İki iftar masası fotoğrafı üzerinden siyaset okuması
Ersin Çelik, siyasilerin iftar masalarında verdikleri fotoğraflar üzerinden kendilerini nasıl bir yerde konumlandırdıklarına dikkat çekiyor.
Ersin Çelik / Yeni Şafak
İftar masası dizilimi
Geçmiş dönemlerdeki seçim ve Ramazan ayı denklemine bu yıl deprem bölgesi de eklendi. Ramazan ayları seçim çalışmaları için siyasi partilere ve liderlere doğal bir alan açıyor. İftarlarda halkla ve teşkilat üyeleriyle bir araya geliyorlar. Dileyen siyasetçiler için sahura kadar seçim çalışması yapma imkânı var.
Bu yıl da Ramazan ayını seçimlerden bağımsız yaşayamıyoruz. Ancak bu Ramazan hüzünlüyüz. Eksiğiz. Ülkenin 11 şehrinde yıkıntıların arasında yaşanıyor Ramazan. Oruçlar çadır ve konteyner kentlerde tutuluyor. Zorlukları yazmakla bitmez. Yaşamayan bilmez. Her şeyden önce eski Ramazanlar geliyor akla. Eski Ramazanlarda iftar sofralarında olan binlerce insan şimdi yok çünkü. Daha büyük bir eksiklik olmaz.
Seçimler de gelip çatınca haliyle Ramazan ayının ‘havası’ da değişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim çalışmalarının deprem felaketinin önüne geçmesini istemediğini söyledi. Erdoğan, Cumhur İttifakı adına, “Hazırladığımız bütün müzikleri yasaklıyoruz, müziksiz bir kampanya olacak, ikili görüşmeler suretiyle bu kampanyamızı sürdüreceğiz” dedi. Erdoğan kendi ittifakı adına konuştu ama diğer yandan da diğer ittifakların, adayların ve siyasi partilerin kampanyalarının sınırlarını da belirlemiş oldu.
Şunu net olarak söyleyebiliriz; seçim çalışmaları deprem bölgesinde yoğunlaşacak. En azından Cumhur İttifakı böyle yapacak. Öğrendiğimiz kadarıyla AK Parti seçim kampanyasına her konuda deprem hassasiyetini gözeterek hazırlanıyor. Bu durumda Erdoğan’ın ortaya koyduğu hassasiyet Ramazan ayında iftar soflarına taşınacak. Bunu da Ramazan ayının ikinci günü Hatay’da açılan iftarda gördük. Erdoğan, çadır kentte iftar sofralarına oturduğu depremzedelere “Seçimler elbette önemlidir ama deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın meseleleri bizim en öncelikli gündem maddemizdir” dedi.
Muhalefet kanadı da benzer bir hassasiyet ile Malatya’daydı. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu ve 7 Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı depremzedelerle iftar açtılar. Altılı Masa’nın da deprem bölgesini önceleyen bir seçim kampanyası yapacağı izlenimi çıktı ortaya.
Ancak verilen “fotoğraflar” tartışma konusu oldu. Erdoğan’ın Hatay’da, Kılıçdaroğlu ve yedi yardımcısının Malatya’da oturdukları masalardan yansıyan fotoğraflardan bahsediyorum.
Siyasal iletişim çalışmaları sosyal medyaya yansıdığından beri; algı inşa etmek hem çok kolay hem de çok zor. Doğal ve gerçek olmak bir artı ve aslında mecburiyet.
Erdoğan’ın Hatay’da vatandaşlarla iç içe olduğu fotoğraf hem doğal hem samimi hem de gerçek bir sahne olarak karşımıza çıkıyor. Haliyle etkisi de yüksek oluyor.
Kılıçdaroğlu ve yardımcılarının da iftar sofrası fotoğrafı gerçek ve doğal. Lakin sıcak değil. Samimiyet unsuru yok. Nedeni ise halkla iç içe değil de uzak görüntü verilmesinde saklı. Kılıçdaroğlu ve yardımcılarının tek sıra halinde oturmaları, halkın iftar sofrasında birlik beraberlik görüntüsü vermek isterken halktan uzak buz gibi bir fotoğrafı ortaya çıkarmış. Bazı CHP’lilerin konuk oldukları evlere ayakkabıyla ya da en olmadı galoş takarak girdiklerini görmüştük. Yine misafir oldukları eve dışarıdan yemek götürenleri de gördük. Ancak o masada halkla kucaklaşma geçmişi olan, halkın arasında iftarlar açmış, sofralarına oturmuş Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan da vardı. En fazla da geleneği güçlü bu isimler sırıtıyordu.
Buraya kadar yazdıklarımı iki fotoğrafı önüne koyan biri ilk bakışta dile getirir. Burada bence daha başka ve büyük bir problem var. Altılı Masa üyelerinin verdiği fotoğrafın ortaya çıkmasına sebep olanların bu işten, yani siyasal iletişimden zerre anlamadıkları gerçeği. O masada bir değil iki değil tam 8 lider var. Bu isimlerin nereden baksanız en az iki-üç iletişim danışmanı var. Hatta danışmanlarının bile danışmanları olduğunu herkes biliyor.
O kadar danışman akıl tutulması yaşamışlar, efsunlanmışlar sanki. Bir tanesi de çıkıp; “ya Cumhurbaşkanı adayımızı ve yardımcısı adaylarını tespih tanesi gibi masaya dizdik. Adımız Millet İttifakı ama fotoğraf kadrajında ‘millet’ yok. Cumhurbaşkanı adayı ve yedi yardımcısı masalara dağılsalar, insanlarla sohbet muhabbet ederek iftar yapsalar ne güzel doğal görüntüler çıkar ortaya” dememiş.
Hadi bunu düşünemediler. Fotoğraflar da çekilmiş. Paylaşılma aşamasında o buz gibi soğukluğu, mesafeli bakışları görmez mi bir danışman?
Büyük emeklerle bir araya gelen, 2 binden sayfa metinde uzlaşıp imza koyan, krizleri aşan ve her şeye rağmen seçmenlerine umut olan liderler ve danışmanları bir kareyle boşa düştüler. İttifak masasından yansıyan krizi iftar masasına taşıdılar. Samimi olamadıklarının, zorla bir araya geldiklerinin fotoğrafını verip dağıldılar. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, yaşlı bir amcayı liderlerin bulunduğu yerden uzaklaştırdığı anları konuşmaya ise gerek yok.
Halkla kucaklaşamayan, milletin sofrasına oturup karşılıklı kaşık sallayamayan liderler ve siyasal iletişimi beceremeyen danışmanları, deprem odaklı bir seçim kampanyasını nasıl yürütecekler çok merak ediyorum.
HABERE YORUM KAT