Hz. Resul’ün hayatını ve örnek davranışlarını gelecek kuşaklara liyakati ile aktarmayı hedefleyen programa Kahramanmaraş Özgür-Der temsilcisi Celal Kurşun konuşmacı olarak davet edildi.

Program öğrencilerin Kuranı Kerim tilaveti ve ardında mealini okuması ile başladı. Sinevizyon gösteriminin ardından öğrencilerin hazırlamış oldukları mini bir tiyatro sahnelendi. Daha sonra konuşmalarını yapmak üzere Celal Kurşun sahneye davet edildi. Kurşun konuşmasında özetle şunlardan bahsetti:

 “Peygamber hayatının her noktasını dengeli bir şekilde Allah’a layık bir kul olabilme cehdi ile geçirdi. Tebliğini insanlara güzel bir dil ile toplumunun anlayacağı bir şekilde yaptı ve hiçbir zaman yılgınlığa düşmedi. Ebu Süfyan’ın Rum İmparatoru Heraklius’un “Muhammed sizden ne istiyor?” sorusuna Hz. Resulü hiç sevmemesine rağmen verdiği cevap aslında Peygamber’in hayat mücadelesini çok iyi anlatıyor. Hud Suresi 112’de emrolunduğun gibi dosdoğru ol ayetinin Hz. Muhammed’in deyimiyle “saçılarımı ağarttı” deyişi bizlere nasıl bir sorumluluğu üstlendiğimizi gösteriyor. İnsan nefsinin insana kötülüğü fısıldaması (Yusuf 53) karşısında nasıl bir duruş sergileyeceğimizi bizler en iyi Hz. Resül’de gözlemliyoruz. Zira O kızı Fatıma’ya “  Babam peygamber diye güvenme, O gün ne sana ne de bana ne yapılacağını bilmem” demiyor muydu? Bu sebeple Hz. Muhammed insanlara karşı her zaman adil, fakir-zengin ayrımı yapmayan, arpa ekmeği için yapılan davete icabet eden, biçarelerin yanında, gariplerin, öksüz ve yetimlerin hamisi, borçlulara yardımda bulunan, ince ruhlu tevazu ve bu yüzden bu dünyadayken de huzurlu bir elçiydi. Bütün bunların yanında zalimlere karşı şedit inananlara karşı ise oldukça merhametliydi. 23 yıllık tebliğ mücadelesinin ilk 13 yılını Mekke topluma Tevhidi anlatmakla geçirmiş ve tüm insanlığı Allah’tan başka ilahın olamadığı İslam dinine davet etmiştir. O halde bizlerde O’nu iyi anlamak istiyorsak vermiş olduğu mücadeleyi ve Kur’an vasıtasıyla bize ulaştırdıklarını hakkaniyetle hayatımıza aksettirmek zorundayız. Hz. Resulü anlamanın yolu Kur’an-ı Kerim’i hakkıyla okumak ve okuduklarımızı hayatımıza uygulamaktan geçer. Kur’an bizler için en büyük rehberdir. Fakat öğüt almak şartıyla. Hz. Muhammed Veda hutbesinde tüm müminlere iki emanet bırakıyor. Bunlardan birisi Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim diğeri ise Peygamberinin sünnetidir. İşte bizler bu emanetlere hakkıyla sahip çıktığımızda Hz. Muhammed’i doğru anlamış olacağız.”

Konuşmasının ardına Kurşun böyle güzel programlarla genç dimağları Batı’nın yoz rüzgarlarından korumaya çalışan lise idarecilerine ve programda emeği geçem tüm öğretmenlere en içten teşekkürlerini dile getirdi. Gençlere kendilerine sunulan bu güzel imkanların ve değerli hocalarının kıymetlerini bilmesi nasihatinde bulunmasından sonra program son buldu.

Fotoğraf: Yusuf ŞAKAR