilme olayı olmayacak. Ölen ölecek Allah sonuçta İsrail oğullarına bir cennet krallığı kuracak. Tüm mahlûkat onlara hizmet edecek.

Bu anlayış Kur'an'dan sonra Yahudilerin geliştirdiği bir anlayıştır. Aslında bu anlayışla komünizm arasında pek fark yoktur. Zaten komünizmin mucitleri de modern çağın Yahudilerinden başkası değil.

İşte Yahudilerin Kur'an'ın inişinden bu güne kadar geliştirdikleri öbür dünyadan umudunu kesme anlayışı onların pişman olmalarını engelleyen bir durumdur. Komünistler de pişman olmaz yaptıklarından, İsrailliler de. Çünkü pişmanlığın sonucu tövbedir. Tövbe etmek ise Allah ile bağ kurmakla meydana gelir. Allah'tan umudunu kesenler ne pişman olurlar, ne de tövbe ederler.

c- İsrail'in Aşağılık Kompleksi Pişmanlık Duymasına Engeldir.

Ben-i İsrail yaptığı pis işlerden dolayı tarih boyunca hep altta kalmıştır. Kardeşleri Yusuf'u kuyuya attılar öldürdüklerini sandılar. Yusuf ölmedi Mısır kralının veziri olarak karşılarına çıktı. Kendi kendilerini aşağıladılar. Sonradan Firavunlara kazık attılar bunun yüzünden saraylardan atıldılar, köleleştirildiler. İkinci kez kendilerini aşağıladılar. Yine buzağı meselesinde yaptıklarından dolayı azarlandılar cezalandırıldılar bu onların üçüncü kez kendilerini aşağılamaları oldu. Dahası bu kavim birkaç kez yeryüzüne dağıtıldı. En son olarak İsrailliler Asya'da, Avrupa'da daha birçok yerde sürgün hayatı yaşadı. Sürgün yaşadığı yerlerde İsrailliler kendilerini üstün ırk gördüler ve insanlarla kaynaşamadılar. Kendilerinden olmayanları küçümsediler akrabalık kurmadılar. Bu da onları küçülttü ve yalnızlaştırdı. Bu yabanilik ve kendini beğenmişlik Yahudilerde aşağılık kompleksini son hadde ulaştırdı.

Aşağılık kompleksine tutulanlar, kimseyle dost olamazlar. Tüm dünya onlar için düşmandır. Herkesi intikam alınacak olarak görürler. Kimseye güvenmezler. Kendilerine güvenenlere kazık atmayı maharet sayarlar. Korku içindedirler. Herkesi ve her şeyi kendilerine yönelik tehlike görürler.

İşte bu yapılarından dolayı İsrailliler yaptıklarından pişmanlık duymazlar. Çünkü aşağılık duygusu pişmanlığa engeldir. Pişmanlık tövbeyi gerektirir. Aşağılık duygusu psikolojik bir sapmadır. Tüm sapıklıkların, sakatlıkların temel nedenidir.

Irkçılık, İsraillilerin ahiret inancı ve aşağılık duygusu İsraillilerin pişmanlık duymasına, tövbe etmesine her zaman engel olacaktır. Şu da bir gerçek ki Mavi Marmara saldırısındaki başarısızlıkları yeniden aşağıların daha aşağısına düşürdü. Komplekslerini artırdı.

Kur'an Ben-i İsrail'in peygamberimizden önceki dönemlerde kazandığı kötü yapıyı bize anlatmaktadır. Bunu anlatmasındaki hikmet İsrailoğullarının bu temel üzerinden çok daha büyük sapkınlıklar icat edeceklerini ve yeryüzünü fesada vereceklerini bize haber vermekti. İnsanlığın dikkatini çekmekti. Açıkçası Kur'an İsrailoğulları dünyanın başına bela olacak demek istiyordu.

Ne yazık ki insanlık bu uyarıyı yeteri kadar kavrayamadı ve İsrailoğullarının hegemonyasına imkân sundu. İnsanlığın bu aymazlığı İsrailoğullarını şımarttı fesadını artırdı. İnsanlık artık uyanmalıdır. İsrail'i Filistin'den kovmalı. Devletleri ellerinden alınmalı. Yahudiler eskiden olduğu gibi dünyanın her tarafına sürülmeli. Ancak o zaman insanlık rahat nefes alacaktır diye düşünüyorum.

HABERE YORUM KAT