1. YAZARLAR

  2. ABDULHAKİM BEYAZYÜZ

  3. İblisin Mahiyeti Nedir?
ABDULHAKİM BEYAZYÜZ

ABDULHAKİM BEYAZYÜZ

Yazarın Tüm Yazıları >

İblisin Mahiyeti Nedir?

31 Temmuz 2017 Pazartesi 20:49A+A-

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Allah’a hamd, resulüne selam olsun. Bugünkü yazımızda iblis ve şeytan kavramları üzerinde durmaya çalışacak, Kur’an’ın bu kavramlara hangi anlamları yüklediğini tespit etmeye çalışacağız.

İblis “ "أَبْلَسَ- يُبْلِسُ kökünden türemiş bir kelimedir. Bu kavramın geldiği kökün sözlük anlamalarına baktığımızda şu anlamlar ile karşılaşırız:

أَبْلَسَ-يُبْلِسُ: Ümitsiz olmak, hayret etmek, dehşete düşmek, üzüntü ve kederden susma, hayrı az olmak, delili geçersiz kılınmasında dolayı susmak

اَلْإبْلِيسُ: Şeytan

اَلْأَبَالِيسُ: Şeytanlar.

İblis kavramının geldiği bu kelime kökü Kur’an’da bir (1) kere yublisu (وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يُبْلِسُ الْمُجْرِمُونَ“Kıyametin kopacağı gün, günahkârlar (ümitsizlik içinde) susacaklardır.”30/12), dört (4) kere de müblisun/müblisin şekilde geçmektedir اَخَذْنَاهُمْ بَغْتَةً فَاِذَا هُمْ مُبْلِسُونَ “onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar.”(6/44, ayrıca bkz: 23/77,  43/75, 30/49).  

İblis kelimesi kavram anlamında  Kur’an’ı Kerimde, on bir (11) yerde zikredilmektedir:  “Hani meleklere (ve cinden olan iblise), "Âdem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.” (2/34, ayrıca bkz:7/11, 10/31-32, 17/61, 18/50, 34/20, 26/95.)

Dolayısıyla ayetlerden açıkça anlaşılıyor ki İblis, Kavram olarak cinlerden olan, haksız yere gururlanarak Âdem’e secde/saygı göstermeyi kabul etmeyen (18/50), İradesini yok sayıp işlediği suçu Allah’a yükleyen (15/39), tevbeye yanaşmayan ve insanlığı saptırmayı temel hedef seçen saptırıcıların önderi olan (15/29-42, 26/95) özel şahsiyet anlamında kullanılmaktadır.

İblis’e tek bir hatadan dolayı verilen ceza adalete uygun mudur?

Bu ve benzer soruların tümüne, yüce Allah’ı tanıtan ayetlerin tümünü dikkate alarak yaklaşılmalıdır. İkinci bir husus da konuşulan konunun Kur’an’daki tüm ayetleri göz önünde bulundurularak meseleye bakılmasıdır. Şimdi bu açıdan değerlendirdiğimizde Allah’ın kullarına merhamet etmeyi ve iyilik yapmayı kendisine yasa haline getirdiğini görürüz; “De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" Allâh'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış (acımayı kendisine prensip edinmiş)tir (6/12). Yine O, tevbeleri çokça kabul eden (et-Tevvab), hataları çokça bağışlayan (el-Ğaffar), çokça affeden (el-‘affuv), yumuşak davranan (el-Halim), şefkatli davranan (er-Reuf), karşılıksız lütufta bulunan (el-Vahhab) ve benzeri tüm güzel isimlere sahip, bütün eksikliklerden uzak olan (el-Küddus) ve bütün yüceliklerin kendisinde toplandığı (el-Mütekebbir)dir. Dolayısıyla onun için adaletsizlik olarak nitelendirilen bir şeyi yapmasının asla söz konusu olamayacağını ve haksızlık gibi görülen bir şeyi yapmasının imkânsız olduğunu peşinen bilmeliyiz. Bu nedenle karşıdaki muhatap İblis bile olsa, yücelerin yücesi olan rabbimizin ona asla haksızlık yapmayacağı açıktır. O halde bu temel gerçeği hiç unutmadan ayetlere bakarak meseleyi anlamaya çalışalım. Ayetlere baktığımızda ise şunları görürüz;

a- İblisin isyanı normal bir hatadan çok daha büyük bir duruma karşılık gelmektedir. Zira o birçok özel ayete tanıklık yapan bir şahsiyet durumundadır. Böyle bir şahsiyetin ise sorumluluğu çok daha fazladır. Örneğin İbrahim (a.s.)’a ateş, selamet veren bir bahçeye dönüştürülmüşse, kuşlar gözlerinin önünde diriltilmişse, onun sorumluluğunun normal bir insanın sorumluluğundan daha ileride olacağı anlaşılır bir şeydir. Nitekim İbrahim (a.s)’ın evladını kurban etme imtihanı ile sınanmasını böyle anlamalıyız. Tıpkı çok büyük bir imtihan olan babasız evlat doğurma sınavı ile sınanan Meryem (a.s)’a, bu denenmeden önce mucizevi şekilde yemeklerin ikram edilmesi ve Cebrail (a.s.)’ın bizzat kendisiyle görüştürülmesi gibi. Bu nedenle rabbimiz varlıklara fazladan lütufta bulunur. Ama asla kimseye haksızlık olacak bir şey yapmaz. Elbette bu yasa iblis için de geçerlidir. “Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. “(2/286) “Bunlar Allah'ın mesajlarıdır: Hakikati bildiren bu (mesaj)ları sana iletiyoruz; zira Allah, yarattıklarının haksızlığa uğramasını istemez.” (3/108) - İşte bu, ellerinizin önden gönderdiği şeyler yüzündendir.Yoksa Allah, kullara zulmedici değildir.”(8/51)

b- İblis bu suçu bilmeden ve bir anlık hata ile değil, bilerek yapmıştır. Zira hatasından sonra da yaptığını savunmuş ve sınırlı bilgisine karşın, ilmin kaynağı olan Allah’ı bilgisizlik ve adaletsizlikle suçlayarak isyanında haklı olduğunu iddia etmeye devam etmiştir.

“Hani meleklere, "Âdem için saygı ile eğilin" demiştik, onlar da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, "Hiç ben, çamur hâlinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?" demişti. Yine demişti ki: "Benden üstün tuttuğun kişi bu mu, söyler misin? And olsun eğer beni kıyamete kadar ertelersen, onun soyunu, pek azı hariç, (azdırarak) kontrolüm altına alacağım." (17/61-62,) Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi. Allah, "Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın" dedi. (7/12-13)

Allah dedi; "Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki maksadın ne?" İblis dedi ki: "Ben, kuru bir çamurdan, şekillenmiş balçıktan yarattığın insan için saygı ile eğilemem." (15/32-33)

c- İblis suç işledikten sonra da asla isyan inadında vazgeçmeye yönelmemiş ve tevbe ederek kendini düzeltme yoluna girmemiştir. Bilakis haksız olduğu halde inat etmede diretmiş, yanlış yapanın kendisi değil, Allah olduğunu ileri sürme densizliğinde ısrar etmiştir.

“Allah, "Sana emrettiğim zaman seni saygı ile eğilmekten ne alıkoydu?" dedi. (O da) "Ben ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. Onu ise çamurdan yarattın" dedi.”7/12)

d- İblis isyanından sonra tövbeye yanaşmayı kabul etmediği gibi, isyanını yaygınlaştırma ve fesadını her yerde yaymaya yönelmiştir.

 “ İblis dedi ki; «Benden üstün tuttuğun şu canlıyı görüyor musun? Eğer bana kıyamet gününe kadar mühlet verirsen, onun soyunu, pek az bir bölümü dışında, avucumun içine alıp mahvederim.” (17/62)

e-  İblis içine girdiği isyandan dönmediği gibi, kendi suçunu da Allah’a yükleyip iftira atmak suretiyle hadsizlikte daha da ileri gitmeyi tercih etmiştir.

-İblis, "Rabbim! Beni azdırmana karşılık, and olsun ki yeryüzünde kötülükleri onlara güzel göstereceğim ve muhakkak ki onların hepsini ayartıp yoldan çıkaracağım içlerinde ihlâsa erdirilmiş kulların hariç, onların hepsini azdıracağım" dedi.”(15/39)

f- İblis bütün bunları yaparken tanık olduğu ayetlerden dolayı, Allah’ın varlığı ve gücü konusunda bir bilgisizlik veya kuşkuya da sahip değildi. O bunları sadece gurura kapıldığından, inat ve azgınlıkta ısrar ettiğinden dolayı yapmıştır.

Bu durumu, kendisinin ve Âdem’in yaratıcısının Allah olduğunu ikrar etmesinden, kıyamet gününe kadar mühleti ancak Allah’ın verebileceğini bilmesinden ve izni Allah’tan istemesinden vb. hususlardan rahatlıkla anlayabiliriz. (7/12, 17/62) Dolayısıyla o birçok ayete tanık olmasına rağmen, özgür iradesi ile doğru yoldan çıkmış ve daha sonra da bu yola dönmeyi asla kabul etmemiş ve kendisi için takdir edilen cezayı hak etmiştir.

İnşallah gelecek yazımızda Şeytanın mahiyeti üzerinde durmaya çalışacağız. Sözlerimizin sonu Allah’a hamdtır. Rabbimiz senden İblis gibi değil, Âdem (a.s) gibi olmayı niyaz ediyoruz. Rabbimiz bizleri acizliğinin farkında olan, hatasını kabul eden ve kendisini düzeltmek için çaba sarf edenlerden eyle.

YAZIYA YORUM KAT

8 Yorum
  • Abdulhakim Beyazyüz / 20 Ağustos 2017 12:50

    Adalet rumuzlu arkadaşımızın sorularına, İnsan, beşer, iblis gibi yakın zamandaki ona yakın yazıda cevap verdiğimizi düşünüyoruz. Bu arkadaşımız bu yazılarımızda bu sorularının cevabı olacak şeyleri bulacağını düşünüyoruz.( Özelikle de insanın dünyaya gönderilişi adalete aykırı mıdır yazısı.) iyiliğin kaynağı olan Allah'ı bütün eksikliklerden özellikle de, zulmü ve kötülüğü istemekten tenzih ederim...

    Yanıtla (2) (0)
  • Adalet / 14 Ağustos 2017 17:21

    7) Tut ki bütün bunları, yani Allah’ın beni mükellef kılmasını, kendisine itaat etmeyince lanetleyip cennetten kovmasını, cennete girmek isteyince oraya girmeme müsaade etmesini, Âdem’e ilişmeme imkan vermesini, onun evladına musallat etmesini anladım ve kabul ettim. Peki öyleyse ben izin isteyince niçin bana mühlet verdi ve ben, “İnsanların tekrar diriltilecekleri güne kadar bana mühlet ver” deyince bana niçin, “Sen bilinen vakte/kıyamet gününe kadar mühlet verilenlerdensin” diye mukabele etti? Beni şu an yok ettiği takdirde Âdem ve diğer insanların derin bir “oh” çekeceğine, âlemde kötülükten eser kalmayacağına ve dahi âlemin bekası da hayır ve güzelliklerle dolu bir nizamla kâim olduğuna göre, [benden sâdır olan] kötülüklerin kol gezdiği bu âlemin mevcudiyetindeki hikmet nedir?

    Yanıtla (0) (0)
  • Adalet / 14 Ağustos 2017 17:21

    İblis'in Yedi Sorusu:
    1) Her şeyden önce, Allah, yaratmadan önce ne yapıp edeceğimi bildiği halde beni niçin yarattı? Beni yaratmasındaki hikmet nedir?
    2) Allah irade ve dilemesinin muktezasınca beni yarattı. Peki, [Allah açısından] itaatimin bir faydası, isyanımın da bir zararı olmadığı halde beni niçin kendisini bilip tanımak ve itaat etmekle mükellef kıldı? Böyle bir mükellefiyetin hikmeti nedir?
    3) Allah beni yarattı ve mükellef kıldı. Ben de mükellefiyetim gereği O’nun [ulûhiyetini] tanıdım ve itaat edilmesi gerektiğini anladım. Peki öyleyse niçin beni Âdem’e secde etmekle yükümlü kıldı? Benim Allah’ı bilip tanımama hiçbir katkı sağlamadığı halde böyle bir özel teklife muhatap olmamın hikmeti nedir?
    4) Allah beni yarattı ve genelde [kendisini bilip tanımakla] mükellef, özelde de Âdem’e secde etmekle mükellef kıldı. Peki Âdem’e secde etmeyince niçin beni lanetleyip cennetten kovdu. “Senden başka hiçbir varlığa secde etmem” sözünden başka hiçbir günah işlemediğim halde Allah’ın beni lanetleyip cennetten kovmasının hikmeti nedir?
    5) Allah beni yarattı ve hem genel hem de özel olarak mükellef kıldı. İtaat etmeyince de lanetleyip [cennetten] kovdu. Peki öyleyse bana niçin ikinci kez cennete girip Âdem’e ulaşmam ve onu vesvesemle aldatmam hususunda izin verdi? Eğer beni cennete girmekten men etseydi, Âdem kesinlikle benden yana rahat eder ve orada ebedî yaşardı. Böyle olmadığına göre bu işin hikmeti nedir?
    6) Allah beni yarattı ve hem genel hem de özel olarak mükellef kıldı. Beni lanetledi ve ardından [tekrar] cennete girmeme müsaade etti. Kapatılması gereken hesap Âdem ile benim aramda iken niçin onun evladına beni musallat etti? Hem de öyle bir musallat etme ki, ben onları [insanları] beni görmedikleri yerden görüyor, onlara vesvesemle tesir ediyorum. Buna karşılık onlar, sahip oldukları güç ve kuvvetle bana hiçbir tesirde bulunamıyorlar. Allah insanları kendilerini aldatacak bir varlığın bulunmadığı bir ontik düzlemde selim fıtrat üzere yaratsa ve onlar da tamamen itaatkar kullar olarak yaşasaydı, bu durum elbette çok daha hikmetli olurdu? Böyle olmadığına göre bu işin hikmeti nedir?

    Yanıtla (2) (0)
  • Hüseyin Hüseyni / 05 Ağustos 2017 19:30

    İblis cinlerdendi ve ayet onu kapsamıyordu . Buna rağmen kibribden ötürü kendisini meleklerle bir tuttu ve kendisini emre muhatap zanneti. Tıpkı dünya hayatında insanın Peygamber de insandır diyerek Peygamberin makamını sahiplenmesi gibi .. Sonuç; Yeryüzü kan gölü...

    Yanıtla (0) (1)
  • ömer bitlis / 05 Ağustos 2017 13:18

    Sorum şu; madem Allah CC meleklere secde edin diyor o zaman niye cinlerden olan iblis secde etmedi diye cezalandırılıyor?
    Ben melek değilim ki emir benimle alakalı değil diyemez mi?

    Yanıtla (0) (0)
  • Salih toprak / 01 Ağustos 2017 21:40

    Sabri kardeş, Allah şöyle buyururken, İblisin cinden olduğundan şüphe kalır mı "Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik; İblis'in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O CİNLERDENDİ, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir." (18/Kehf/50)

    Yanıtla (3) (0)
  • Ali / 01 Ağustos 2017 11:43

    şeytan aslında demiş ki: "o ki insanı yaratacaktın bana ne lüzum vardı?"

    Yanıtla (0) (0)
  • sabri / 01 Ağustos 2017 11:09

    ayetleri meallendirirken meleklere secde edin diye meallendirilirken konu anlatımına ''Dolayısıyla ayetlerden açıkça anlaşılıyor ki İblis, Kavram olarak cinlerden olan,'' diye başlanması tezat olmamışmı acaba

    Yanıtla (0) (2)