HAKSÖZ-HABER

Suriye devriminin başından itibaren İslami direnişi karalama adına her türlü yalana, iftiraya başvurmaktan çekinmeyen kirli bir cephe oluşturuldu. İran’a tapanından, solcu görünümlü Alevicilere, Kemalist Türk ulusalcısından PKK uzantılarına kadar geniş bir yelpaze oluşturan bu güçler her fırsatta direnişi emperyalizmin uşağı olmakla, ABD’ye ve Batı çıkarlarına hizmet etmekle suçladılar. Bu süreçte Batılı güçlerin direnişi İslami kimliğinden ötürü mahkum eden tavrını ise inatla görmek istemediler. Peşinden gittikleri Esed adlı katil her konuşmasında Batılılara ülkesindeki direnişi ‘aşırılar’, ‘teröristler’, ‘ileride sizi de vuracaklar’ diye şikayet etmesine rağmen bu şahsiyetsiz rejime anti-emperyalizm payesini yakıştırmaktan vazgeçmediler. Öyle ki en son Kobani hadisesinde elbirliğiyle ABD uşaklığına da hiç zorlanmadan ram oldular. Ve bunu yaparken de dillerinden anti emperyalizm yalanlarını hiç düşürmediler.  

Ve şimdi bir kere daha bölgeyi IŞİD’den temizleme harekâtı adı altında elbirliğiyle Suriye’nin kuzeyinde yeni bir oldu bitti peşindeler. Kirli ittifak yine devrede. Aynı bölgeyi sabah Esed güçleri, akşam Amerikan güçleri vurabiliyor. ‘Halkların kurtarıcısı’ YPG ise karadan yürütttüğü operasyonlarla sivil halkı bölgeden uzaklaştırarak, etnik temizlik yapıyor.

İç bölgelerden kaçıp sınıra gelen insanların zorluk ve sefalet görüntüleri içinde Türkiye’ye giriş yapmaya çalışması bile siyasi amaçlarla istismar ediliyor. YPG’nin silah zoruyla izlediği politikaya siyasi destek sunma mantığıyla yine Türkiye hükümeti sıkıştırılıyor. Daha düne kadar Suriyeli mülteciler üzerinden en adice gündem yapmaktan çekinmeyenler, sınırdaki bu insani dramı öne çıkartarak hükümeti sıkıştırma gayretindeler. Ne kadar da üzüntülüler Suriyeli mazlumların çektikleri acılardan!!!   

Bol bol dramdan söz ediyorlar ama ne hikmetse bu dramın kaynağını sormuyorlar. Öyle ya bu insanlar neden sınıra yığılmış durumdalar? Dün Kobani’de IŞİD’den kaçıyorlar deniliyordu, şimdi neden ve kimden kaçıyorlar?

Sınırda biriken insanlar ABD bombalarından ve YPG tehditlerinden kaçtıklarını söylemelerine rağmen konu muğlaklaştırılmaya, olayın kaynağı gizlenmeye çalışılıyor.  ABD canavarlığı ve YPG işbirlikçiliği örtülüyor. Ve bu kirli ittifakın ağzına sakız yaptığı anti-emperyalizm sloganının da,  “halkların kardeşliği” kavramının da nasıl içeriksizleştirilip, sıradan bir yalana dönüştürüldüğü birkaç gündür sınırda yaşanan şu acı görüntülerle bir kere daha açığa çıkıyor!