İftiraya İddia Muamelesi Yapmak!
Kürt milliyetçileri ve solun Kobani yalanları bitmiyor!
HAKSÖZ HABER
6-8 Ekim katliamlarının baş sorumlularından Demirtaş’ın gayet ısrarlı ve kesin sözlerle gündeme taşıdığı, IŞİD’in Türkiye’den destek alarak Mürşitpınar kapısına saldırı gerçekleştirdiği yalanı tel tel dökülmesine rağmen gündemde tutulmaya çalışılıyor. Gerek sol, gerek PKK medyasında tartışmasız bir gerçekmiş muamelesi yapılan bu iddia ile Kobani’de zor duruma düşen PKK/PYD unsurlarına propaganda desteği hedeflendiği açık.
Bu doğrultuda bir adım da İHD’den geldi ve İHD İstanbul Şubesi bu saçmalığı suç duyurusuna dönüştürdü. Anlaşılan o ki Kobani üzerinden Kürt milliyetçiliğini takviye etme, PKK’yı sevimli kılma ve aynı zamanda hükümetle süren müzakerede elini güçlendirme siyaseti bu tür atraksiyonlarla devam edecek. Sol ve Kürt milliyetçi çevreler Kobani hadisesi üzerinden Amerikan destekli yurtsever yoldaşlarla dayanışmalarını bu tür yalanlarla sıkı tutmaya çalışacakları anlaşılıyor. Oysa bu kesimlerin “IŞİD’e TC desteği” yalanına sarılarak Kürt yurtseverliğinin Amerikan destekli bir projeye dönüştüğü gerçeğini örtme çabası içinde oldukları gerçeği gün gibi ortaya çıkmış durumda.
Baştan sonra “bozacının şahidi şıracı” mantığıyla oluşturulduğu anlaşılan İHD’nin suç duyurusunu, Hilal Kaplan’ın iddia adı altında nasıl bir iftira kampanyası yürütüldüğüne dikkat çeken yazısıyla birlikte okumakta yarar var.
Hilal Kaplan'ın söz konusu yazısı
İHD'nin Suç Duyurusunun Metni:
ŞANLIURFA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
Gönderilmek Üzere
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
MÜŞTEKİ : İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Çukurlu Çeşme Sokak Bayman Apt., 10 /1, 34430 Taksim – İstanbul
ŞÜPHELİLER: Şanlıurfa Valisi, Suruç Kaymamı, Bölge Jandarma Komutanı, olay tarihinde Mürşitpınar Sınır Kapısında Görevli Ve Kimliği Soruşturma Esnasında Tespit Edilecek Olan Güvenlik Güçleri.
SUÇ TARİHİ: 29.11.2014
AÇIKLAMALAR
29 Kasım 2014 tarihinde, saat 05.00 civarında, Mürşitpınar sınır kapısını ele geçirmek amacıyla, Kobane kantonu topraklarına girilerek bomba yüklü araçla saldırılar gerçekleştirilmiştir.
Araçların ve saldırganların, Türkiye sınırları dahilinde bulunan Toprak Mahsulleri Ofisi siloları içinden yola çıktıkları, Kobane asayiş ve silahlı güçlerine yönelik saat 16.00’ya kadar süren bir saldırı gerçekleştirdikleri medya kaynakları aracılığıyla kamuoyuna yansımıştır. Mürşitpınar sınır kapısının kobane tarafına doğru açılmış olması Türkiye tarafından bombalı aracın girdiğini tanık ve basın mensuplarınını görgüleri ile güçlenmektedir. TMO silolarından Kobane tarafına yönelik saat 16:00 ya kadar süren bir saldırı İŞİD militanları tarafından gerçekleştirildiği kamera görüntüleri ile sabittir. Dicle Haber ajansı muhabiri ve kameramanı tarafından bu görüntüler basına servis edilmiştir. Saldırı sonucunda sekiz kişi hayatını kaybetmiş, 28 kişi yaralanmıştır. Patlamanın yanı sıra, TMO siloları, IŞİD ve Kobanê asayiş birimlerinin çatışmasına sahne olmuştur. Yani hem Türkiye’den komşu bir ülke topraklarına bombalı saldırı yapılarak bir katliama göz yumulmuş, hem de Türkiye topraklarında çatışma çıkmasına sebebiyet verilmiştir.
Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, olay hakkında Urfa Valisi ile yaptığı görüşmede valinin, IŞİD çetelerinin Türkiye topraklarında bulunduğunu ve Kobane’ye saldırdığını kabul ettiğini basına açıklamıştır. Ayrıca olay günü sınırda bulunan gazeteci İbrahim Aslan’ın anlatımları kamu görevlilerinin fiilinin vahametini açıkça ortaya koymaktadır.
İbrahim Aslan, 4.12.2014 tarihli haberinde şöyle yazmıştır: “Aracın infilak etmesinin ardından IŞİD çetecileri yaya olarak ve iki intihar bombacısı ile birlikte Kobane’ye saldırıya geçti…” İbrahim Aslan aynı haberinde aracın da Türkiye’den gittiğini yazmıştır. Keza, Türkiye’de yayınlanan diğer pek çok ulusal gazete, televizyon ve internet haber portalında saldırganların Türkiye’den geçerek çatışmaya girdiğine dair çok sayıda tanıklığa yer verilmiştir.
Ayrıca, saldırı sırasında elektriklerin kesilmesi, sınır kapısını kameralarla gözetleyen askerlerin herhangi bir müdahalede bulunmaması, şüphelilerin, ihmalden başlayarak işbirliğine kadar varan tutumlar içinde olduklarını göstermektedir.
Suça konu olayın aydınlatılması, ilgili kamu görevlilerinin fiilleri hakkında maddi hakikati şüpheye yer verilmeksizin ortaya çıkaracak şekilde soruşturma ve kovuşturmanın yapılması gerekmektedir.
NETİCE-İ TALEP
İşbu dilekçede yapılan açıklamalar ve inceleme esnasında re’sen belirlenecek hususlar doğrultusunda;
1-IŞİD bir terör örgütüdür, örgüt mensuplarının yakalanıp adalete teslim edilmesi gerekirken ülke topraklarını kullanmalarına izin verilmek suretiyle bu örgütle işbirliği yapılması,
2-Kasten 8 kişinin öldürülmesi ve 28 kişinin yaralanması,
3-6-7-8 Ekim Olaylarının Kobane’de IŞİD tarafından gerçekleştirilen katliama ilişkin olduğu bilindiği halde, ülkeyi iç savaşa sürüklemek için terör örgütleri ile ittifak içinde olunması
4-Mürşitpınar sınır kapısının IŞİD tarafından ele geçirilmesi halinde Kobanêde bulunan halka yönelik katliam gerçekleştirileceğinin bizatihi örgüt tarafından açıklandığı dikkate alındığında, bu eylemin Soykırım suçu teşkil edeceği
Dikkate alınarak şüpheliler hakkında gerekli soruşturma ve kovuşturmanın başlatılması talebimizin yanı sıra ayrıca yapılacak soruşturma sonucunda, bu eylemin gerçekleştirilmesinin ya da gerçekleştirilmesine karşı kasten bir müdahalede bulunulmamış olmasının bir devlet politikası olduğunun tespit edilmesi halinde Bakanlar Kurulu üyeleri ve ilgili talimatı verenler hakkında ayrıca soruşturma açılması talep olunur.
İnsan Hakları Derneği
İstanbul Şubesi
Deliller: 1-) Fehim taştekin 03.12.2014 tarihli yazısı http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim_tastekin/rojavadan_turkiyeye_alo_siloda_kim_var_asker_degilse_karsilik_verecegiz-1243964
2-) ERSİN ÇAKSU / İBRAHİM ASLAN haber ve yazısı http://www.bestanuce1.com/haber/154490/-kobane-yi-almak-istiyorlardi-ama-yapamadilar-&dil=tr bağlantıda video kaydıda mevcuttur.
HABERE YORUM KAT