Ağrı İnsani Hareket Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ( İHYAD ) 28 Şubat 1997'de yapılan ve izlerinin hala devam ettiği Post Modern darbe ile ilgili bir başın açıklaması yayınladı.

İHYAD Yaptığı basın açıklamasında ;

Türkiye'nin tarihine  kara bir leke olarak geçen 28 Şubat post modern darbesi öncelikle 1908’deki İttihat Terakki’nin başlatmış olduğu darbeler zincirinin son halkasıdır.

28 Şubat ; 12 Eylül’den, 12 Mart’tan, 27 Mayıs’tan, 1980’den ayrı görülmemelidir. Tüm bu darbeler geleneğini birbirine bağlayan kavramın ise “teamül” kavramı olduğunun anlaşılması gerekmektedir.

28 Şubat'ın askeri boyutu dışında, yargı, sermaye ve uluslararası stratejik boyutu olduğunun farkında olmalıyız. Bu olay sadece o günkü gazete manşetleri ile anlaşılamaz.

28 şubat darbe süreci, aslın da Refah partisinin 24 aralık 1995 genel seçimlerinde birinci parti çıkmasıyla başlamış ve Refah Partisi’nin gücünün yüzde 21’lere yükseldikçe askerin de teyakkuz durumu o derece yükselmişti. Bu noktada temel belirleyici unsurun "siyasal İslam/dincilik/şeriatçılık" gibi irticai görülen unsurların hükümet nezdinde belirleyici olması askeri ve onlarla birlikte olanları tedirgin etmişti."

PEKİ 28 ŞUBAT'TA NE OLDU ?

MGK, Cumhurbaşkanı Demirel başkanlığında toplandı. Türkiye'de 1997'den sonraki dönemde meydana gelen siyasal ve sosyal gelişmeleri belirleyen bu tarihi toplantı, dokuz saat sürdü. MGK'da Atatürk ilke ve inkılaplarının ödünsüz uygulanması kararı alındı. Temel eğitimin sekiz yıla çıkarılması, imam hatip okullarının meslek okullarına dönüştürülmesi, irticai faaliyetlere karıştıkları için TSK'daki görevlerine son verilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmelerinin önüne geçilmesi istendi.

Bildirinin sonunda "tavsiye edilir" kelimelerinin yerine "yaptırım" kelimesinin kullanılması "muhtıra" şeklinde değerlendirildi ve bu tarihten sonra yaşanılan gelişmeler, bu değerlendirmenin bir anlamda doğruluğunu ortaya koydu.

Ağrı İnsani Hareket Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ( İHYAD ) açıklamasının devamında, 28 Şubat ; tüm zorbalığına, iftirasına, zulmüne, fişlemesine rağmen aynı zamanda direnen onurlu Müslümanların direnişinin de adıdır “Başörtüsü onurumuz koruyacağız” “imam hatipler kapatılamaz” , “Cuntaya hayır, eğitime özgürlük” sloganıyla direnenleriyle, teslim olmayanlarıyla, beyaz bayrak çekmeyenleriyle de anılmalıdır

28 Şubat Mağduru Müslüman Tutsaklara Özgürlük İstiyoruz!

Bugün gelinen noktada Müslümanlar ciddi bir kazanım yaşamışlardır. Orduyu, sermaye sınıfını, medyayı tanımışlardır. Eskisi gibi milliyetçi devletçi refleksler vermiyor. İnsanlar hak, adalet neyse onu talep etmekteler.

2013 yılında 28 şubat aktörlerinin, topluma balans vermeye çalışanlar yaptıklarının hesabını verir bir noktada cezaevlerine alındılar. Bugün onlardan kimse içerde kalmamış olsa da önemli olan şu ki biz intikam peşinde değiliz ancak adaletin peşindeyiz. 28 Şubat, Balyoz, Ergenekon, casusluk davasındaki herkes serbest kaldı ancak maalesef hala bir çok Müslüman kardeşimiz cezaevinde bulunmaktadır.

Bizlerde Ağrı İnsani Hareket Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği ( İHYAD ) olarak, 28 Şubat yargısının hukuksuz bir şekilde zindanlara attığı müslüman tutsaklara özgürlük talep ediyoruz.