1. YAZARLAR

  2. MURAT KAYACAN

  3. Hz. Ya'kūb’un Hikmetli Sabrı
MURAT KAYACAN

MURAT KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Hz. Ya'kūb’un Hikmetli Sabrı

02 Ocak 2025 Perşembe 00:05A+A-

Her birimizin hayatında karşılaştığı zorluklar, sabrımızı sınar. Bazen sabır, sadece acıyı hissetmeden beklemek değil, yüce Allah’a olan güveni kaybetmeden hayatın getirdiği her türlü sıkıntıyla yüzleşmek anlamına gelir. Bu yazıda Hz. Ya'kūb’un, oğlunu kaybetmenin acısıyla nasıl başa çıktığını, metanet ve tevekkül noktasındaki tutumunu ayrıntılı olarak inceleyeceğiz. Yûsuf Suresi 12/83'te yer alan “Artık bana güzelce sabretmek düşer.” sözleri, sadece bir baba olarak değil aynı zamanda bir mümin olarak da ne denli derin bir sabır ve hikmet anlayışına sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Bazen sabır, Allah’a olan güvenin bir yansıması olur, bu yazımızda da bu erdemin sadece bir "bekleyiş" değil, her durumda güvenli bir adım atma ve metin olma biçiminde bir yaklaşım olduğunu vurgulamak istiyorum.

Bünyamin’in Mısır’da alıkonmasından ötürü, artık babaları Hz. Ya'kūb’un karşısına çıkmaya yüzü tutmayan en büyük kardeş, diğer kardeşlere öğüt verip onları ülkelerine geri gönderir: “Babaları, ‘Hayır, nefisleriniz size bir iş süslemiş. Artık bana güzelce sabretmek düşer. Allah'tan bana onların hepsini getirmesini umarım. Şüphesiz o, en iyi bilen, hikmet sahibidir.’ dedi.” (Yûsuf 12/83). Hz. Ya'kūb’un, “nefisleriniz size bir iş süslemiş” dediği şey, oğullarının Bünyamin’e atfedilen suç isnadını doğru kabul etmeleri olabilir. Öfkelenmek yerine bir kez daha “sabretmek”, Hz. Ya'kūb’a daha uygun gelmiştir. Yüce Allah’ın rahmetinden asla ümidini kesmediği anlaşılan ve “Sizin bu düzdüklerinize karşı ancak Allah'tan yardım istenir.” (Yûsuf 12/18) diyen Hz. Ya'kūb’un yakın vadede oğluna kavuşmayı beklemediği anlaşılmaktadır. Bu ayette (Yûsuf 12/83) ise sadece Hz. Yûsuf’a değil tüm çocuklarına kavuşmayı ummaktadır. Dolayısıyla ikinci defa sabrı, ona verilecek nimetlerin giriş kapısı olmaktadır. Zaten başa bir musibet geldiğinde insanın Allah’tan geldiğini ve O’na döneceğini bilmesi ve ona göre yaşaması gerekir (el-Bakara 2/156). Hz. Ya'kūb’un “ikisini (Bünyamin ve Mısır’da kalmayı tercih eden büyük kardeş)” demek yerine “Allah'tan bana onların hepsini getirmesini umarım.” sözü, Hz. Yûsuf’un yaşadığına inandığını göstermektedir. O, sadece Hz. Yûsuf’tan haber alamıyordu. Hz. Ya'kūb’un yüce Allah için “hikmet sâhibidir” demesi, yaşadığı zorluklarda bir hikmet bulunduğuna dikkat çekmek içindir. O, hâlinden şikâyetçi değildir aksine yüce Allah’a tevekkül etmektedir.

Hz. Ya'kūb’un yaşadığı derin acı, sabır ve tevekkülün sadece bir tutum değil, bir yaşam biçimi olduğunu gösteriyor. O, oğlunu kaybetmenin üzüntüsüyle birlikte, Allah’a olan güvenini ve metanetini kaybetmedi. Bu yazıda ele alınan Yûsuf 12/83 ayetinden çıkaracağımız en önemli derslerden biri, karşılaştığımız sıkıntılarla ilgili Allah’tan yardım dilemenin ve metanet göstermenin ne denli önemli olduğudur. Günümüz dünyasında iş hayatındaki zorluklar, kişisel sağlık sorunları ve sosyal baskılar, direncimizi sınayan önemli etkenlerdir. Bununla birlikte sabır, sadece beklemek değil, her koşulda Allah’a güvenmek ve umudumuzu kaybetmeden doğru yolda ilerlemektir. Hz. Ya'kūb’un metaneti ve Allah’a dayanması, bizlere sadece içsel bir güç değil bununla birlikte Allah’ın rahmetine olan güvenimizi taze tutmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bizler de onun örneğinden hareketle her türlü zorlukta Allah’a güvenebilir ve karşılaştığımız engelleri dirençle aşmak için güç bulabiliriz. Hz. Ya'kūb’un sabrı, bugün bizlere, kayıplar ve sıkıntılar karşısında metin olmanın ve Allah’a güvenmenin gerçek anlamını gösteriyor. Unutmayalım ki uçurtmayı daha yukarılara çıkaran şey, rüzgâra karşı gösterdiği dirençtir.

YAZIYA YORUM KAT