'İktidarı Kollama Adına Yanlışlarını Örtmek Dostluk Değil, Düşmanlıktır!'
Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya’nın konuşmacı olduğu “Adil Şahitlik Sorumluluğumuz” konulu seminer, İzmir Özgür-Der’de gerçekleştirildi.
Rıdvan Kaya, ümmet coğrafyasına baktığımızda, duyarlılık sahibi Müslümanları üzen bir tablo ile karşılaştığımızı söyleyerek sözlerine başladı. Bu noktada Müslümanların birbirlerinin velisi olduğu, hakkı ve sabrı tavsiye etme misyonuyla hareket etmekle yükümlü olduklarına dikkat çekti.
Mümin şahsiyetlerin şahitlikte bulunurken sadece sevdiklerine, yakınlarına değil sevmediklerine, hatta düşman olduklarına dahi adil olmaları gerektiğini söyleyen Rıdvan Kaya bu tutumun Müminlerin şiarı olduğunu belirtti ve Maide suresi 8.ayeti hatırlattı: “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi âdil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışandır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilendir.”
Adil şahitliğin bu manada Müslümanların vasfı olduğunu bilhassa sıkıntılı ve zor süreçlerde, insanların Müslümanlara dönük beklentilerinin arttığı dönemlerde kimliğimizin gereğini ortaya koyma görevi anlamına geldiğini söyleyen Kaya adil şahitliğin bir hayat tarzı olarak algılanması gerektiğini vurguladı ve Müslümanların her durumda değişmeyen ölçülerinin, sabitelerinin olması gerektiğini düşündüğümüzde asla konjonktürel gelişmelere göre, rüzgârın esme yönüne göre hareket edilmemesi gerektiğini hatırlattı. Sözlerini “Adil şahitlik, itiraz etmeyi gerektirir, idare-i maslahatçı davranmayı değil genel olarak ümmetin maslahatını öncelemeyi gerektirir. Ve bu çerçevede uyarma işlevini layıkıyla, gerektiği biçimde yapmayı zorunlu kılar” diye sürdürdü.
Mevcut iktidarın Türkiye tarihi itibariyle İslami kimlik ve taleplere karşı en yakın dönemi temsil ettiğini, bü yüzden de hem içeride, hem dışarıda İslami kimliğe düşmanlığıyla maruf çevrelerce hedef alındığını belirten Rıdvan Kaya bu yüzden İslami camianın genelinde iktidara sahiplenme tavrının yaygın olduğunu hatırlattı. Bununla birlikte bu tutumun iktidarın yanlışlarını da sahiplenme veya görmezden gelme gibi bir yanlışa da kapı açtığını söyledi. Oysa Müslümanların adil yaklaşması gerektiğini, ne sadece yanlışlar üzerinden anlamsız, temelsiz bir muhalefet yapmalarının, ne de yanlışlarına dahi kefil olmanın kabul edilemez olduğunu belirtti.
Son zamanlarda milliyetçi söylemlerin artışına dikkat çeken Rıdvan Kaya iktidarın devlet kutsaması ve Atatürk vurgularının kimliksel sapmalara neden olduğunu söyledi. Bu tür açık yanlışlara sapmalara tavır alınması gerektiğini, görmezden gelmenin kimliksel sapma teşkil etmesi yanında ayrıca muhataplara dostluk veya iyilik olmadığını, bilakis yanlışa ortak olmak anlamında düşmanlık olduğunu ifade etti. “Müslüman isme göre tavır almaz. Siyonist zalimlere tavır alırken Siyonist çetenin yaptığının yüz katı zulmü Müslümanlara reva gören Esed’e, Sisi’ye karşı duyarsız olursak kendimizle çelişiriz” diyen Kaya “biz kimin yaptığına değil, zulmün kendisine odaklanmalı ve zalimlerin tümüne tavır almalıyız” diye devam etti.
Muhacirlerin karşılaştıkları zorluklara da değinen Rıdvan Kaya bugün ülkemize sığınmak zorunda kalan Özbekistanlı, Doğu Türkistanlı, Ortadoğulu pek çok Müslüman kardeşimizin maalesef birçok sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarını ve işkence görmeleri kuvvetle muhtemel ülkelere geri gönderilmeye çalışıldıklarını, bu tarz sıkıntıları ‘’hükümet zarar görmesin’’ mantığıyla perdelemeye çalışmanın Müslümanlara yakışmayacağını ifade etti.
Son olarak Müslümanların cemaat bilincine sahip olmaları gerektiğine değinen Kaya Müslümanın ancak hesap verebilen, uyaran, hayra çağıran, kardeşlik hukukunu gözeten ilişkilerde bulunan, nefsinden taviz verebilen ama birlikteliği önde tutan kişi olduğunu belirtti ve Müslüman olarak çabalarken temel ilkelerimizden ödün vermeden ve hayatımızın, eylemlerimizin merkezine Rabbimizin rızasını koymamız gerektiğini vurguladı.
Seminer soru-cevap faslının ardından sona erdi.
HABERE YORUM KAT