İlahiyatlarda skolastik dönem
İlahiyat fakültesi hocaları vesayetçi sisteme tazim yarışına girmişler!
HAKSÖZ HABER
Türkiye’de muhafazakâr dindar kesimin içinden yetişmiş insanların tek adam ve tek parti rejimlerinin uygulamalarına karşı eleştirel yaklaşmaması kabul edilemez. Aslında hiç kimsenin böyle bir tavır içine girmesi kabul edilemez ancak dindarlar için meselenin mahiyeti daha mühim. Zira bu dönemlerde en çok onların canlarına kast edildiği az biraz tarih bilen herkesin malumu.
İnsanın unutmaya meyilli bir varlık olması onun acılarını değersizleştirmez. Aksine bu meyline rağmen yaşadığı acıları akılda tutması büyük bir olgunluğa işarettir. Acısına sırtını dönüp, zalimlere tazim yarışına girenler karakteri olgunlaşmamış insanlardır…
Tek Parti ve Tek Adam dönemini tartıştırtmayan mütekebbir tutum esasen zihinsel bir acze ve sefalete işaret ediyor. Dünyanın dört bir tarafında zulüm kol geziyor; kitlelere kan kusturan siyasi, askeri ve iktisadi teşebbüslere karşı adaleti savunmaktan aciz kimi "İslam hukukçuları" sefil bir mantıkla Kemalist tarihi ve siyaset biçimini tartışılmaz konuma oturtmaya kalkışıyorlar.
Skolastisizm aslında bilgide deneyimi esas alan bir ekol. Kavramın kendisi de bir ekole bağlılık anlamında "okul felsefesi" anlamına geliyor. Bilgide geleneksel deneyimi ötelememek bir yönüyle gayet anlaşılır bir şeyken bunun ötesinde bilgilenme yolu kabul etmemek ise durağanlaşmayı ve donukluğu beraberinde getiriyor. Eleştirel düşünemeyenler, İlahiyatlardaki skolastikler olarak bu açıdan incelenmeyi hak ediyorlar...
Erciyes İlahiyat’ta İslam hukuku hocası Yunus Apaydın, halka 27 sene boyunca kan kusturan Tek Adam ve Tek Parti Cumhuriyeti için “halkın hilafeti” ifadelerini kullanıyor! Bu denli basit ve temelsiz sloganlarla kitlelere mesaj veren kişiler İlahiyat Fakültesinde öğrencilere İslam Hukuku dersi veriyor, pes vallahi! Vakayı bilmeyen, yaşananları idrak edemeyen bir fıkıhçının vereceği hükümle amel edilir mi hiç?
Türkiye’de Akademinin tıpkı sermaye sınıfı ve medya gibi resmi ideolojiye muhafızlık yaptığını artık biliyor ve tanıyoruz. Daha tuhaf ve utanç verici olansa İlahiyat fakültelerinde de resmi ideoloji muhafız ve sözcülerinin azımsanamayacak oranda artmış olması. Bu garabete karşı ciddiyetle, hakaret etmeden karşı koyulması gerektiğini hatırlatmak isteriz.
HABERE YORUM KAT