İhbarcılık Teşvik Görmemeli
Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ ile mücadele adına herkesi tanıdıklarını ihbar etmeye çağırıyor. İyi ama ihbarcılığı yaygınlaştırarak sağlıklı bir toplum olunabilir mi?
HAKSÖZ-HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Türkiye İhracatçılar Meclisi’nde yaptığı konuşmada katılımcılardan Gülen yapılanmasına mensup dostlarını, arkadaşlarını ihbar etmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan iş adamlarına yaptığı konuşmada şu sözleri sarfetti: "O camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları da ifşa etmeniz lazım. Bunları savcılıklarımıza, emniyet teşkilatımıza bildirmeniz lazım. Niye? Bu, bizim üzerimize bir vatanseverlik borcudur. Onlar bu ülkeyi değil, biz onları çökerteceğiz."
Elbette 15 Temmuz darbe girişimiyle Gülen örgütünün ne kadar vahşileşebildiği apaçık bir gerçek olarak ortaya çıkmıştır. Bu darbeci yapıyla mücadele zemininde alınması gereken tedbirler, atılması gereken adımlar konusunda kimsenin bir itirazı da olamaz. Mamafih mücadelenin hangi zemine oturtulduğu önem arzetmektedir. Doğrudan darbeci kalkışma içinde yer alan unsurlar 15 Temmuz’da önce halktan ağır bir tokat yemiş ve ardından emniyet ve yargı takibatına muhatap olmuşlardır.
Ama bu mücadeleyi tali zeminlere taşımak; esnafı, tüccarı, sanayiciyi çevresindekileri ihbara yönlendirmek ne ölçüde doğrudur? İnsanlardan tanıdıklarını, sevdiklerini ihbar etmelerini istemek çok ağır bir şeydir. İnsan ruhunda onulmaz yaralara yol açabilecek bir yük demektir.
Öte yandan ihbarcılık mekanizmasının bu şekilde teşvik edilmesi toplumun akıl ve ruh sağlığı açısından da son derece tehlikeli bir şeydir. Menfaat saikiyle ya da kin duygusuyla herkesin birbirini ihbar etmesine yol açacak bir dönemin kapısının aralanması hayra, adalete hizmet etmez, bilakis yozlaşmayı besler.
HABERE YORUM KAT