1. YAZARLAR

  2. MUSTAFA ÖZCAN

  3. İki devrim tek ruh!
MUSTAFA ÖZCAN

MUSTAFA ÖZCAN

Yazarın Tüm Yazıları >

İki devrim tek ruh!

16 Ağustos 2009 Pazar 00:41A+A-

23 Temmuz 1952 tarihinde gerçekleşen Nasır veya resmi adıyla Hür Subaylar Devrimi'nin üzerinden yaklaşık 57 yıl geçti. Önceleri bazı başarılar elde ettiyse de sonrasında Mısır, Arap dünyası nezdinde ki gücünü ve prestijli yerini kaybetti. Komunizm çökmeden Nasır'ın sistemi çoktan yaşlanmıştı bile. Halefi ve yerine geçen Sedat, dümeni Batı'ya kırdı. Nasır devrimi aslında İttihatçıların Arap dünyasına açılımından veya yansımasından ibaretti ve Sedat'ın hatıratında yazdığı gibi Arap İttihatçılardan Aziz Ali el Mısri gibiler Arap İttihat kalkışması olan 23 Temmuz'u tetiklediler. Nasır'ın darbesi veya devrimi İttihatçı ruhu ve izleri taşıyordu. Bu aşıyı Aziz Ali el Mısri Paşa gibileri yapmıştı.

1/9/1969 günü ise kendisini Nasır'ın şakirdi olarak gören ve sayan Kaddafi, Libya'da Senusilere karşı bir darbe tertibinde bulundu ve başarılı olan darbe veya kendi ifadesiyle devrim 40 yılını doldurdu. Dolayısıyla tam değerlendirme vakti. 40 yılda nasıl bir mesafe kat etti? İttihatçılar Fransız Devrimi'nin çocuklarıydı. Bütün Arap darbecileri veya devrimcileri ise İttihatçıların çocuklarıdır. Hepsi birbirinden el almıştır. Nasır ve Sedat gibiler Aziz Ali el Mısri'den el alırken Kaddafi de Nasır'ı rol modeli olarak kabul etmiştir. Nasır meşhur konuşmalarından birisinde Kaddafi'de gençliğini gördüğünü söylemiştir. Kırkıncı yılında Kaddafi'nin devrimi tartışılıyor. Gerçekten de devrim Libya halkına ne getirdi, ne verdi? Kırkıncı yılında devrimi elerken görülen adeta bir enkaz yığınıdır. 6 milyonluk nüfuslu ve 1.5 milyon kilometrekarelik yüz ölçümlü ve yılda 90 milyar dolarlık petrol gelirine haiz bir ülke gelecek vaat etmek yerine bugün çöküntünün eşiğine gelip çatmış bir haldedir. Esasen devrimci veya baskıcı Arap rejimleri daha Sovyetler havlu atmadan çökmüşlerdi bile. Nasır, 1970'li yılların başında bütün inanırlığını ve heyecanını yitirmiştir. Ölmeden önce neredeyse bir hiç ve kadavra olmuştu. 1967 hezimeti rejimin mafsallarında onanmaz yaralar açmıştı.

40 yıl sonra Kaddafi'nin rejimi de aynı sendromları yaşıyor. Abartılı propagandalar ve abartılı projeler bugün yerini hayal kırıklığına bırakmış durumdadır. Çölde suni nehir akıtma projesi gibi dudak uçuklatacak projeler onca petrol gelirine rağmen tamamlanamamıştır. Kaddafi'nin ideolojik maceraları bu projelerin itmamına engel olmuştur. Paralar ideolojik maceralar uğruna harcanırken öbür taraftan da Batılılar aynı nedenlerle ambargo koymuşlar ve bu da Libya'yı darboğaza sokmuştur. Bir de buna ilaveten hakim yolsuzluk kültürü ve fasit devrim bürokrasisi bütün artıları da alıp götürmüştür. Abartılı değerlendirmeler ve beklentiler Libya'nın kösteği olmuştur. 'Cemahariyye' gibi tantanalı ama içi boş sıfatlarla birlikte Libya'nın evrensel medeniyetin öncüsü olacağı yönünde öngörüler ve sloganlar önceleri ilgi çekse de sonraları bıkkınlık ve umutsuzluk kaynağı olmuştur. Libya modeli, insanlığın son adası ve insanlığın sorunlarının çözümü için yegane çare olarak takdim edilmiştir. Parlak sloganlar uygulamada tökezlemiş ve bu da Libya'yı kendi içine hapsetmiş ve dışarıyla bağlarını zayıflatmıştır. Devrimin kırkıncı yılında durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Karmaşıklaşıyor. Libya keyfilik sisteminden ve istibdat rejiminden kurtulamadıkça petrol paraları da ekonomisini kurtarmaya yetmeyecektir. Yap-boz ekonomisi petrol gelirlerini yiyip tüketmiştir. İbrahim Kuveyder gibi Libyalılara göre, şayet petrol gelirleri olmamış olsaydı Libya bu yap-boz ekonomisi sayesinde muhakkak ki, Benin gibi Afrika'nın en fakir ülkelerinden birisi haine gelirdi.

Eskiden bu ülkede zenginlerin fakirleri istismar ettikleri ve zekat verirken insanları aşağıladıkları nazara verilirdi. Şimdiki türedi ve nevzuhur zenginler ise zekat yerine mallarının fazlalığını kabare şarkıcılarına dağıtıyorlar. Yeni zengin ile eski zenginin farkı bu! BM raporlarına göre, gelecekte dünyada Libya gibi bir ülke kalmayabilir. Bunun nedeni, evlilik yaşının yukarıya çekilmesi ve boşanmaların had safhaya ulaşması. Ölümlerin ise dünya sıralaması ve standartlarının üzerinde seyrediyor olması. Bu itibarla, BM raporlarında göstergeler ve veriler aynı şekilde devam edecek olursa Libya'nın çok geçmeden ortadan kalkabileceği ifade edilmekte. Kaddafi, bu kara adasıyla ve üzerindeki halkıyla birlikte batabilir. Libya'yı bu sona hazırlayan nedenlerden birisi de yolsuzluğun diz boyu olmasıdır.

Libya, devriminin kırkıncı yılında yeni bir başlangıç yapabilir mi? Bu, hantal çarkları geriye çevirmek olur.

MİLLİ GAZETE

YAZIYA YORUM KAT