Hz. Ömer’in Gazze’deki mirası
Ümmühan Kıpramaz, tarihî Gazze şehrinde bulunan Gazze'nin en saygın miras alanlarından birisi Büyük Ömer Camii'ni inceliyor.
Ümmühan Kevser Kıpramaz / Mecra
Hz. Ömer’in Gazze’deki hatırası: Büyük Ömer Camii
Gazze şehrinin kalbinde yer alan Büyük Ömer Camii (Câmiu’l-Umerî el-Kebîr), kendine özgü kemerleri ve geniş açık avlusuyla Gazze Şeridi’nin en büyük ve en ünlü camisidir.
Yapı, başlangıçta antik bir tapınak olarak inşa edilmiş, daha sonra V. yüzyılda (406-407) bir Bizans kilisesine dönüştürülen tapınak, Pers işgali sırasında yıkılmış. VII. yüzyılda (617) Müslümanların bölgeyi fethiyle kilisenin kalıntıları üzerine cami inşa edilerek bir de minare eklenmiştir. Bu camiye, o dönemde hüküm süren Hulefâ-yı Râşidîn’den Hz. Ömer bin el-Hattâb’a nispetle “Büyük Ömer Camii" adı verilmiştir.
- Hz. Ömer zamanında Arap orduları Bizans İmparatorluğu'nu yenerek Gazze ve Filistin dahil olmak üzere Levant olarak adlandırılan bölgeyi fethetmiştir.
“Gazze Ulu Camii" olarak da bilinen bu cami, Haçlı Seferleri sırasında (1149) Vaftizci Yahya'nın onuruna adlandırılarak yeniden kiliseye dönüştürülmüşse de bina, daha sonra Memlûkler tarafından bir kez daha camiye dönüştürülmüştür.
- Yaklaşık 4.100 metrekare alana ve 1.190 metrekare avluya sahip cami, Gazze ve Filistin halkı için büyük önem taşıyor ve zorluklara karşı ayakta kalabilmeyi simgeliyor.
Büyük Ömer Camii, Gazze şehir merkezindeki Eski Şehir'in Daraj Mahallesi'nde, Filistin Meydanı'nın güneydoğusunda, Ömer Muhtar Caddesi'nin sonunda yer almaktadır.
Memlûklere has minare
Kare temeli ve sekizgen kulesiyle caminin minaresi, Osmanlıların kontrolü ele geçirip camiyi daha da genişlettiği 1250-1517 yılları arasında Gazze'yi yaklaşık üç yüzyıl boyunca yöneten Memlûk İmparatorluğu'nun karakteristik üsluplarının mirasıdır.
286 basamakla çıkılan 36 metre yüksekliğindeki bu minare, yıllar geçtikçe cami büyük depremlerin yanı sıra birçok savaştan da kurtulmuştur. 11. yüzyıldaki (1033) bir depremde caminin tek minaresi yıkılıp yeniden inşa edilmişse de, minare 13. yüzyıldaki başka bir depremde tekrar harap olmuştur. Ayrıca Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük hasar görmüş, ancak 1925-26 yılında Yüksek Müslüman Şurası tarafından restore edilmiştir.
1033'te meydana gelen deprem, caminin minaresinin tepesinin çökmesine neden oldu. 11. yüzyıldaki Haçlı Seferleri sırasında minarenin yıkılmasının ardından Büyük Ömer Camii, kilise olarak eski formuna geri döndürülmüştü.
Eklemeler
Günümüzde yapının en eski bölümleri Haçlı Seferleri zamanına kadar izlenebilmekte olup, İtalyan Gotik tarzında (Norman-Sicilya) inşa edilen Batı kapısı buna örnek olarak verilebilir.
Memlûk Sultanı I. Baybars (1260-1277 arasında tahta oturmuştur) döneminde, camiye değişiklikler ve genişletmeler yapılmıştır. Onun zamanında camiye yaklaşık 2 bin kitap barındıran bir kütüphane eklenmiştir.
Osmanlı döneminde ise cami, tamamı hâlen kullanımda olan mevcut boyutuna kadar genişletilmiştir. Kuzey tarafına eyvanlar ile bir minber ve mihrap eklenmiştir.
Bir zamanlar binlerce kitap ve el yazması ile dolu büyük bir kütüphaneye sahip olan bu kütüphanenin büyük bir kısmı Haçlı Seferleri ve daha sonra Birinci Dünya Savaşı sırasında tahrif edilmiş, geriye sadece küçük bir kısmı kalmıştır.
1917 yılında şehre yapılan yoğun İngiliz saldırısı sırasında cami ağır hasar görmüştür. Bununla birlikte, iç kısmı büyük ölçüde sağlam kalmış ve antik ihtişamının önemli bir kısmını korumuştur.
Mimari özellikleri
Avlusuyla birlikte yaklaşık 5 bin 300 metrekarelik alana inşa edilen cami, 38 mermer sütunuyla Emevî, Memlûk ve Osmanlı dönemine ait mimari güzelliğini yansıtmaktadır.
Caminin tonozlu kumtaşı kemerleri olan eyvanlar ve geometrik ve bitkisel motifli süslemeler mevcuttur.
Caminin batı yönünde ise Osmanlı döneminde şadırvan olarak tahsis edilen küçük bir havuz bulunuyor. Caminin kapalı namazgah alanında farklı yüksekliklerde 4 revak bulunuyor. Revakların üst kısımlarında güneş ve hava girmesi için pencereler yer alıyor.
Büyük Ömer Camii'nden fotoğraflar:
HABERE YORUM KAT