Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkanlığı’na vekaleten atanan İbrahim Munir, hapisteki İhvan üyelerinin serbest bırakılması karşılığında Abdulfettah es-Sisi'nin Cumhurbaşkanlığının tanınması kararının hapisteki liderlerin elinde olduğunu söyledi.

Katar merkezli al-Jazeera televizyon kanalına röportaj veren Munir, Mısır rejimine yakın kişilerden birinin 2015-2016 yılları arasında İhvanla irtibata geçerek kendilerinden Sisi'yi tanımalarını istediğini kaydetti.

Munir, konunun kendi aralarında tartışılmadan önce aracıya, "hapistekilerin serbest bırakılmasının da yer aldığı" bazı şartlar sunduklarını ancak bunların tümünün rejim tarafından reddedildiğini belirtti.

Cemaatin hapisteki üyelerinin serbest bırakılması karşılığında şu an için Sisi'nin tanınması konusuna ilişkin sorulan soruya Munir, "Dürüst olacağım, bu kararı elinde tutanlar hapistekilerdir dışarıda olanlar olarak bizler bunun sahibi değiliz." dedi.

"Kararlarını aldıklarında bizler buna boyun eğeriz" ifadesini kullanan Munir, ancak rejimin bu taktiklerinin kendilerini çukura çekmekten daha fazla bir işe yaramayacağı uyarısında bulundu.

Munir, Mısırlı Müteahhit Muhammed Ali'nin rejime karşı protesto düzenlenmesi çağrısına ilişkin, "Bizler halkın önüne geçmeyeceğimiz gibi taleplerini de geri çevirmeyiz. Hangi devrim olursa olsun toplu olmalıdır. Bu gerçekleştiği gün Teşkilat da her sokakta yer alacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Rejime karşı tutumları hakkında da Munir barışın yanında yer almanın hiçbir zaman değişmeyecek bir strateji olduğunun altını çizdi.

İhvan'ın içişlerine dair Munir, "Bizler şimdi yeni bir merhaledeyiz bu merhaleye uygun yönetim komisyonu şeklinde yapılanma oluşturuldu" diyerek, bu komisyonun kararların alınmasında kendisine yardımcı olacağını vurguladı.

Demokratik seçimlerle görev başına gelen Muhammed Mursi, 3 Temmuz 2013'te dönemin Savunma Bakanı Abdulefettah es-Sisi tarafından askeri darbeyle görevden indirilmişti. Daha sonra aynı yıl terörist örgüt olarak ilan edilen Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) kadroları, başta üst düzey olmak üzere terör suçlamalarıyla tutuklanarak hapis cezalarına çarptırılmıştı.